Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bilgi..
Yusuf Arslan,Hüseyin İnan'dan, " Deniz , herhangi bir şey yapmasın,bizim mahkemenin sonucunu beklesin " haberini getirmiştir.
Sayfa 229Kitabı okudu
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Çalıkuşu Romanında Ana İzlekler -SPOILER İÇERİR-
REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN ÇALIKUŞU ROMANINDA ANA İZLEKLER GİRİŞ Reşat Nuri Güntekin, Millî Edebiyat Dönemi ve onu takip eden Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerindendir. Çalıkuşu adlı eseri 1922’de tefrika edilmeye başlanıp 1925’te kitap olarak yayımlanan, 1937’de büyük
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019101,6bin okunma
Reklam
Mahir Çayan
1946 Samsun doğumluydu. THKP-C'nin kurucu kadrosunda yeraldı. İsrail'in İstanbul başkonsolosunun kaçırılıp öldürülmesine karıştı, tutuklandı. Maltepe cezaevinden kaçtı. 1 972'de idam cezası verilen Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in serbest bırakılması için, Mahir Çayan 1O arkadaşıyla birlikte, Ünye'deki NATO'ya ait radar istasyonunu bastı, burada çalışan iki Kanadalı ve bir İngiliz teknisyeni kaçırdı. Tokat Niksar'ın Kızıldere köyünde saklandıkları evde, 26 yaşındayken öldürüldü.
Sayfa 41 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Anisina saygiyla
Deniz, Yusuf, Hüseyin idam edildikten sonra Demir olsam çürürdüm , toprak oldum da dayandım" demişti.. Anısına saygı ve özlemle Yaşar Kemal
222 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Fidan... Hem darağacında asıldıktan sonra cansız bedenlerin duruşu hem de üç gencin ölümünü tarif için en iyi tabir... "Kuşkusuz suçlu idiler, ama ölüm cezasını gerektirecek kadar değil." Bazı hukukçularca suç ile ceza arasında akıl almaz oransızlık taşıyan bir karar, idam kararı... Deniz, Hüseyin ve Yusuf'un tutuklanmaları, hücrede geçirdikleri süreler, işkenceler, ailelerine yazdıkları son mektupla birlikte idamla sonuçlanan ölümleri.. Kitabı okurken sonu bildiğim halde "keşke"nin verdiği bir hüzün nasıl ağrıtıyorsa kalbi öyle okuyarak ilerledim ve etkilendim. Kaldıkları hücre şöyle anlatılıyor: "Hücrede serbest olan tek şey soluk almaktı. Oksijenleri azalmış bir akvaryumdaki balıklar gibi olsa da..." Deniz Gezmiş, onurlu ve dik yaşamak iz bırakır hayatta diyor ve öyle de oluyor. Babalarının bile "Eğer memleket düzelecekse idam edilsinler. Vatan sağ olsun." dediği üç gencin 12 Mart döneminde tutuklanma, yargılanma ve asılmalarına giden sürecini anlatıyor Nihat Behram. Kitabın sonunda ise hukuk ve bilim insanlarına dava sonuçlarına ilişkin yönelttiği sorular ve onların yanıtlarına yer vermiş. Kitabı okuduktan sonra farklı belgesellerle de destekledim. Tavsiye ediyorum. İncelemeyi Deniz Gezmiş'in sürekli okuduğu şiirden bir bölümle bitiyorum. Delikanlım! Sen ki, ya bir köşe başında Kan sızarak başından gebereceksin Ya da bir darağacında can vereceksin.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram · Everest Yayınları · 201911,8bin okunma
Yok, Onlar Ölmedi... Kavga Devam Ediyor...
Dağların doruklarında, fabrikalarda, dersliklerde, köylerde, şehirlerde tüketilen nefes, asırlardır süren zulme boyun eğmemenin mirasıdır bizlere. Pir Sultan Abdal'dan, Şeyh Bedrettin'den, Deniz'lere uzanan bir mirastır bize kalan. Sömürü, baskı ve zulüm sürdüğü sürece bu onurlu direnişin mirası gelecek nesillerin belleğinde, mücadelesinde yaşamaya devam edecektir. Mahir ve yoldaşları Kızıldere'de katledilirken son sözleri de özlemleri de demokratik özgür Türkiye'ydi. Sinan'lar Nurhak'ta aynı sevda uğruna, İbrahim Kaypakkaya Diyarbakır zindanlarında aynı özlemi duyarken katledildi. Onlar, ölmek var dönmek yok dediler... Deniz, Yusuf ve Hüseyin, üç yiğit yürek, üç can da aynı sevdayı düşleyerek yürüdüler darağacına... Yüzlerinde aşkın rengi, gözlerinde onurun ışıltısı, tekmelediler tabureyi...
Sayfa 7 - Gönül Yayıncılık
Reklam
Darağacında üç fidan
6 Mayıs 1972'de idam hükmü giyip darağacına can verdiklerinde, Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in yaşlarının toplamı, o güne dek ölen arkadaşlarının sayısının altındaydı.
Sayfa 4 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ulaş Benzerdi Güneş'e.....
