80 syf.
9/10 puan verdi
İyi Öğretmen İyi İnsandır
İlk Öğretmen, Aytmatov’un 1961 yılında yayımlanmış bir hikayesidir. Birinçi Muğallim adıyla neşredilmiştir. Aytmatov anılarında “Devrimin ilk yıllarında Kırgız köylerinde Duyşen gibi pek çok yetersiz ancak idealist öğretmenin var olduğunu” söyler. Duyşen karakterine ilham veren kişi ise Aytmatov’un bir arkadaşı olan Seydali Bekmambetov’dur.
İlk Öğretmenim
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20187,4bin okunma
160 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı Benim dahil olduğum Neokur buluşmasının 2.sinde CEVİZKABUĞU rumuzlu abimizin bana hediyesi oldu. Kitabın açıklamasına geçmeden önce buluşma hakkında bir kaç görüşümü dile getirmek istiyorum :) Valla buluşma süperdi ormanda kahvaltı falan on numaraydı :) çay içtik kahve içtik derken canınız çeksin kıskanın. Yalnız Beylildüzü tarafına da bekleriz. Şimdi kitaba geçelim :) Kitabın kapağına bakıp okumadan önce yazar hayatındaki kadın ile başından geçen romantik anıları anlatıyordur diye ön yargıda bulundum. Ama ilerledikçe işin içine siyaset girdi :) sonra baktım yazar Yaşar Kemal'i Aziz Nesin'i Zülfü Livaneli'yi ve bir çok sol aydını eleştiriyor kendisininde solcu olmasına rağmen. Aziz Nesin tarından davalık olmuş. Bayanla buluşmak için gittiği otelin eskiden hapishane olduğunu öğreniyorum. Bir çok sol aydın yazarın o hapishanede yattığını öğreniyorum. Kitap bittikten sonra benimde kafamda şöyle bir soru sormak geliyor yazara. Amerika, İsrail ve Avrupa ülkelerini Türkiye'ye Türklere karşı olmakla suçluyorsun iyi güzel ama günde 3 paket sigara içip (ki bu sigaralar abd tekelinde) abd ye ülkemizi mahvediyorlar demekte ayrı bir soru işareti tabi :) hem iç günce 3 paket sigaralarını hemde deki amerika bizi zehirliyor bizi savaşla değil kurnazlıkla yok etmeye çalışıyor. Madem öyle içme o zıkkımı o zaman derler adama :) Kitap güzeldi gerçekten. Buradan CEVİZKABUĞU abime tekrar teşekkür ediyorum bu güzel kitabı bana hediye ettiği için. Kitabı tavsiye ediyorum okumanızı isterim. Ama benden istemeyin gidin alın :)
Neveser
NeveserCengiz Özakıncı · Filika Yayınları · 200688 okunma
Reklam
224 syf.
4/10 puan verdi
Netteki yorumlar ve paylaşımlardan çok merak ettiğim için aldım kitabı. Kitapta Hamza adındaki ahirzaman gencinin kendisi ile konuşmaları, tefekkürleri paylaşılıyor. Üniversite sınavına takılmış imam hatip mezunu Hamza'nın tenkidleri, ahirzaman müslümanlarına eleştirileri daha çok. Hani derler ya --kitabın ortasından konuşuyor diye--Evet yazar dolandırmadan dobra dobra eleştiriyor yanlışları ancak biraz sınırı aşmış bence. Yani eğer amacı insanlara samimane birşeyler vermek ise bence amaca hizmet etmemiş zira hakikatleri üslübuna kurban etmiş. Yazarın üslubu fazlasıyla kışkırtıcı hatta diyebilirim ki yazdıklarının çoğu benim de düşüncem olsa da yazılanların tam tersini yaşamak istedim sebepsiz. Kitabın sonu müslümanın yaşaması gereken edebi dillendirerek bitiyor ancak kitap edep sınırları aşmış. Hatta kitaptaki bazı eleştirilerde argo --hatta küfür-- bile mevcut?? Görülen o ki, yazdıkları ile çelişmiş yazar kitapta da eleştirdiği bir çok ahirzaman müslümanı gibi:( Gene de, edebi paylaşımları, sevdiği yazar ve kitaplardan alıntılar kitaba renk katmış. Aradaki argo-geyik muhabbeti olmasa -aynen netteki paylaşımlar gibi- okura kattığı kayda değer olabilirdi..
