Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçekten iki farklı gezegeniz ne beraber ne de ayrı olabiliyoruz.. Bu denli farklıyken nasıl aynı tepkiyi vermemizi, aynı şekilde üzülüp, sevinmeyi bekleyebiliriz ki. Olayları anlama,analiz etme, cözüm bulma süreclerimiz çok farklı. Bu kitabı okumak dısardan kendine bakmak gibi aslında. Yaşarken fark edeiedihimiz şeyler çok gerçekçi bir şekilde ele alınmış. Birbirini yormadan, sıkmadan, kırmadan, üzmeden sevdiğini göstermek ne kadar kolay çok güzel anlatılmıs. İki gezegende anlasılmak, ilgi ve değer görmek istiyor çok insanı şeyler aslında. Bazen aynı dili konusmamız yeterli olmuyor beden dili ve duygular gerekiyor. Sevgiyle iletişim kurabildiğimiz günlere..
Erkekler Marstan Kadınlar Venüsten
Erkekler Marstan Kadınlar VenüstenJohn Gray · Altın Kitaplar · 20203,046 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
" Vitrinler, hep bir bolluğa işaret eder. Ama bu bolluğu mümkün kılan, onu var eden, onun için harcanan, o sırada tükenen yer almaz vitrinde. Vitrin, teşhir ettiği malın bir emek ürünü olduğunu gizler bakan kişiden... Toplum vitrine dönüştüğünde de bütün yaşantılar, yitirilen fırsatlar ve sarf edilen emek bir imajdan ibaret kalır. " Konu 1980'lerde yaşanılan çelişkili hayatlar, normlar. Yazarın deyişiyle " çeşitli 1980'ler " var yaşadığımız. Nedir 80'leri çeşitli kılan? Seksenlerin ilk yarısı darbenin etkisiyle yasaklı dönem, ikinci yarısı ise ilkine göre kısmen özgürleşmeye yaklaşıldığı dönem. Bir yandan baskılanan diğer yandan kışkırtılan medya, özel hayat denilen kavramın tanımlanması 80'lerin getirilerinden birkaçı... Zamana damgasını vurmuş bi döneme dönüp dışardan bi gözle bakıyoruz kitabı okuyunca. 80'lerde doğmuş biri olarak belleğimde kalan hayal meyal anılar canlanıyor. Dönemin Reisicumhuru Özal'ın babacan sıfatı gözlerimin önüne geliyor mesela. Gürbilek'in yorumuyla 80'lere yeniden bakmak güzeldi, kitabı tavsiye ederim.
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014776 okunma
Reklam
536 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı beğendim mi?? Bu konuda kararsızım.. Yazar farklı bir şey denemiş. Hayatımda hiç böyle bir kitap okumamıştım , konusu itibariyle özgün bir kitaptı benim için bu konuda yazarı tebrik etmek lazım alışılmışın dışına çıkmış. Vee o kadar karakterle işin içinden sıyrılabilmiş. Karakterler asla birbirine karışmıyor. Kitabı okurken zorlanmadım değil kitap 15 gün boyunca elimde süründü. Bu kadar zorlanmamın sebebi karakter fazlalığı mı yoksa hayatların hepsi birbirine benzediği için çok fazla sıkılmış olmam mı bilmiyorum. Evet 300 küsur karakterden toplasan 10 farklı hayat çıkar; hayırsız evlat, aldatan koca, boynuzlayan kadın, yakışıklı adam, herkesin vücudunu süzdüğü güzel kız, paragöz kadın,dini bütün ama riyakâr müslüman, karakterli ermeniler.. Yazar hep kendini tekrar etmiş farklı bir konu bulmuş lakin bu zekasını daha fazla ileriye taşıyamış. Sürekli aynı hayatları tekrar edip durmuş. Aynı zamanda kitap edebiyattan çok uzak altı çizilmeye değer tek bir cümle okumadım, basit bir üslupla yazılmış. Ve en önemlisi yazarın çok fazla taraf olması. Herkesin düşüncesine saygı duyulur lakin bu bir roman.. Romanda yazar farklı toplumsal görüşlere ( genel toplumsal sorunları ya da hayatın gerçeklerini kastetmiyorum)dışardan bakmak yerine içeri müdahil oluyorsa o kitap kalitesini düşürür ve sadece aynı görüşten okurlardan övgü alır. Açıkçası öve öve bitirilemeyen bu kitabı beğenmedim kitaptan ziyade yazarını sevemedim. Ayfer Tunç okur muyum bir daha ?evet okurum ama para vermeye değer bir yazar olduğunu düşünmüyorum
