Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
202 syf.
·
Puan vermedi
Ömer Hayyam: doğum ve ölüm tarihleri çeşitli kaynaklara göre farklılık gösterse de, II. yüzyılın ortalarında doğduğu, 12. yüzyılın ilk çeyreği civarında öldüğü kabul edilen İranlı şair, felsefeci ve bilim adamı. Günümüzde ise, daha çok "rubai" türünün yaratıcısı olarak kabul gören Hayyam'ın dörtlükleri, Türkçe'ye Yahya Kemal ve Abdülbaki Gölpınarlı başta olmak üzere pek çok kez çevrildi. Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisi de, bunlar arasında en sevilenlerinden biri. Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973), Hasan Âli Yücel'in kurduğu Tercüme Bürosu'nun başkan yardımcısı ve Cumhuriyet döneminin en önemli kültür insanlarından biriydi. Tek başına ya da "imece" birlikteliğiyle yaptığı çeviriler, Hayyam'dan Montaigne'e, Platon'dan Shekespeare'e hep, dünya kültürünün doruk adlarındandı.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,3bin okunma
Sevgili günlük önümüz de ki ay evleniyorum... Bütün acılar ve kederi kokusundan nefret ettiğim toprağın altına gömerek hayatıma yeni bir başlangıç yapıyorum... Sevgili günlük şunu ben unuturum fakat sen unutma her ölüm sancılıdır... Taa ki hissetmeyene kadar... Ruhunu dinle ve göğe baktığın da Ay'ı hatırla kapkaranlık gece de sadece sana parlayan o ay'ı... Ve artık içmek için sebebin olacak o son sigarayı yak ... Her ölüm sancılıdırdır her doğum gibi... Göğsünde ki sancıya sarıl çünkü seni sen yapan güzelliğin değil yarandı.... Allah'a emanet ol... youtu.be/kvwqQrSERB4?si=...
Reklam
Dolunay ruhların dans etme zamanıdır!
Her yeni ayda yeni bir doğum başlar. Dolunay ruhların dans etme zamanıdır. Görkemli bir şölen başlar ay gökyüzünde yer aldığında. Hayvanlar, ağaçlar, sular ve insanlar hayranlık baka kalırlar, O ise bir ayna olur kainata, kalbini sevgiyle dolduranlara... Ay sırdır, sırlıdır. Aydınlatan ve yüceltendir. Sevgilerin kaynağı, ruhların konuşmadan konuşan dilidir. Herkese göstermez kendini. Ancak anlamaya niyet edene de kapatmaz sana dünyasını. Kalp onun titreşimleri ile buluşunca başlar sizinle konuşmaya... Ay mistiktir. Gökyüzünde devrilirken duygular da renkten renge bulanır. Hayaller ve düşlerin kaynağı olur kimi zaman, kimi zaman da bir dönüşümü başlatır. Aynı anda hem yıkan hem de inşa eden olur. Ne de olsa her ölüm aynı zamanda yeni bir başlangıcı müjdeler. Ay kadındır, genç kızdır, annedir. Kendisinden beklenen şefkat'i kimseden esirgemez. Güneşten aldıklarını gecenin koynuna taşımaktır. Bunu yaparken de yumuşacıktır, şefkatlidir. Rehberiniz, anneniz ayın kollarına bırakın kendinizi... O da size sonsuz döngüsünden fısıldasın, sizi kutsasın, sizi yücelsin, aydınlasın ve gizemli gücüyle sarıp ışıldamanızı sağlasın.
Ay Ritüelleri
Ay Ritüelleri
O zaman bırakalım kendimizi kainata evrene ki yer yüzünde bir nokta olan bizler gökyüzüne ışık olarak sevgiyle, huzurla, gülen kalbimiz ve gözlerimizle yansıyarak ışık saçalım.
236 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Vay be... Sonu hiç kendimi hazırladığım ve yazardan beklediğim gibi bitmedi. Çok iyi kitap ve iyi hissettiren bir son. Yazarla ölüm hakkında hemfikir değilim. Bence o kadar da gerekli değil, tıpkı doğum gibi. Kimse doğmazsa kimse de ölmez.
