Doğan Hoca’yı rahmetle anıyorum. Ne güzel bir kitap yazmış. Eğitim hayatına iyi veya kötü dokunan bir öğretmeni olan kim varsa hepsinin yüreğine dokunacak satırlar, dokunaklı mektuplar, birçok hayat dersi… okudukça kendimi hatırladım. İyi bir öğretmen olmaktan ziyade iyi bir insan olmayı vurgulamış. İyi bir insan bir çocuğun hayatını bu kadar mı değiştirir? Yazılan mektuplar gösteriyor ki üzerinden kırk elli yıl geçmesine rağmen bazı öğretmenler hâlâ hatırlanıyor. Önemli olan elbette ki hatırlanmak değil önemli olan iyi hatırlanmak. İlkokuldaki öğretmenimi ben de hatırlıyorum saç örgümle dalga geçmişti, derste konuştum diye beni küçük bir odaya kapatıp kapıyı kilitlemişti. Sanırım kendisini hiçbir zaman affetmeyeceğim. Hayatımdaki tüm çabam kendi öğrencilerime bu cümleleri kullandırmamak. Tek isteğim bir öğretmen olarak değil iyi bir insan olarak hatırlanmak. Bu kitap benim başucu kitabım değildi ama yaklaşık iki haftadır masaüstü kitabım olmuştu. Girdiğim her derste yanımdaydı. Ne zaman ki bi öğrencim sinirleneceğim bir şey yapsa dönüp kitaba bakıyordum ve sanki Doğan Hoca’yla göz göze geliyorduk. Her anne babanın, her öğretmenin ve her öğretmen adayının okuması gereken bir kitap. Okudukça kendinizden çok şey bulacaksınız bazen ağlayacak bazen huzur dolacaksınız. Şimdiden keyifli okumalar Yüreği güzel insanlara denk gelmeniz dileğimle…
Bir kere misafire çıkmış adın
İstesen de istemesen de gideceksin
Kısa bir süreliğine konuk olduğum bu kitapta benim de yolculuğum buraya kadarmış. Bana müsaade sevgili Cahit abicim istemeyerek de olsa gidiyorum, misafirim nihayetinde.
...
Henüz liseye gidiyordum, şuan tam olarak aklımda değil kaçıncı sınıf olduğum, bir gün edebiyat dersinin
31 yaşında başlayıp 59 yaşına kadar belirli dönemlerde tutulmuş bir takım notların, bilgilerin, içsel duyguların anlatıldığı dokuz adet defterin toplamıdır bu günlükler. İlk kez 1988 yılında Almanya’da yayımlandı.
Aslında Zweig ilk günlüğünü 2 yıl boyunca aralıksız tutmuş ama çalınması onun şevkini kırmış. Sonra tekrar tekrar düşünüp başlamış
Okula döndüğümde ilk derste öğretmen, “Bu yaz başınızdan geçen bir hikâyeyi anlatın,” dediğinde ben, gerçekleri değil de olmasını istediğim tatilimi yazardım. Utanırdım çünkü babamdan. Utanırdım yaşadığım gerçeklerden. Utanırdım işte.
Öyle yıkma kendini.
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatın, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile,
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile,
Dayan rüsva etme beni.
youtu.be/RuSsMvwnXKg?si=...
"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım." #Kemal
“Orhan abi herkes bilsin çok naçizane bir kitap okudum.” #Tayfun
Bu dâhiyane yazarın, naçizane kitabını Kırıkkale’den önem verdiğim bir dostum ulaştırdı bana. Gerçi zaten kütüphanemde olan bir kitaptı ve “illa benim okuduğumu oku,” dedi. Kitabın içerisinde bol bol da notlar eklemiş,
"Mezun olucam
Cash para, diploma ver bana
Para yoksa ter dökmeliyim
Eğitimde fırsat eşitliğini fırsata çeviren bi' üniversiteliyim
Ben mezun oldum
Yarattığınız sistem yüzünden bi' serseriyim
Ben mezun oldum
Ya kasiyer olayım, ya da sinemada sana yer göstereyim
Sokak başı üniversite ama köy okulları çok terste
Başa gelenin ideolojisi neyse o anlatılır her derste
Zengin, fakir ayrı
Torpile ya da parasına göre kayırır
Eğitim endüstridir
İnşaattan rant sağlamaka aynı!
Kiminin kitap alıcak bi' parası yok
Öğretmen atanıcak ama "arası" yok!
Milletvekili bi' tanıdık mı, wow
Beni anlaman da bu mantıkla zor
Bari bi' köy okulunun yardımına koş
Her tarafı kaos
Sen de biraz boğuş
Bu gece uyudu zorla çocuk
Okula gidecek
YOL YAP!"
youtu.be/uuSh5cuUJlg
Ben ortaokuldayken, Türkçe hocamız tahtaya konuşanların değil, konuşmayanların ismini yazdırırdı. Ve bir gün derste şöyle demişti; çocukları konuşturmazsan, konuştuğu için cezalandırırsan gelecekte ya hiçbir olaya tepki vermeyen cesaret edip konuşamayan bir halk yaratırsın, ya da konuşamadığı ve kendisini ifade edemediği için her şeyi zorbalıkla halletmek isteyen bir halk yaratırsın.
| Münir Özkul
Şimdiye kadar okuduğum hiçbir şiir kitabının incelemesini yapmamıştım. Ama bu kitap için bir şeyler söylemeden edemezdim. Çünkü bu kitabın benim için ayrı bir yeri var artık; bu uygulamada en düşük puan verdiğim kitap...
Üç puan verdim, bu da kitaptaki birkaç şiir ve basım için kesilen ağaçların hatrına. Şiirin sadece bir anlam karmaşasından
Öncelikle kitapta yazarın biyografisinin yer almamasına çok şaşırdım. Her yerde dillendirdiği gibi; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden ikincilikle mezun olduğunu ve TUS’ta 7 kez derece yaptığını kitabında da belirtmesini beklerdim. 100’den fazla makalesi olduğunu ve AR-GE çalışmalarına yıllarını verdiğini de eklemeden geçmeyelim. Kendisiyle