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,397 okunma
159 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlar göründükleri gibi olmayabilir. İzleyici olarak yorum yapmak keyifli gelir bizlere. Görünenin ardına bakmak istemeyiz. Acımak kitabı bana bu konuda çok şey düşündürdü. Kitapta Zehra karakterinin dışarıya karşı çelik gibi bir iradesi, keskin kuralları vardır. En önemlisi çevresi tarafından merhametsiz görülür. Tam da bu noktada Zehra'nın merhametsiz görünmesine neden olan hayat hikayesi can alıcı olmuştur. Zehra en yakınım dediği kişiler tarafından gerçek sevgiden mahrum kalmıştır. Yaşadığı acıların bir sorumlusunu aramıştır. Bu sorumlu ise annesinin ve anneannesinin gösterdiği babası olmuştur. Yetişkin bir kadın ve öğretmen olduktan sonra babasına ait bir günlük eline geçmiştir. Bu günlükten yaşananların aslında bir aldatmaca olduğunu öğrenir. Hayatlarına dışarıdan baktığımız insanların içlerinde kopan fırtınalardan, en yakınlarına karşı yaşadığı çaresizlik hissinden ya da tükenmişliğinden habersiz onları kolayca yargılarız. Bir insanın dış görünüşü aslında kendisini korumak için oluşturduğu bir kabuk olabilir. Mürşit'i dışardan görüp yargılayanlar aslında yanıldıklarını hiçbir zaman bilemeyeceklerdir.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,4bin okunma
·
Puan vermedi
/Yer Altından Notlar/ 𝖣𝗈𝗌𝗍𝗈𝗒𝖾𝗏𝗌𝗄𝗂 Kesinlikle Dostoyevski okumak isimli kitap yazılmalı. Belki de vardır bilmiyorum. Ama tüm eserlerini okumuş olsaydım ben yazabilirdim. Okurken tüm kitap boyunca hep bunu düşündüm. • Uzun bir süre ayırdım bu kitap için. Bu sürede kitabı tekrar tekrar elime aldım. Çizdiğim yerleri yeniden okudum. Bunu yapmak kitabın içinde olmadan dışardan bir gözle bakmak gibi. İzlekler her ne kadar ayrıntılara gizlenmiş olsa da geriye dönüp tekrar bakıldığın da sanki daha kolay yakalanabiliyorlar. -𝖪𝗂𝗍𝖺𝗉 𝗀𝗂𝗋𝗂𝗌- Ben hasta bir adamım… Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz ne hastalığımdan anladığım var ne de neremin ağrıdığını biliyorum. Tıbba, hekimlere saygı duymakla birlikte, şimdiye dek tedavi olmadığım gibi, bundan sonrada böyle bir şey düşünmüyorum. Alıntılar; ~ İnsanoğlu amacına doğru ilerlemeyi sever, fakat amacını elde etmeyi değil. ~ Yoksulum ama soyluyum… insan hem yoksul, hem de soylu olabilir… neyse, neyse… Çay içer misin? ~ Çünkü acı çekmek kuşku demektir. İçinizde kuşku uyandıran bir sırça köşk nasıl bir şey olurdu dersiniz? . . . . . . . . . #dostoyevski #yeraltındannotlar #bookstagram #rusedebiyatı
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,5bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Sosyal tarih üzerine çalışmalar yaparak alanında önemli bir yere sahip olan İngiliz tarihçi Arnold Toynbee'nin bu kitabının ilk baskısı 1948'de yayınlanmıştır. Kitapta basımından 15 ve 20 yıl önce yazdığı 13 makale yer almaktadır. Birinci Dünya Savaşından sonra dünyanın siyasi, sosyal, dini ve ekonomik durumunu göz önüne alarak
Uygarlık Yargılanıyor
Uygarlık YargılanıyorArnold J. Toynbee · Kronik Yayınevi · 202365 okunma