"Hakim bey, mahkeme heyetinde görev alan şahısların hiçbirini tanımam. Bu sebeple güven duyup duymamak söz konusu değildir. Fakat gerçek olan şudur ki: Mahkemeniz bağımsız bir mahkeme olma niteliğine sahip değildir. Bu durumu göz önüne alarak istifa etmeniz gerekir." Bugün 19
Olur mu ecelsiz üç canı almak Olur mu gülleri dalından kırmak Utansın karanlık, utansın toprak Ağlasın gökyüzü, kızarsın şafak Üç yürek, üç fidan, üç güzel insan Devrimin üç gülü, dillere destan Deniz'im ol Yusuf'um ol Yoldaşım ol Hüseyin'im ol
Birlikte yaşayan, birlikte ölen Deniz, Yusuf ve Hüseyin aynı mezarlıkta
Yusuf'un babası Cemil Gezmiş'e, "Gel bu çocukları ayırma yalım, birlikte yaşayıp birlikte öldüler, onları birlikte göme lim," diyordu. Çıkıp mezarlığı gezdiler. Sonunda Cemil Gezmiş fazla ısrar etmedi. Ve Yenimahalle Belediyesi'nden mezar yeri almaya gittiler. Görevlilerle uzun uzun tartışıyorlardı. Üçünün de babası, oğullarının yan yana gömülmesini istiyordu. Mezarlıklar Mü- dürü ise, "Aynı mezarlıkta olsun, fakat ayrı ayrı bölgelerde yer vereceğiz," diyordu. Onların, "Çocuklarımızı ayırmayacağız," ısrarı karşısında, Mezarlıklar Müdürü, "Emir böyle," demek zorunda kalmıştı. Sonunda Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in, aralarında başka mezarlar olması kaydıyla, aynı sırada gömülmelerine izin verildi. Birlikte yaşayan, birlikte ölen Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in, birlikte gömülmesi de "Emir böyle" olduğu için engellenmişti.
Reklam
Hıdır İnan yıllar sonra oğlunu ancak bu şekilde, bu kadar yakından ve içten öpebilmişti. Hıdır İnan ilkin Deniz'i, sonra Yusuf'u ve sonra oğlu Hüseyin'ı alınlarından öpmüş, onlara doğru bakarak, "Vatan ve bağımsız Türkiye sağ olsun," demiş ve örtülerini bir daha açılmamak üzere yüzlerine örtmüştü...
İdam edilmeden önceki son karşılaşma... Hüseyin-Deniz-Yusuf .
Hüseyin aynı sıcaklık ve canlılıkla Deniz ve Yusuf'la odalarında birer birer kucaklaştı. Zincirleri ve bağları, üçünün de bu vedalaşma anında gövdelerine alabildiğine ağırlık veriyordu. Omuzları ve başlarının hareketiyle birbirlerine sokuluyorlardı. Hüseyin önce başgardiyan odasında Deniz'le, sonra yandaki diğer odada Yusuf'la, konuşacak çok şeyleri olan, ama ayrılmak zorundaki insanların can sevinciyle bakıştı. Hiçbir şey şakadan değildi. Fakat yaşayan gülümseyişlerinde, çocuksu, şakacıl bir incelik vardı. Bir birlikteliğin, yaşamdaki son karşılaşmaları da böylece bitti.
1972 Deniz Hüseyin Yusuf
Dünyadaki ülkelerin tarihlerinden şunu öğrenmiştim: öğrenciler her zaman siyasi fikirlerin mayasıdır. Öğrenciler, sadece öğrenciler bu konularda en hassas olanlardır ama bu konularda en sığ olanlar da onlardır. Çünkü hassasiyetleri genellikle birkaç yeni kelimeyi kabul etmekle sınırlıdır. Eğer Kedi Ülkesinin öğrencileri de böyleyse, Kedi Ülkesinin geleceğini ancak gözlerimi kapatarak izleyebilirdim!
Sayfa 149 - 4. Basım Ekim 2023 İstanbul Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Duruşma Yargıcı Ahmet Tetik: "Anayasayı tebdil, tağyir ve ilgaya... TCK'nın 146/1. maddesine... Ölüm cezasına... Tahfife mahal olmadığına..." Deniz hiç beklemeden, dimdik, yumruğu sıkılı, kolu havada bağırıyor... "YAŞASIN BAĞIMSIZ TÜRKİYE!" Yusuf da aynı şekilde haykırıyor: "YAŞASIN BAĞIMSIZ TÜRKİYE" Sonra Hüseyin, Atilla ve diğerleri...
"Hatırla sevgili"dizisini bir daha baştan izleyeceğim anladım.
Çeşitli siyasal suçlardan aranan Deniz Gezmiş, 16 Mart 1971'de Gemerek'te yakalanmış, 18 Mart 1971'de tutuklanma kararı verilmişti. 5 Nisan 1971'de tutuklama kararı verilen Yusuf Aslan da, Deniz'le birlikteyken Şarkışla'da yakalanmıştı, 23 Mart 1971 tarihinde Pınarbaşı'nda yakalanan Hüseyin İnan ise 24 Mart 1971 tarihinde tutuklanmıştı.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.