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
Müftü Ahmed Hulûsî Efendi, Türk Millî Mücadelesi'ne önemli katkıları olmuş olan bir Türk din adamıdır. İzmir, Yunan işgali altında iken Denizli’de 15 Mayıs 1919’da bir miting düzenlemiş ve “İşgal edilen memleket halkının silaha sarılması dinî bir görevdir” diye haykırıp, halkı ayaklandıran ilk kişi olmuştur. Doğum 18 eylül 1861 Ölüm tarihi ve yeri 22 kasım 1931
Acıklı gerçek ise insanlarm yaşamının gece ve gündüz, doğum ve ölüm, mutluluk ve sefalet, iyi ve kötü gibi uzlaşmaz karşıtlıkların karmaşık bir kompleksinden ibaret olduğudu
Sayfa 84
Reklam
229 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhaba. Stanislaw Lem'in ilk kitabı, benimse yazardan okuduğum üçüncü kitabı oldu Dönüşüm Hastanesi. Otobiyografik öğeler taşıyan roman, II. Dünya savaşı ertesinde yayımlanmıştır. Dönüşüm Hastanesi, savaşın yıkımını, insanlığın vicdani ve ahlâki çöküşünü şeffaf bir şekilde gözler önüne sermiştir. Yazar, Almanlar ülkesini işgal ettiği
Dönüşüm Hastanesi
Dönüşüm HastanesiStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 2000167 okunma
Bir insanın fedakârlık etmeye elverişli hale gelmesi için, onun bireysel kimliğinden ve kendine özgü farklılıklarından ayrılması gerekir. Kişi doğum ve ölümle sınırlanmış bir varoluş, bir insan zerresi olmaktan; bir George, Hans, bir Ivan ya da Tadao olmaktan vazgeçirilmelidir. Bunu sağlamak için uygulanacak en sıkı yol, kişiyi kolektif bir topluluğa toptan asimile etmektir. Tümden asimile edilmiş kişi, kendisini ve başkalarını birer insan olarak görmez. Kendisine kim olduğu sorulduğunda otomatikman vereceği cevap bir Müslüman, bir Alman, bir Rus, bir Japon, bir Hıristiyan olduğu ya da bir ailenin veya kabilenin üyesi olduğudur. Bağlı olduğu kolektif topluluktan ayrı bir amacı, değeri ve kaderi yoktur; bu topluluk yaşadığı sürece onun için gerçek bir ölüm yoktur.
İnsanların tek bir doğum ya da ölüm tarihi olduğuna inanmıyorum. Bakmayın siz mezar taşlarındaki o rakamlara! İnsan sık sık ölür ve yeniden doğar aslında.
Sayfa 55 - Hayykitap Yayınları 1. Baskı(2021)Kitabı okuyor
272 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Henri Barbusse'ün ,1908'de okurla buluşan ilk romanı Cehennem,tekbencilik felsefesi olarak bilinen Solipsizm'e dayanan,"Var olan tek zihin benim" ya da "Benim zihinsel durumlarım var olan tek zihinsel durumlardır." İfadesiyle kendini açıklayan,kitapta bahsi geçen karakterin anlatımında da kendini hissettiren
Cehennem
CehennemHenri Barbusse · Maya Kitap · 2014104 okunma
Reklam
Beyaz hem bir doğumdur hem bir ölüm. Doğum ve ölümün arasına beyazın yoğun olduğu bir hayat yerleştirmeli insan.
Her hayat birden çok iplikle dokunurken ve ne doğum dedigimiz şey yegâne başlangıç ne de ölüm tam olarak bir sonken,nereden başlatılır ki bir insanın hayat hikayesi?
Her doğum günü bir ölüm günüdür, çünkü bir yıl daha geçmiştir, ölüm daha yaklaşmıştır. Aslında doğum günü "doğum günü" değildir, olamaz da - ölüm yaklaşmaktadır, gittikçe yakına gelmektedir. Zaman avuçlarından akıp gitmektedir. Toprak bile altından kaymaktadır. Yakında boşluğa düşeceksin. Doğum günü bir ölüm günüdür. Bunu saklamak, bastırmak adına toplum hilelere başvurur. İnsanlar ellerinde hediye ve çiçeklerle gelip ölümün yaklaştığını unutmana yardımcı olurlar - ve adına doğum günü derler.
533 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Beyin Ölümüm Senden Olsun - Kinyas ve Kayra
Bir aynada iki yansıma. İki adamın hem bedenini, kitabın da üç bölümü olduğunu ortaya koyar hem de ruhlarını sayarsak meydanda dört kişi var. Bu tarafların biri Kinyas biri de Kayra. Kimsiniz siz ya? Şiddet, geçmiş, cinayet, seks, para, uyuşturucu ve gelecek. Hepsini bir karanlıkta toplayan adam kim?
Hakan Günday
Hakan Günday
. Sen bana ne yaptın? Kendi deyiminle ''Evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik!'' İlk çağlarda yaşayan her insanın vardığı son evre medeniyettir. Kendinizi bazen tanıyamayacak bazen de fiziken gidemediğiniz ama yazarak kendi Afrikanıza ulaşacağınız o evde bulacaksınız. Kalbinizde ne kalır bilmiyorum ama Tanrı bile Kayra'yı yaratırken kendi gücünden bir kez daha emin olmuştur. Kinyası yarattığında ise doğum-büyüme-ölüm hakkında bir daha reenkarnasyon yaşamıştır. Neden yaratıldığımız hakkında kendime sorduğum; bedenime temas eden zihnime yakın bu iki beyazın rüyalarıma her gece gireceğini biliyorum. Umursamaz olmaya daha önce başlasaydım keşke. Yazarın kendini kitaba entegre etmesini de ayrıca sevdim. Tam bir Quentin Tarantino imzası olmuş. Ön yargılarınızı bir kenara bırakın. Büyümek istiyorsanız bu kitabı okuyun.
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,9bin okunma
"Sonu mutluluğa varan bir yol yoktur: Yol mutluluğun kendisidir. Yollar, yolcular için değil, gidilecek yerlere ulaşmak için yapılmış. Ne alev ne yel, ne doğum ne ölüm, hiçbir şey iyiliklerinizi silemez." Gautama Buddha
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.