Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
64 syf.
2/10 puan verdi
İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim. İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
Cahiliyye
Cahiliyyeİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 2016115 okunma
Reklam
Demek usul bu idi. Evvelâ muvaffakiyet denen bir şey kabul edilecek, sonra sahibi aranıp bulunacak, o tebrik edilecek, bu sefer o, muvaffakiyetin asıl karşısındakinin olduğunu iddia ederek ona aynıyla devredecek, öteki çok mânalı bir kelime ile kendi hissesini ayırdıktan sonra yine geriye verecekti. Böylece üzerinde bu kadar devr ü teslim, iade ve tekrar iade muamelesi geçtikten sonra bu muvaffakiyetten artık kim şüphe edebilirdi?
Sayfa 233Kitabı okudu
Noktalama İşaretleri Nokta ( . ) 1. Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurul­muştur. Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu. (Reşat Nuri Güntekin) 2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa),
Mavi bir Işık
Emre, kan ter içinde uyandı yine uykusundan. Günlerdir gördüğü rüya bu gece de onu rahat bırakmamıştı. Her gece aynı şekilde uyandığı için Dünya da alışmıştı artık, yadırgamıyordu. Korkmuyor ama üzülüyordu elinden hiçbir şey gelmiyor olmasına. Üstelik Emre de hâlâ bir yabancı gibi bakıyordu Dünya’ya. Belki de canını en çok yakan buydu Dünya’nın.
Demek usul bu idi. Evvelâ muvaffakiyet denen bir şey kabul edilecek, sonra sahibi aranıp bulunacak, o tebrik edilecek, bu sefer o, muvaffakiyetin asıl karşısındakinin olduğunu iddia ederek ona aynıyla devredecek, öteki çok mânalı bir kelime ile kendi hissesini ayırdıktan sonra yine geriye verecekti. Böylece üzerinde bu kadar devr ü teslim, iade ve tekrar iade muamelesi geçtikten sonra bu muvaffakiyetten artık kim şüphe edebilirdi?
Sayfa 335Kitabı okudu
Reklam
Demek usul bu idi. Evvelâ muvaffakiyet denen bir şey kabul edilecek, sonra sahibi aranıp bulunacak, o tebrik edilecek, bu sefer o, muvaffakiyetin asıl karşısındakinin olduğunu iddia ederek ona ayniyle devredecek, öteki çok mânalı bir kelime ile kendi hissesini ayırdıktan sonra yine geriye verecekti.
Sayfa 193 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Merak edenler MUTLAKA OKUYUN?
"RABITA NEDİR?'' (MUTLAKA SABIRLA OKUYALIM) Konu içindeki ara başlıklar : *Rabıta Bir İbadet Midir? *Allah’a Götüren Her Yol Hayırlıdır *Allah’ı Seven, Ancak Allah’a Götürür *Sahabe-i Kiram’ın Rabıtası *Gönlü Muhabbetle Arındırmak *Salihlerin Rabıtası Önce şunu belirtelim ki, rabıtayı tarif eden mürşidler, tek bir tanımla yetinmemişlerdir.
Biz onlara benzeyemedik!
Zahiri sebepler yanında Selim Han’ın o günlerde gördüğü bir rüya da Harameyn hizmetine tayin edildiğini ifade eden manevi bir işaret olmuştu. Hoca Sadeddin Efendi’nin bizzat babası Hasan Can’dan naklederek anlattığı olay şöyle cereyan etmişti. Yavuz’un nedimi Hasan Can anlatıyor... “Mekanı cennet olsun padişah hazretleri çoğu gecelerinde kitap
Sayfa 212 - KTB YayınlarıKitabı okudu
İsmail Kılıçarslan - Yavaşlık İçin Darmadağınık Notlar
Reha Çamuroğlu'nun 'İsmail'de anlattığı bir mesele vardır. Şeyh Cüneyd, halifeleri ile divan toplar. Halifeler, divan saati gelirler, diz kırıp otururlar. Diz üzerinde sekiz saat aralıksız susulur. Tek bir cümle, tek bir kelime çıkmaz ağızlardan. Sekiz saatin sonunda Şeyh Cüneyd 'başka bir şey yoksa divan bitmiştir' der. Elbette başka bir şey
Reklam
Demek usul bu idi. Evvelâ muvaffakiyet denen bir şey kabul edilecek, sonra sahibi aranıp bulunacak, o tebrik edilecek, bu sefer o, muvaffakiyetin asıl karşısındakinin olduğunu iddia ederek ona aynıyla devredecek, öteki çok mânalı bir kelime ile kendi hissesini ayırdıktan sonra yine geriye verecekti. Böylece üzerinde bu kadar devr ü teslim, iade ve tekrar muamelesi geçtikten sonra bu muvaffakiyetten artık kim şüphe edebilirdi? Enstitümüzün kurulması bir muvaffakiyetti.
Sayfa 240
SELEFİLİK ve SELEFİYE...
Selefîlik/Selefiyye, itikadî konularda Kur’an ve Sünnet’in lafzına bağlı olan ve te’vili kabul etmeyen, gelenek ve mezhep karşıtı bir ekoldür. Selefîlik, İbn Teymiyye eliyle kurulmuş olup Vehhâbîler eliyle Suudi Arabistan’da devletleştiği gibi “Yeni Selefîlik” diye aynı çizginin farklı tonlarda devamı söz konusudur. Selefîliğin kurucusu,
Sayfa 14 - 15,16,17,18,19 Kazım Albay, Aylık/Baran Fikir ve Aksiyon Gazetesi, Ocak2023, İkinci Devre, Sayı 11Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.