Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Doğu Batı ikilemi
Kitaba, sosyal bir roman diyebiliriz.Mini mini 136 sayfacık bi roman.Dili sade,anlaşılır.Her yaş rahatlıkla okuyabilir. Anlatımda sadece konuşmalara tırnak kullanılmamış buna ilk defa denk geldim ama sırıtmadı.Gayet dediğim gibi okuması basit.Tek sorun iki ana konu arasındaki geçişler. Kitap, aslında iki ana karakterden ve bu iki ana karakterin
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,9bin okunma
429 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
PEYAMİ SAFA & CUMBADAN RUMBAYA
Selam arkadaşlar Peyami Safa'nın Server Bedi takma adıyla yayımladığı eseriyle geldim. İsmi çok tuhaf geldi önce fakat içeriği oldukça güzel bir eser. Safa’nın birçok eserinde işlediği genel tem bu romanda da söz konusudur: Doğu-Batı ikilemi. Karagümrüklü Deli Cemile eserimizin baş kahramanı. Tek istediği oturduğu mahalleden taşınıp güzel
Cumbadan Rumbaya
Cumbadan RumbayaPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20201,001 okunma
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
Sessiz Ev'in Sessizliği... Yazardan okuduğum ikinci kitap Sessiz Ev. İlki Cevdet Bey ve Oğulları sanki daha akıcı bir okumaydı. Bu kitabın bazı kesimlerinde ilerlemekte zorlansamda ,içeriği ve son kısmında kurgusu bakımından güzeldi. Kitapta anlatım tekniği bakımından iç monolog hakim. Karakterler sürekli bilinç altlarıyla ,kendi iç
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186,9bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
TEREDDÜDÜN ÜSTADI !!
Güzel İnsanlar Merhaba !!! "gittin emmaki kodun hasret ile canı bile istemem sensiz geçen sohbet-i yaranı bile" (NeşatÎ) MAHUR BESTE Ahmet Kaya'nın seslendirdiği Atilla İlhan şiiri; MAHUR BESTE Tanpınar güzel eseri. Eserin merkezinde küçük asilzade Behçet Bey var. Eserin zaman dilimi net değil.. sanki bir rüya yolculuğu yapıyorsunuz. Eseri okurken nedense hayal aleminde yaşayan Rus dostumuz OBLOMOV geldi aklıma, Eserde, Tanzimat, Meşrutiyet yılları, A.Hamit despot yılları, toplumsal değişim, İstanbul, doğu batı ikilemi küçücük eserde birçok konu eserde o kadar güzel işlenmiş ki diyecek laf yok TANPINAR okuyunca; Orhan Pamuk, Yusuf Atılgan, Oğuz Atayı'ın üstad'tan nasıl ciddi bir şekilde etkilendikleri görülüyor. Tanpınar çeşmesinden nasıl ciddi şekilde su içtikleri görülüyor. Küçük burjuva aydını ikilemi, insanın arafta kalmış tereddüd hali, İstanbul sokları ve İstanbul insanı İnsan Mahur Beste, Huzur, Kara Kitap, Masumiyet Müzesi gibi eserler arasında resmen zihni bir yoculuğa çıkıyor. TANPINAR çeşmesi insanı beslemeye devam edecek İyi Okumalar Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.(s.84)
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
İslâm dünyası ile Hristiyan âlemi arasındaki gerilim, daha doğrusu Kilise'nin İslâm'ı alt etme ve küçük düşürme çabası, daha 7'nci yüzyılda, İslâm'ın ortaya çıkmasıyla başlamış, sonraki yüzyıllarda artarak devam etmiştir. 13'üncü yüzyılda İtalyan ve Fransız asıllı keşişler, örneğin, William of Tyre ya da Riccoldo da Monte Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkında ipe sapa gelmez yalanlar uyduruyorlar ve bunları “İslâm üzerine incelemeler” diye kitaplarla yayıyorlardı. Ya da Petrarch on dördüncü asırda Araplardan ilkel bir ırk olarak bahsediyordu. Gerçi onun kafasındaki ayrım Herodota (MÖ 5'inci yüzyıl) dayanıyordu ve Herodot'a göre Avrupa'ya Anadolu toprakları da dâhildi! Şunu diyeceğim: Tüm bu örneklere rağmen o dönemde insanların kafalarında “Doğu” ve “Batı” kavramları yoktu. Nasıl ki bugün bizde “Kuzey" medeniyeti ve "Güney” medeniyeti denince bir anlam ifade etmiyor, 1453'ten önce de “Doğu ve Batı medeniyetleri” demek anlamsız kalıyordu. Ama 29 Mayıs 1453'te bir şey oldu. Belki de bir daha asla geri dönülemeyecek şekilde Batı, Batılığını keşfetti, Doğu'yu da “Öteki” olarak kurguladı. Edward Said'in 1978 yılında yayınladığı dâhiyane kitabı Oryantalizm'de açıkça anlattığı gibi bu söylem, yani “Doğu-Batı” ikilemi 18'inci ve 19'uncu yüzyıllarda sömürgeci Avrupa devletlerince “Doğu” kültürlerine de benimsetildi. Oryantalizm, yani Batı'nın her türlü pozitif değerlerin kurucusu ve hâkimi görüldüğü, Doğu'ya ise her türlü olumsuz niteliğin biçildiği değerler silsilesi.
