Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhafazakâr ve dindar milyonlarca insanın gönülden sevdiği Sultan II. Abdülhamit Han döneminde dağa çıkarak isyan etmiş ve meşrutiyetin yeniden ilan edilişinde aktif rol almıştır. Bilahare de Abdülhamid Han tahtını terk etmek zorunda kalmıştır. İşte bu yüzden o kesim hazzetmez Enver Paşa'dan. Aynı kesim, birkaç sayfa çevirip bilgi sahibi olmayı hiç düşünmemiştir.
Sayfa 10 - Yakın PlanKitabı okudu
. Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı,
Reklam
İsmail Küçükkaya: Sultan Abdülhamid ile ilgili bir diğer tespitiniz onun 'Son İmparator' olduğu yönünde. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? İlber Ortaylı: II. Abdülhamid Han eğer I. Abdülhamid'in döneminde yaşasaydı, Osmanlı İmparatorluğunun Şark dünyasındaki kaderi değişmiş olurdu. Bu, onun kişiliğiyle ilgilidir. Eğer tarihte içtimai şartların
Sultan Abdülhamid oldukça dindar bir insandı. Kızı Ayşe Sultan babasının dindarlığını şöyle anlatmıştır: “Babam doğru ve tam dinî itikada sahip bir Müslüman’dan başkası değildir. Beş vakit namazını kılar, Kur’ân-ı Kerîm okurdu. Daima camilere devam ettiğini, Ramazanlarda Süleymaniye Camii’nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikâye tarzında anlatırdı. Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayın hususi bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedi okunurdu. Babamın bir sözü vardı; ‘Din ve fen...’ derdi. ‘Bu ikisine de itimat etmek caiz.’ derdi.”
Sayfa 23 - Turna YayınlarıKitabı okudu
"Rahmetli Paşanın, ismiyle ortaya çıkmak istemeyen oğlunda gördüğümüz not defterinde, Vahidüddin'e ait şu cümleler vardır: -Büyük biraderim Abdülhamid Hân Hazretleri Yavuz Sultan Selim'den sonra gelseydi, Osmanlı padişahları arasında en üstün mertebeyi ibraz eder ve devleti, iç ve dış düşmanlarına karşı en muhkem ve salâbetli bünyeye kavuştururdu. Bu mânâyı, bana, kendi öz ağziyle de îma ve ifade ettiği olmuştur. Fakat en nâzik ve tehlikeli devrede geldi, 33 sene bütün felâketlere ve maziden kalma dertlere karşı koymayı bildi, hastayı ölümden korudu ama, ayrıca müstakil bir sıhhat ve saadet getiremedi. Onu, kan akıtmaya asla müsait olmayan dindar mizacı yüzünden İttihat ve Terakki yıktı ve zaten sıra icabı, Abdülmecid oğulları arasında en halîm, selim, şefik, refik, mütevekkil, iradece zaif ve siyasetçe hafif olanını buldu. Ona tac giydirdi ve onu başına tâc eyledi. Böylece, 600 yıllık devleti 6 yılda harcama yoluna girdi ve 9 yılda çökertti. Tarihimizde, yahudilerin, masonların, dönmelerin âleti olarak millete onlardan daha büyük fenalık edebilmiş, haricî ve dahilî hiçbir düşman mevcut değildir."
Sayfa 55 - Büyük Doğu Yayınları, 6.basımKitabı okudu
Şadiye Sultan babası Sultan Abdülhamid Han Hakkında;
Babam içki içmez, içenleri hoş görmezdi. Saraya sokulmasınıda yasak etmişti. Sigara ve kahveyi severdi, hatta, sigarayı çok içerdi diyebilirim. Sıhhatli bir erkekti, sağlam bir bünyesi ve idmanlı bir vücudu vardı, küçüklüğümde onun bir defa hastalandığını hatırlarım. Çok az uyurdu. Şafaktan önce kalkardı, beş vakit namazını kılar, daima Kur'an-ı Kerim ve Bûhari-i Şerif okurdu. Dindar, Allah'a bağlı büyük bir müslüman idi. Abdestsiz yere basmazdı. Çok çalışkandı.
Reklam
Dindar ve hayırsever bir Padişah kızı;
Âdile Sultan. Sultan İkinci Mahmud'un kızı, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz'in kız kardeşleridir. Ayrıca Adile Sultan, Sultan ikinci Abdülhamid Han'ın halasıdır.
Sayfa 178
Abdülhamid’in günlük yaşayışı muntazamdı. Çalışma, yemek ve istirahat saatlerine harfiyen uyardı. Çalışmasına yemek için ara verirdi. Yemek vakti geldiğinde masaya geçer, eşiyle ve çocuklarıyla birlikte yemekyemeye özen gösterirdi. Onlarla yakından ilgilenîrdi’. Yemekten sonra 25-30 dakika uzanarak dinlenirdi. Bu arada Osmanlı sultanlarının Fatih’ten önce vezirleri ile beraber yemek yemeleri adet iken, sonradan güvenlik gerekçesiyle yalnız yemişlerdir. Abdülhamid Han sonra yine devlet işleriyle uğraşmaya devam ederdi. Öğle namazını eda eder, akabinde başkâtibiyle görüşür ve bu görüşmeyi randevu verilen devlet adamlarıyla görüşme takip ederdi. Bunu ikindi namazı izlerdi. Namaz sonrası sofraya geçer, akşam yemeğini yedikten sonra Yıldız Sarayı’nın bahçesinde yürüyüş yapardı. Bu yürüyüş esnasında bürokratları ona eşlik eder, onlarla fikir teatisinde bulunurdu. Akşam namazını eda eder, çocuklarıyla ilgilenirdi. Yatsı namazını kıldıktan sonra dinlenmeye çekilir, yatmadan önce mutlaka kitap okur ya da okuturdu. Mütercimlerin kendisi için hazırladığı eserleri çok dikkatle dinlerdi. Çoğu zaman kitap okurken uyumayı tercih ederdi. Lâkin uykuya düşkün değildi. Bazen sabahlara kadar çalışırdı. Özellikle de devlet meseleleriyle ilgili geceleyin uykusundan uyandırılmayı hoş görür ve uyandırılması konusunda kesin emir verirdi. Son 150 yılımızın en çalışkan devlet başkanı olduğu kesindir. Çok dindar bir kişiydi. Dinimizin bütün emir ve yasaklarına uyardı. “Bu milletin hiçbir evrakını abdestsiz imzalamadım” sözü meşhurdur. "
Sayfa 200Kitabı okudu
Yavuz Bahadıroğlu "Dünya mükâfat yeri değildir" Peygamber Efendimizle görüşmek için Medine’ye gelen yabancı elçiler, etrafta önce Devlet Başkanlığı Sarayı arıyorlardı… Bulamayınca, büyükçe bir ev bakınıyor, yine bulamayınca çevreye soruyorlardı: “Reisiniz nerede oturuyor?”  Medine’deki diğer evlerden hiçbir farkı olmayan Mescid-i
49 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.