Atatürk şunu söylüyor: “Bu hurafelerin üzerine bir toplum bina edemeyiz. Sen buna inanmak istiyorsan inanabilirsin, ama bunu dayatmana müsaade etmeyeceğim. Sizin dayatmanızdır ki, toplumu felakete götürdü, çürüttü, yok etti. Ben bu çökmüş toplumun çocuğuyum, yeni nesillerin bu felakete doğmasına müsaade etmeyeceğim.”
280 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Ya hep beraber ya hiçbirimiz!" yazarak imzalıyor Herlanda'yı İrfan Değirmenci. Ne düşünceler barındırıyor içinde bu güzel cümle. Tüm duygularımı, hissettiğim her şeyi bir cümlede birleştirip imzaladığını görünce bir kez daha sevdim onun mücadelesini ben... Hiç uzatmadan konudan bahsedelim; Herlanda... MS. 2104 yılında kurulmuş, 20
Herlanda
Herlandaİrfan Değirmenci · İnkılap Kitabevi · 2018156 okunma
Reklam
171 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Birlik ve Beraberlik (*spoiler içerir)
Falih Rıfkı Atay, kitabı 1932 senesinde yani yazdıktan yaklaşık 15 yıl sonra bastırmıştır.Kitap günlük şeklindedir.Falih Rıfkı ve arkadaşlarının 1.Dünya Savaşı sıralarında yaşadıklarını anı biçiminde bizlere sunan yazar, kitabın adını Kudüs yakınlarında bulunan bir tepe olan Zeytindağı 'ndan alarak kitabına bu ismi koymuştur.İttihat ve Terakki nin
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201110,1bin okunma
“direkt kitabı paylaşsaydın Dilan, az olmuş bu” alıntısı
“Hayatında ilk defa başka bir insan olma özlemini duydu. Hiç bilmediği bir içkinin susuzluğu gibi bir duygu. Değişebilmek. Kendinin bile tanıyamayacağı yeni bir varlık olmak. Bütün canlıların olanca güçleriyle karşı koydukları bir değişim, bir başkalaşım. Korkutucu ve aynı zamanda çekici bir eğilim. Hücreler bütün güçleriyle, dış etkenlere karşı koyar ve vücuda girmek isteyen yabancı unsurları dışarı atmaya çalışırken değişebileceğini, onların bu kör inadını yenebileceğini düşünmek, insan için ne kadar zordu. Değişmek, kendine yabancılaşmak demekti. Dişimdeki küçük bir oyuğun içine giren bir yemek artığına, dilim ne kadar şiddetle saldırıyor, o küçük oyuğa giremeyeceğini bildiği halde, bütün yumuşaklığıyla kendini katı duvarlara vuruyor. Barınamazsın o kovukta yabancı, diyor. Tükürük bezleri, o küçük parçayı eritmek, boğmak için seller akıtıyor; dil, bir yılan gibi tekrar saldırıyor, küçük bir gedik bulup dalmaya çalışıyor. Boğazım yutkunuyor: büyük anaforlar yaratıp yutmak istiyor bu bilinçsiz küçük parçayı. “Hepsi el birliğiyle uğraşıyorlar, kendilerini harap ediyorlar. Dilin ucu parçalanıyor, boğaz kuruyor. Amaç, canlının bütünlüğünü korumak, değişmesini önlemek. Yeni olan her şeye isyan ediyor vücut: dünyanın en rahat yatağında ilk yattığı gece uyuyamıyor. Beyin, vücudun o korkunç diktatörü de, tutucu bir derebeyi aslında. Gene de vücut kadar geleneklerine bağlı değil. Bazen vücudu, yeni maceralara, bilinmeyen yaşantılara sürüklemek istiyor ve cahil hücrelerin kör başkaldırmasıyla karşılaşıyor. ”
İletişim Yayınları
"Tanrı Newton’a ‘ol’ dedi ve her şey aydınlandı"
"Beyler, bu kabul edilemez. Biz esir olarak yaşayamayız."
Reklam
1.000 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.