Sayfa 23 - Kopernik Yayınları
Haçlı Seferleri dönemi Avrupa açısından hem ekonomik hem de kültürel alanlarda tam bir devrim başlatırken, Doğu'da bu kutsal savaşlar ve karşılığındaki "cihat" uzun yüzyıllar sürecek bir gerilemeye ve aydınlık düşmanlığına yol açar. Her taraftan kuşatılan İslam âlemi kendi kabuğuna çekilir. Ürkekleşir, hoşgörüsünü yitirir, savunmaya çekilir, kısırlaşır; gezegen çapındaki evrim sürüp Müslümanlar kendilerini bu gelişmenin iyice dışında kalmış hissettikçe de söz konusu tavırlar kökleşir. Bundan böyle ilerleme "öteki" anlamına gelmektedir. Modernizm, "öteki"dir. Kendi kültürel ve dinsel kimliğini Batı'nın simgelediği bu modernizmi yadsıyarak ifade etmek zorunlu muydu? Yoksa tam tersine kimliğini kaybetme riskini göze alıp kararlı bir biçimde modernleşme yoluna girmek mi gerekirdi? Ne İran ne Türkiye ne de Arap dünyası bu ikilemi çözmeyi başarabildi.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
152 syf.
9/10 puan verdi
SPOİLER! Merhabalar! Postmodern roman deyince, sanki okuması zor metinler akla geliyor. En azından genel algı bu yönde. Beyaz Kale de postmodern bir roman ve okuması asla zor değil. Bence bu tür için iyi bir başlangıç bile olabilir. Bu türün olmazsa olmazlarından pastiş ve metinlerarasılık kavramlarına da bakmak gerekir. Bu kavramların özü bazı
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile başladığım Ahmet Hamdi Tanpınar okumalarıma, Mahur Beste ile devam ettim. İyi ki de öyle yapmışım zira "nehir roman" üçlemesinin ilk kitabıymış ki ben bunu okurken öğrendim . Diğer iki kitap Sahnenin Dışındakiler ve Huzur. Tahmin edileceği üzere bir sonraki Tanpınar kitabım Sahnenin Dışındakiler olacak. Ve sonra her ay bir Tanpınar... . Mahur Beste, Behçet Bey'in o andaki yaşamından başlayıp geriye doğru akıyor... Sahneye birçok kişi giriyor... Detaylı kişi analizleriyle her bir bölümü kendi içinde bağımsız olsa da, birbiriyle bir şekilde bağlantılı kişiler anlatılıyor... Hele ki Sabri Hoca... Onun anlatıldığı bölüm tam bir dönem aynası... . Bir yerinde diyor ki; "Oğlum Behçet, sen bir medeniyetin iflası nedir, bilir misin? İnsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir. Anlıyor musun şimdi derdin büyüklüğünü?.." . Abdülhamit döneminde yaşananları, Sabri Hoca derinlere inerek irdeliyor... Aynı zamanda Doğu - Batı ikilemi, çok uluslu bir devletin parçalanmaya geçişi üzerine güzel bir konuşmaya yer vermiş Tanpınar... Daha bir çok şeyin bulunduğu bu kitapta olay örgüsü yok ama çok derin kişi analizleri var... Kesinlikle okunmalı...
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Ayaşlı ve Kiracıları-M. Ş. ESENDAL/İnsan korkunç bir yalnızlık içindedir.
Farklı yaşamların aynı mekanda var olmasından ibaret değil midir biraz da hayat? Olabildiğince farklı; ruhen, bedenen... Toplumun bambaşka kesimlerinden, bambaşka coğrafyalarından... Rus romanlarındaki pansiyonlara benzettim biraz da Ayaşlının malikanesini. Goriot Baba'nın Paris'te yaşamını sürdürdüğü pansiyonu andırıyordu sanki. Ancak
Ayaşlı ile Kiracıları
Ayaşlı ile KiracılarıMemduh Şevket Esendal · Kapra · 20236bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Herkesin doğu-batı ikilemi diye giriş yaptığı bir kitapta benim en çok dikkatimi çeken şey Sitare oldu. Farisi bir isim. Ama temsil ettiği şey batı. Yıldız demek Sitare ve gerçekten de kitabın ya da ortamın yıldızı olmuş. Sonunda kayıp gitmesi peki? Gül Yetiştiren adamın aşure yemediği sahneyi birebir yaşamış olabilirim. Bir keresinde komşumuz aşure getirmişti , bende yemiyorum abla ben demiştim. Ama bu başka aşure demiş içeri girmiş bırakmıştı. Sonra ne oldu? Yiyemedim. Kimse de gelmedi yemeye, israf oldu. Yazık oldu. Sonra dedenin dışarı çıktığı o an. Havsalasının bazı şeyleri almaması. Vitrini anlamlandıramaması. Yanından geçen arabalar. Takke . Fötr şapka. Kahır. Bereketsizlik. Aklımda kalanlar bunlar. O şehri tanımadığını hissettiği an çok yıkıcıydı. Hangi millettensiniz demesi.... Ve sonunda ettiği nasihat: "İçinizdeki İslam’ı gösterin. Çünkü İslam, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslam açık. İman kalbdedir, İslam zahirde. İslam şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister." Sitare ve Dede'nin hikayeleri hiç bir yerde birleşmemiş ama çok derinlerde bir alaka kurulabilir. Eski ve Yeni kavramları kadar ilgililer. Sonunda da bir gazete haberinde birleşiyorlar. Dedenin hikayesini yedi uyurlardan esinlenmiş olabilir mi diye düşündüm. En azından fikrin oradan gelmiş olabileceği. Evet güzel bir kitap ama ben başmbaşka bir şey bekliyordum galiba o yüzden 'vurulmadım.' Allah rahmet eylesin Rasim abi.
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,9bin okunma
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.