Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün Heybeti İle Hayatıma Giren Dupin
Bir gece Palais Royal yakınlarında, uzun, pis bir caddede dolaşıyorduk. İkimiz de düşüncelere dalmış olduğumuz için, en aşağı on beş dakikalık bir zaman boyunca tek bir kelime bile konuşmamıştık. Dupin, birdenbire şu sözle yırttı sessizliği: "Gerçekten pek ufak tefek bir adamdır o, Theatre des Varietes'ye daha yakışır." "Şüphesiz
Sayfa 7
Erkekleri çok iyi anlayın, az sevin. Kadınları anlamaya kalkışmayın ama çok sevin, deniyordu. Ne kadar doğru! Bizler için sevgi her şeyden önemli ve onu zedeleyecek bir şey olunca da buzzzz gibi soğuyoruz. Sevgi için her türlü zorluğa katlanabiliyoruz da, sevginin azaldığı yerde bir dakika bile durmak istemiyoruz.
Reklam
Thomas More’un Yaşamı ve Ölümü – Mina Urgan
More, hapise girdiği ilk aylarda, Kralı İngiliz Kilisesi’nin başı yapan yasaya yemin etmeyi iki kez reddetti. İki ağzı da keskin bir kılıca benzetmişti bu yasayı: İnsan buna evet derse, ruhunu; hayır derse, bedenini yitirecekti. More ise, ruhunu yok etmektense, bedenini yok etmeye çoktan razıydı. Sorguya çekilirken, “Anlayın bunu,”
UTOPİA - Kaynak Yayınları *Mina Urgan’ın incelemesiyleKitabı okudu
Kırmızı Mürekkep
Bir adamı çalışmak için Doğu Almanya'dan Sibirya'ya göndermişler. Adam mektuplarının sansür görevlilerince okunacağını biliyormuş, bu yüzden daha gitmeden dostlarına, "Aramızda bir şifre belirleyelim. Benden gelen mektubu mavi mürekkeple yazmışsam, söylediklerimi doğru diye anlayın. Fakat kırmızı mürekkeple yazmışsam da yalan olduğunu bilin" demiş. Bir ay sonra dostları ondan ilk mektubu almışlar. Mektup mavi kalemle yazılıymış. Mektupta şöyle deniyormuş: - "Burada herşey harika. Mağazalar tıka basa gıda maddesiyle dolu. Sinemalarda güzel filmler var. Daireler geniş ve lüks. Bulamayacağınız tek şey kırmızı mürekkep." İşte bizim yaşadığımız bu. Biz istediğimiz bütün özelliklere sahibiz. Fakat bir tek kırmızı mürekkebi bulamıyoruz, yani özgür olmadığmızı ifade edecek dili.
Sayfa 20 - AgoraKitaplığıKitabı okudu
Okuyucuya(kitabın tanıtımı sayılır )
Eşsiz olmanızı ne kadar da istiyorum! Ufacık bir kitapla bir dev yaratmak istiyorum. Sözün kısası ölümsüz eylemleri yazmak istiyorum. Sizi olası en harika insan, bir mükemmeliyet mucizesi, eylemlerinizle bir kral yapmak istiyorum, doğuştan bir kral olmasanız bile. Seneca ihtiyatlı bir insan yarattı, Ezop ise kurnaz. Homeros bir savaşçı yarattı, Aristo ise filozof. Tacitus devlet adamı, Castiglione ise saray mensubu yarattı. Bu muhteşem üstatlardan seçtiğim kısımları da kullanarak bir kahraman, evrensel bir dâhi tasarlamayı amaçladım. Bu yüzden diğerlerinin camından ve benim hassas doğamdan oluşan bu cepaynasını yaptım. Bu ayna size bazen keyif verecek; bazen de akıl verecek ve yol gösterecek. Bu aynada olduğunuz ya da olmanız gereken insanı tanıyacaksınız. Bu kitap ne devlet işleri ne de iktisat üzerine yazıldı. Bu kitap bir kendini yönetme politikası, mükemmeliyete doğru yelken açan bir pusula, ve aklıselimin yalnızca birkaç kuralını kullanarak fark yaratma sanatı üzerine. Ben öz yazıyorum ki siz çok şey anlayın. Kelimelerim kısa çünkü konu uzun. Sizi alıkoymayayım; böyle devam edin. (Kitabın ön kapağı) "Hayat deneyimi söz konusu olduğunda Gracian, emsalsiz bir bilgelik ve ileri görüşlülük örneği sergilemektedir.” - Friedrich Nietzsche (Kitanbın arka kapağı) "En sevdiğim yazar; tüm kitaplarını okuduğum, felsefi bir üslubu olan Gracian'dır.” -Arthur Schopenhauer "Sana teşekkür ederim... Gracian'ın Kahraman'ı için.” -Voltaire "Değerli ve incelikli küçük bir kitap. Muhteşem şeyleri barındırdığı konusunda sizi temin edebilirim!” -İspanya Kralı IV. Felipe
Sayfa 20 - Maya kitapKitabı okudu
ulan vicdansızlar üniversiteye girmek için 6600 sayfayı çalışıyor,ezberliyor,tonla da soru çözüyorsunuz. cennete girmek için 600 sayfalık kitaptan sınava tabisiniz.ezberlemenizde şart değil,konuyu anlayın çözümlü örnekleri analiz edin,hayatta karşınıza çıkarsa doğru şıkkı işaretleyin yeter.hem sınav boyunca kitabı açıp bakmak serbest.kopya çekmek serbest.kopya vermek teşvik ediliyor.
Reklam
Şimdi buna, diyelim ki doğru, bu yüzde otuzun çoğunluğu şehirlerdedir. Köye düşse düşse yüzde onu düşer. Yani yüzde seksenin yüzde yetmişi şu atom, şu jet devrinde körkütük cahil, dünyadan habersiz. Bu adamlar ormanlarımızı yakıp, ocağımızı söndürüyorlar diyoruz. Bunlar bu gidişle adam olmazlar, diyoruz. Haklarında, onların hiçbir şeyden haberi
Şunu anlayın ki basit şeyleri karmaşıklaştırmak, karmaşık şeyleri basitleştirmek kadar kolaydır. Hemen her şeyi aşırı analiz etmemiz ve karmaşıklaştırmamız mümkün. Sıklıkla çözümlerin ulaşılamayacak kadar uzak göründüğü, karmaşık hayatlar yaşıyoruz. En basit cevabın genelde doğru olduğu söylenir, bu yüzden altüst olduğumda bu derin, basitlik kavramına dönüyorum. Şüpheye düştüğünüz zaman zihninizdeki karışıklığı basitleştirin. Hedef: Sorununuzun karmaşık bir düğüm olduğunu hayal edin ve zihninizde onu çözdüğünüzü canlandırın.
10 Aralık
Geri112
190 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.