Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keşke içerden de bakmayı bilseler
İnsanlar dışardan bakmak konusunda son derece yeteneklilerdi. Çok güzel bakıyorlardı dışardan.
Sayfa 204
126 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
" Vitrinler, hep bir bolluğa işaret eder. Ama bu bolluğu mümkün kılan, onu var eden, onun için harcanan, o sırada tükenen yer almaz vitrinde. Vitrin, teşhir ettiği malın bir emek ürünü olduğunu gizler bakan kişiden... Toplum vitrine dönüştüğünde de bütün yaşantılar, yitirilen fırsatlar ve sarf edilen emek bir imajdan ibaret kalır. " Konu 1980'lerde yaşanılan çelişkili hayatlar, normlar. Yazarın deyişiyle " çeşitli 1980'ler " var yaşadığımız. Nedir 80'leri çeşitli kılan? Seksenlerin ilk yarısı darbenin etkisiyle yasaklı dönem, ikinci yarısı ise ilkine göre kısmen özgürleşmeye yaklaşıldığı dönem. Bir yandan baskılanan diğer yandan kışkırtılan medya, özel hayat denilen kavramın tanımlanması 80'lerin getirilerinden birkaçı... Zamana damgasını vurmuş bi döneme dönüp dışardan bi gözle bakıyoruz kitabı okuyunca. 80'lerde doğmuş biri olarak belleğimde kalan hayal meyal anılar canlanıyor. Dönemin Reisicumhuru Özal'ın babacan sıfatı gözlerimin önüne geliyor mesela. Gürbilek'in yorumuyla 80'lere yeniden bakmak güzeldi, kitabı tavsiye ederim.
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014775 okunma
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
"İyi bir hayat yaşamamanızın nedeninin sizin dışınızda olduğu düşüncesine tutunduğunuz sürece hayatınızda olumlu bir değişiklik olmaz. Bütün sorumluluğu size haksızlık eden başkalarına -kaba saba bir koca, talepkâr ve destekleyici olmayan bir patron, köyü genler, karşı konulmaz takıntılar - bağlandığınız sürece durumunuz içinden çıkılamaz bir hâl alacaktır. Hayatınızın önemli yönlerinden siz ama yalnızca siz sorumlusunuz ve yalnızca siz hayatınızı değiştirecek güce sahipsiniz. Dışardan çok fazla sınırlamayla karşı karşıya olsanız bile bu sınırlamalara göre çeşitli tutumlar uygulama seçeneğiniz ve özgürlüğünüz vardır."
536 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı beğendim mi?? Bu konuda kararsızım.. Yazar farklı bir şey denemiş. Hayatımda hiç böyle bir kitap okumamıştım , konusu itibariyle özgün bir kitaptı benim için bu konuda yazarı tebrik etmek lazım alışılmışın dışına çıkmış. Vee o kadar karakterle işin içinden sıyrılabilmiş. Karakterler asla birbirine karışmıyor. Kitabı okurken zorlanmadım değil kitap 15 gün boyunca elimde süründü. Bu kadar zorlanmamın sebebi karakter fazlalığı mı yoksa hayatların hepsi birbirine benzediği için çok fazla sıkılmış olmam mı bilmiyorum. Evet 300 küsur karakterden toplasan 10 farklı hayat çıkar; hayırsız evlat, aldatan koca, boynuzlayan kadın, yakışıklı adam, herkesin vücudunu süzdüğü güzel kız, paragöz kadın,dini bütün ama riyakâr müslüman, karakterli ermeniler.. Yazar hep kendini tekrar etmiş farklı bir konu bulmuş lakin bu zekasını daha fazla ileriye taşıyamış. Sürekli aynı hayatları tekrar edip durmuş. Aynı zamanda kitap edebiyattan çok uzak altı çizilmeye değer tek bir cümle okumadım, basit bir üslupla yazılmış. Ve en önemlisi yazarın çok fazla taraf olması. Herkesin düşüncesine saygı duyulur lakin bu bir roman.. Romanda yazar farklı toplumsal görüşlere ( genel toplumsal sorunları ya da hayatın gerçeklerini kastetmiyorum)dışardan bakmak yerine içeri müdahil oluyorsa o kitap kalitesini düşürür ve sadece aynı görüşten okurlardan övgü alır. Açıkçası öve öve bitirilemeyen bu kitabı beğenmedim kitaptan ziyade yazarını sevemedim. Ayfer Tunç okur muyum bir daha ?evet okurum ama para vermeye değer bir yazar olduğunu düşünmüyorum
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,388 okunma
Ülkeye dışardan bakmak demek, ülkeyi başka bir milletin gözüyle görmek demektir. Bunu başarabilmemiz için o yabancı ülkenin ortak ruhu ile ilgili bilgimizin olması gerekir. Benzerlikleri gözden geçirirken, bize özgü ulusal önyargılar ve özellikleri oluşturan farklılıklarla karşılaşırız. Başkalarında bizi rahatsız eden şeyler, kendimizi tanımamıza yardımcı olabilirler.
