Empati sahibi için zorlayıcı bir yetenektir . Sadece Kam’larda değil, romancılar şair besteci ve felsefecilerde de bulunur. Bu gibiler, ne kadar saklasalar da düşmanları dahil başkalarının acı çektiğini anlar, karşısındakinin kanayan yarısını apaçık görür ve çoğu zaman kayıtsız kalamaz. İtiraf etmeliyim ki, bu dünya da başkaları için de acı çekmek hiç hafif bir yük değildir. Belki de ‘hiçbir yetenek ve hünerin cezasız kalmayacağı’ ironisi doğrudur kim bilir
adil olanin pesinden gidilmesi dogrudur, en guclunun pesinden gidilmesi ise kacinilmazdir. gucu olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan guc ise zalim. gucu olmayan adalete mutlaka bir karsi cikan olur, cunku kotu insanlar her zaman vardir. adaleti olmayan guc ise tohmet altinda kalir. demek ki adalet ile gucu bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek icin de adil olanin guclu, guclu olanin ise adil olmasi gerekir.
adalet tartismaya aciktir. guc ise ilk bakista tartisilmaz bicimde anlasilir. bu nedenle gucu adalete veremedik, cunku guc, adalete karsi cikip kendisinin adil oldugunu soylemisti. hakli olani guclu kilamadigimiz icin de guclu olani hakli kildik
"İnsan, tanıdığını sandığı insanı kendisine benzeterek tanır."
"Doğrudur, benzeterek."
"Bir insan ne kadar sana benzerse, o kadar da benzemez Hiçbir insanın bir başka benzeri yoktur."
Yoktur," diye düşündü. olamaz da..."
"Öyleyse beni öğrenmeye çalışmaktan vazgeç.
...en yukarda, her zaman karanlıkçılar vardır. Onlar halkın uyanmasından korkar. Uyanırsa, yönetemeyiz sanırlar. Doğrudur; yönetemezler. Çünkü halk uyanırsa, kendi kendini yönetir.
İnanç eğer derin kişisel kanıdan ortaya çıkmazsa ne doğrudur ne de Tanrı tarafından kabul edilebilirdir. İnanç kalp işidir ve kişi ile Tanrı arasındadır.
Millî Birlik Şartı - Galip Erdem
Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz.
"İnsanda en ender rastlanan şey, kendine ait bir davranıştır." der Emerson. Büyük ölçüde doğrudur da. İnsanların çoğu, başka insanlardır aslında. Düşünceleri bir başkasının fikirleri, hayatları bir taklit, tutkuları birer alıntıdır.