Hamza
HamzaÖmer Faruk Dönmez · İz Yayıncılık · 20192,839 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
Aşka hep inanırız; çünkü o, dünyanın en gerçek yalanıdır. Aşk, ilk kez kazanılan bir son gibidir bazen. Bazen de son kez kaybedilen bir ilk. Aşkın çaresi yoktur derler; kim çare arıyor ki zaten? İnanma böyle şeylere katilim. Çaresiz aşk yoktur; çareleri reddeden âşıklar vardır.
Kıyısızlar
KıyısızlarKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20123,104 okunma
144 syf.
7/10 puan verdi
Yirmi iki öyküden oluşan bir kitap. Bazı öyküleri okurken haddimi aşarak bunu bende yazardım dedim. Bazılarını okurken hemen sözümü geri aldım. Halkın arasında yapılan gözlemler birer birer yazılmış sanki. Hani bunu bende yazarım dediklerime bakınca, İstanbul'da yaşamakta bir başka avantaj dedim kendi kendime. Bir sürü karakter ve hikaye her gün sokaklarda akıp gidiyor. Orhan Veli Kanık bu kitabı tanıtırken Sait Faik için bir üniversitede edebiyat okutan ve bir gazetede makaleler yazan bir bayanın Sait Faik'in kahramanlarını, aşağı tabaka dedikleri, ayaktakımı dedikleri, halkın içinden seçmesini hoş görmediğinden söz ediyor. Ayrıca Orhan Veli Kanık Sait Faik hakkında derler ki: "Çok savruk. Yazdığını okumuyor. Bir yazar, okuyucunun karşısına çıkarken, kendisine biraz çekidüzen verir. Okuyucuya biraz saygı gösterir. Mecburdur buna." Sait Faik için söylenen sözlerin, galiba en haklısı bu. O savrukluğu Sait'te zaman zaman bende görüyorum. Bir cümlesini anlayabilmek için uzun uzun düşündüğüm oluyor; "Şu cümleyi şöyle kursaydı daha iyi ederdi..." dediğim oluyor. Oluyor ya, bir yandan da biliyorum onun ileri bir dil anlayışına vardığını.
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127,1bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
Çok zekice, söyleyecek söz bulamıyorum. Her kitabında mevcut olan mizah bu kitabında fazlasıyla var ki yazar bütün birikimini sunuyor ortaya. Bilgi birikimi, araştırmacılığı ile yazar sizi çok rahat etkiliyor. Seller sular gibi akan paragraflar sıkılmadan okumanıza olanak sağlıyor, fazlasıyla keyif alıyorsunuz. Gerçekten kahkaha atacağınız anlarda çıkacak, elbette güldürmece kitabı değildir ama hani derler ya güldürürken düşündürüyorum öyle bir şey işte. Argo kelime, arapça ve farsça kelime bol bol kullanılmış bu bazı okuyucular için sıkıntı çıkartabilir. Az çok satrançla uğraşmış biri olarak, satranç müsabakasının geçtiği bölümlere bayıldım, o bölüme bir ayrı güldüm. İhsan Oktay Anar'ı okumayanlar varsa bence yazarın bir kitabını muhakkak okumalısınız. Bir kitabını okuduğunuz taktirde diğerlerini de kesinlikle okuyacaksınız.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,795 okunma
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
Öyle insanlar vardır ki sizin için özeldir, çok ayrıdır yeri.Keşke tanışabilseydik, oturup konuşabilseydik dersiniz.Benim için tüm bu cümlelerin karşılığıdır Cemal Süreya. Hani herkesin illaki ezbere bildiği bir şiiri olur sevdiği şaire ait.Bende bu durum öyle uç noktada ki, tüm şiirlerini ezberleyebilmek, tüm kitaplarını, onu anlatan tüm yazıları
Üstü Kalsın
Üstü KalsınCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 202112,4bin okunma
400 syf.