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
— Vapura bak Filiz! — Şu geçen vapura dışardan bakmak, içinde olmaktan daha iyi, dedi Nüvit. Oysa büyük vapurların içinde olmak ister insan. — Büyük gemiler uzaklara gider de ondan, dedi Bedri.
Sayfa 39 - YKY Yayınları 3
Aşk dağın tepesinde uzanan gökuşagının araba sürerken gözden kaybolması gibi silinip giderdi aşk aldatıcı olduğundan değil gökkuşağına cok yakından değil belli bir açıdan dışardan ve belli mesafeden bakmak gerektigi icin ve dağın tepesine vardığınızda olur da gökkuşağı hala ordaysa dibinde altın dolu bir kase olmadığını trajik ve paramparça hayatlar olduğunu gördünüz
beni bana anlatan insanlara bayılıyorum. kendine dışardan bakmak gibi. bir de bir yerlerde küçüklük fotoğrafıma denk gelmeye :) uzun zaman sonra amcamlara gittiğimde küçüklük fotoğrafıma yengemin buzdolabında rastlamıştım ve benden mutlusu yoktu o gün :)
Reklam
“Kendimi dışardan görmeyi ne çok isterdim. Bir başkasının gözlerinden bakarak izlemeyi ve tüm benliğimle içinde oluştuğum,geliştiğim ve var olduğum bu fiziksel bütünlüğe öylece bakmak. Bu çok ilginç olurdu elbette. Hangi ayna bizi,dışarıdan biri olarak yansıtabilir? Ne mümkün! İnsanı kendisinin dışına çekebilecek hiçbir ayna yoktur”
159 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlar göründükleri gibi olmayabilir. İzleyici olarak yorum yapmak keyifli gelir bizlere. Görünenin ardına bakmak istemeyiz. Acımak kitabı bana bu konuda çok şey düşündürdü. Kitapta Zehra karakterinin dışarıya karşı çelik gibi bir iradesi, keskin kuralları vardır. En önemlisi çevresi tarafından merhametsiz görülür. Tam da bu noktada Zehra'nın merhametsiz görünmesine neden olan hayat hikayesi can alıcı olmuştur. Zehra en yakınım dediği kişiler tarafından gerçek sevgiden mahrum kalmıştır. Yaşadığı acıların bir sorumlusunu aramıştır. Bu sorumlu ise annesinin ve anneannesinin gösterdiği babası olmuştur. Yetişkin bir kadın ve öğretmen olduktan sonra babasına ait bir günlük eline geçmiştir. Bu günlükten yaşananların aslında bir aldatmaca olduğunu öğrenir. Hayatlarına dışarıdan baktığımız insanların içlerinde kopan fırtınalardan, en yakınlarına karşı yaşadığı çaresizlik hissinden ya da tükenmişliğinden habersiz onları kolayca yargılarız. Bir insanın dış görünüşü aslında kendisini korumak için oluşturduğu bir kabuk olabilir. Mürşit'i dışardan görüp yargılayanlar aslında yanıldıklarını hiçbir zaman bilemeyeceklerdir.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,4bin okunma
·
Puan vermedi
/Yer Altından Notlar/ 𝖣𝗈𝗌𝗍𝗈𝗒𝖾𝗏𝗌𝗄𝗂 Kesinlikle Dostoyevski okumak isimli kitap yazılmalı. Belki de vardır bilmiyorum. Ama tüm eserlerini okumuş olsaydım ben yazabilirdim. Okurken tüm kitap boyunca hep bunu düşündüm. • Uzun bir süre ayırdım bu kitap için. Bu sürede kitabı tekrar tekrar elime aldım. Çizdiğim yerleri yeniden okudum. Bunu yapmak kitabın içinde olmadan dışardan bir gözle bakmak gibi. İzlekler her ne kadar ayrıntılara gizlenmiş olsa da geriye dönüp tekrar bakıldığın da sanki daha kolay yakalanabiliyorlar. -𝖪𝗂𝗍𝖺𝗉 𝗀𝗂𝗋𝗂𝗌- Ben hasta bir adamım… Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz ne hastalığımdan anladığım var ne de neremin ağrıdığını biliyorum. Tıbba, hekimlere saygı duymakla birlikte, şimdiye dek tedavi olmadığım gibi, bundan sonrada böyle bir şey düşünmüyorum. Alıntılar; ~ İnsanoğlu amacına doğru ilerlemeyi sever, fakat amacını elde etmeyi değil. ~ Yoksulum ama soyluyum… insan hem yoksul, hem de soylu olabilir… neyse, neyse… Çay içer misin? ~ Çünkü acı çekmek kuşku demektir. İçinizde kuşku uyandıran bir sırça köşk nasıl bir şey olurdu dersiniz? . . . . . . . . . #dostoyevski #yeraltındannotlar #bookstagram #rusedebiyatı
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,3bin okunma
Şehirde yaşayanlardan beklenense, ya bu vitrinde değer kazanmayı beklemek, ya da yaşadıkları şehre bir turistin gözünden dışardan bakmak.
231 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.