Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(...) Ne varki burada da tüm insansal konularda olduğu gibi bir denge gereklidir. Mesleğini tümüyle aşkı uğruna feda etmek her ne kadar bazı durumlarda trajik bir kahramanlık olsa da, aptalca bir şeydir, ama aşkı meslek uğruna kurban etmek de aynı şekilde aptallıktır, üstelik yiğitçe hiçbir yanı olmayan bir aptallık.
Bisiklet özlü sözler
“Hayat bisiklete binmek gibidir. Dengede kalmak için, hareket etmeye devam etmen gerekir.” Albert Einstein, Bilim İnsanı “Bisiklet turu dediğin, mutsuzluktan kalkan bir uçuştur.” James E. Starrs, Bilim İnsanı “Bir bisiklet alın. Kesinlikle pişman olmazsınız, şayet yaşarsanız.” Mark Twain, Yazar “Keyifsiz olduğunda, günün karanlık göründüğünde,
Reklam
Temel Parçacıklar
Özel göreliliğin ve kuantum mekaniğinin yasalarına göre hızlandırıcılarda elektronlara ve protonlara mal edilen enerji yeni madde parçacıklarına dönüşebilir. Maddenin genetik kodu bu şekilde anlaşılabilmiş, temel parçacıkların dökümü çıkarılmıştır. Bu parçacıklar iki gruba ayrılır: leptonlar ve hadronlar. Leptonların içinde elektron ve ẞ
Büyük bir aşkla başlayan evliliklerin çok geçmeden bittiğini de biliyoruz. Hem de nasıl bitme! Başta birbirleri için ölen insanlar sonunda birbirlerini öldürmeye kadar gidebiliyorlar. Bu anlaşılabilir bir şeydir: Kişi birisine kör-kütük âşık olduğunda bir tarafta ona esir olur, diğer tarafta da onun sahibi olur. Hem onsuz yapmaz, hem de onun her haliyle kendisine ait olmasını ister. İnsan âşık olduğuna köle olur, onu kendisine köle yapar. Aşık olan ister ki, âşık olduğu kişi hep kendisinde kalsın, başkasına gitmesin. Halbuki âşık olunan sadece âşık olana ait değildir, onun bir ailesi ve çevresi vardır. Böylesine bir aşka maruz kalan bir süre sonra bu baskıdan yorulur, kaçmaya başlar. Bu hayatın bir gerçeğidir. Kör-kütük âşık olan bu hakikati görmez, görmek istemez. Büyük aşkların hepsi biraz zehirleyici ve öldürücüdür. Demek ki, aşk iyidir ama fazlası zararlıdır. Her durumda denge şarttır.
Sayfa 85
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Reklam
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ
Yüzüklerin Efendisi'nde, Orta-dünyanın Üçüncü Çağı'nın hayali edilmesi, tarihinde dünyanın iyi ve kötü olan iki orduya göre tanzim edilmesi, hayli aşikar olarak sunulur. Bu karşıtlık, iki ana karakterle canlandırılır: Tek Yöneten Yüzüğü arayan Karanlıklar Efendisi Sauron ile Arif Gandalf. İmdi, bu sonuncu şahsiyetin lakabının önemi bazı
Sayfa 15 - İNSAN YAYINLARI - birinci baskı: İstanbul, aralık 2005
Bağlılıkla mesafe arasında adil bir denge bulmalıyız. Sevdiklerimize bağlanmamız tamamen doğal bir şeydir. Bağlanmadan sevgi olmaz. Ancak bize kimsenin bize ait olmadığını, herkesin kendi yazgısının peşinden gitmesi gerektiğini hatırlatacak bir mesafelilik geliştirmeyi de öğrenmemiz gerekir. Sahip­ lemediğin ölümcül zehrinin ruhumuzu ele geçirmesine asla izin vermemeliyiz. Eğer kıskançlık duygusuna kapılırsak, ki bu da çok doğaldır, mesafeli olmaya çalışmalıyız. Ayrılık fikrini kabul etmeliyiz. Sevdiğimiz kişi yarın bizi terk edebilir ya da ölebilir. Demek ki bir yandan bizim için değerli olan varlıklara bütün yüreğimizle bağlanmayı öğrenirken, bir yandan da bize her şeyin geçici ve süreli olduğunu, hiçbir şeyin gerçekte bize ait olmadığını sürekli olarak hatırlata­ cak, duygularımızla aramıza belli bir uzaklık koyacak bir mesafelilik duygusunu da geliştirmemiz gereklidir. Yalnız olduğumuzu, hepimizin yalnız doğup yalnız öldüğünü de her zaman zihnimizde tutmalıyız. Başka bir varlığa bir çeşit tek varlık olma güdüsüyle aşırı bağlanarak varoluşumuzun bu mutlak yalnızlığından kaçmaya çalışmayalım. Er ya da geç ayrılmak zorunda olduğumuzu bilerek yalnızca doğru biçimde bağlanalım.
Sayfa 114 - pdfKitabı okudu
Nedeni ise şu: Denizin ismi inien'dir, pekâlâ. Ama bizim İç Deniz dediğimiz denizin, Kadim Lisan'da başka bir ismi var. Hiçbir varlığın iki ismi olamayacağına göre, demek ki inien İç Deniz dışındaki bütün denizler anlamına geliyor. Ve tabii ki, aslında sadece o anlama da gelmiyor çünkü kendilerine özgü isimleri olan sayısız denizler, koylar ve boğazlar var. Yani Denizci Ustası Büyücüler'den birisi, tüm okyanusu, bir fırtına veya fırtına dindirme efsunu ile büyüleyecek kadar çılgın olsaydı, büyüsü sadece inien kelimesini değil, Adalar Diyarı'ndaki, Dış Uçyöreler'deki ve ta uzaklarda isimlerin varolmadığı yerlerdeki denizinde, her köşe bucağının ismini kapsardı. Böylece, bize büyü yapma gücünü veren, bu şekilde bu gücün sınırlarını da çizmiş oluyor. Bir büyücü, sadece yakınında olup ismini tam ve net olarak koyabildiği şeyleri denetimi altında tutabilir. Bu da iyi bir şeydir. Eğer böyle olmasaydı, güçlülerin kötülükleri ve de bilgelerin delilikleri, çoktan değiştirilemeyecek şeyleri değiştirme yollarını arar, Denge'yi bozardı. Dengesi bozulan deniz, üzerinde tehlikelere maruz kalarak yaşadığımız karaları basar ve eski sessizlikte tüm sesler ve isimler kaybolurdu.
metis yayınlarıKitabı okudu
217 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.