2/10 puan verdi
Tuhaf bir örgü var kitapta. İyi ya da kötü olarak ayıramıyorum. "İyi" deseeem, değil, "Kötü" deseeem o da değil. Verda isminde bir avukatın, yine avukat olan babasının intiharı ile başlıyor kitap. Yıllarca görüşmediği babasının intiharının ardındaki sırrı öğrenmeye çalışıyor. Elbette annesi ve babası, kendisi ve babası, kendisi ve annesi, kendisi ve kocası arasında geçen ilişkiler de konu ediliyor. Ama anlayamadığım bir şey var; "Bu kitabın teması ne?" Sizleri bilemem ama bence her kitabın bir tek odağı olmalı. Odaktan kastım karakterler değil. Konu... Yani bu kitap bir macera kitabı olamaz (İntiharın ardında yatan sırrı öğrenmek için maceraya atılıyor), bu kitap bir aile kitabı da olamaz (boşanmayı, aile içi anlaşmazlıkları vb anlatıyor), bu kitap bir gezi kitabı da değil (ama üst üste bir sürü bölüm Karadeniz'i ve ardından Akyaka'yı anlatıyor). Bi dakka... Ne bu yahu? Ne okudum ki ben şimdi?! :P İlk bölümlerde Verda'nın anne babasının boşanma evrelerini okudum. Kendime yakın hissedip, beynimle altını çizdiğim cümleler oldu. Sonra benden bambaşka yönlere çevrildi konu, o ayrı... Derler ya: "Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir kitap". Öyle işte. O kadar dağılmış ki, mümkün değil okuyucunun kendinden bir şey bulmaması. Ya İzmir'e gitmiştir, ya Ankara'ya. Belki bir Karadeniz turu yapmıştır. Belki kocası ondan oldukça yaşlıdır, belki o kocasından büyüktür, deli dolu gençlik aşkı yaşamıştır falan falan. Vardır mutlaka bir şey. Her şeye rağmen üçüncü günün akşamında bittiyse bu kitap Canan Tan'ın dili oldukça akıcı olmalı.
İz
İzCanan Tan · Altın Kitaplar · 201110,2bin okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
İhsan Oktay Anar’ı Puslu Kıtalar Atlası’yla tanıdım. Kaç defa okuduğumu hatırlamıyorum kitabı. İhsan Oktay’ın en iyi kitabı değil bu. İhsan Oktay’ı daha önce okumamış, okuyup da anlamamış olanların kitabı da değil. Belirtmekte fayda görüyorum; İhsan Oktay Anar'ın kötü kitabı yok. Diğer yazdığı kitaplara göre kötü olanı olabilir o kadar (: Her şeyden önce dili çok ağır. Eski Türkçe kelimelerden geçilmiyor ki, çok severim ben o kelimeleri. Hani yabancı dil öğrenirken derler ya, “Cümlenin gidişinden kelimenin anlamını çıkar” diye. Öyle okudum kitabı. Kelimelerin çoğunu daha önce hiç duymamış olmama rağmen anlamlarını biliyormuşum gibi rahat rahat okudum kitabı. Yalnız en büyük hatamı kitabı parça parça okuyarak yaptım. Oysa bütünlüğünün korunması gereken bir öyküydü. Ben sürekli ara verdim, aynı anda ikinci bir kitabı okumaya çalışmak gibi bir hataya da düştüm. Mundar ettim caanım kitabı. O yüzden diyorum ya, bir kere daha okumam lazım.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,795 okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
Hani derler ya hacmi küçük ama içeriği çoook büyük işte öyle bir kitap. Hayatın arka planda bıraktığı bir karakter kişilik çatışması yaşamakta ve üstad bunu öyle güzel kaleme almış ki kendimizle yaptığımız iç konuşmaları buluyoruz zaman zaman.. Dostoyevski deyince çok fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum ve okumayı düşünenlerin bir an önce başlamasını tavsiye ediyorum..
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020129,3bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.