Reklam
71 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Zweig'ın okuduğum 13. kitabı ve üçüncü dördüncü kitabını okuduktan sonra düşündüğüm şeyin hâlen arkasındayım. O zamanlar yazarın hikayelerinin ya da kitaplarının sonunda karakterleri öldürmesi ya da hep karakterlerinin intihara meyilli olmasının nedeninin; (yazarın da intihar ederek hayatına son verdiğini bildiğim için) 'kendini, kendi
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,1bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
Hayretler içinde bitirdim. Bir insan böylesine bir şeyi nasıl içinde tutabilir. Nasıl bu kadar karşılıksızca sevebilir ? Nasıl bu kadar kendinden vazgeçebilir ? Bence hayatta körükörüne olan hiçbir şey yok ama öyle olduğuna inanan ya da inanmayan insanlar var. Herkes tercihlerinin sonuçlarını yaşıyor. Sadakat de ölçüsünde güzeli bir kez daha gördüm. Böyle işlerde dışardan bakmak, yüksekten konuşmak çok kolay oluyor bu yüzden hak verilecek yanlar da var fikrimce...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsanlığımıza dışardan bir gözle bakmak...
Öncelikle kısaca konusundan bahsedecek olursak Frankenstein bilimsel çalışmalar yapan ve bilimsel çalışmalarını pik noktaya taşıyıp ölü hücrelerden yeni bir canlı meydana getiren biridir. Fakat meydana getirdiği yeni türün kendi türüne hatta kendi yakınındaki insanlar için tehdit oluşturması (çünkü yaratmış olduğu canlı 2.5 metre boyunda ve fiziksel olarak ürkütücü özelliklere sahiptir) Frankenstein'in pişman olmasına sebep olur ve olaylar genel olarak bu çerçevede ilerler. Frankenstein'in meydana getirdiği yaratık kendini geldiği dünyaya ait hissetmek ve insanlar tarafından kabul görmek için bir aileyi uzun bir süre uzaktan izler ve o süre boyunca yaşam için gereklilikleri öğrenir. Benim için en çarpıcı kısım da tam olarak burasıydı. Çünkü yaratık uzaktan insanlığa dair gözlemlerini aktarırken kendimize yani biz insanların davranışlarına, hayata dair bakış açımıza dışardan bakma fırsatı sunuyor. Yazarın önyargılarımızı, şükürsüzlüklerimizi, katılıklarımızı böyle bir kurguyla aktarmasını dahiyane buldum sadece bu kısım için bile okunabilir bir eser bence. Velhasıl bilim kurgu sevenlere önerilir.
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · İthaki Yayınları · 202114bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İnsanlığın hep ilerlediğini varsayıp bu ilerlemeye koşulsuz uyum sağlıyoruz. Uyumsuz olup isyan edelim dedirtmiyor eleştirel yaklaşan bu kitap, ama bir durup kendimize, heveslerimize, amaçlarımıza baksak dedirtiyor mesela... Baksak dışardan, bu amaç ve heveslerin aslında bize "dayatılan" şeyler olduğunu da anlarız. 1970lerde Samoa Adalarında bulunan ve orda bir yerli ile tanışan yazar, yerlinin Avrupa görgüsünden sonra Papalagi dediği bu yabancı halk hakkında kendi halkına mektubu Almancaya çevirir. Elimizdeki bu çeviri de Samoa halk dilinden Almancaya çevrilmiş halinin çevirisidir. Caddelere nehir benzetmesi yapılır mektupta, evlere taştan yuvalar denir. Papalagi denen beyaz halkın hep güneşten kaçtığını, doğadan uzaklaştığını söyler. Kendimize, uygarlığımıza şöyle çağlar ötesinden bakmak isteyenler için ideal. Hatta sürekli hayatın akışına kapılıp nasılsa bu bakışı muhteşem unutacağımızdan, tekrar tekrar okunası...
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.