Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
** Yıldızlar ah yıldızlar. Gecenin karanlığında sanki yere göz kırpan mücevherler gibidir onlar. **
Sayfa 66 - Kaynak Yayınları
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ömer Faruk Kılıç / Bir Aynanın İzinden Sevginin gücünü fazlasıyla hissedeceğiniz, hayatlarımızdaki iyiliğin ve kötülüğün sebeplerine ayna tutacağınız, akıcı, düşündürücü ve farkındalık yaratacak bir hikayesi var kitabın. Aile, arkadaşlık ve aşkın verdiği sınavlar, ego ve kibirin yaşantımızdaki yansımaları, canımızı acıtan gerçekler, yaralarımızı
Bir Aynanın İzinden
Bir Aynanın İzindenÖmer Faruk Kılıç · Düş Kurguları Yayınevi · 20246 okunma
Reklam
Emanuel'in, teslimiyetin çaresizliğiyle dolmuş gözlerinden akmak üzere olan damlaya odaklandı Sonje. Damla süzülürken yavaşça parmağıyla dokundu o damlaya. Eline bulaşan ıslaklığın bir duyguyu taşımasının hissinde Emanuel'in teslimiyeti sanki bulaştı Sonje'ye. Duyguların böyle sıvıya dönüşüyor olması ilkellik değil, anlayışın derinliğiydi.
Giderek daha yakına yaklaşarak çıplak vü- cudunu, onun, onu ne kadar çok istediğini gizleye- meyen vücuduna, sırılsıklam olmuş pantolonuna ve gömleğine yapıştırdı. Onun dudaklarından dökülen inlemeleri, iç çekmeleri ve mırıldanmaları duymak istiyordu. Kalçasını ona sürttüğünde Clay inledi. Ses oldukça seksiydi ama bundan çok daha faz- lasıydı. Bu
Sayfa 202
176 syf.
9/10 puan verdi
Yabani Kalbin Yakınlarında
………………………………………………………………………..… Clarice Lispector'un (1925-1977) 17 yaşında yazdığı ilk romanı olan Yabani Kalbin Yakınlarında, 1944 yılında yayımlandı. Radikal olarak yeni tarzı, Brezilya edebiyatından, bölgeselci damarından daha sonra onu zirveye hareket ettiren büyük psikolojik yoğunluğa sahip içgözlemci bir literatüre geçişini işaret
Yabani Kalbin Yakınlarında
Yabani Kalbin YakınlarındaClarice Lispector · Monokl Yayınları · 201974 okunma
"Dokunulmaya bayılıyorsun değil mi?" Clay soru sormamıştı, tamamen gerçeği söylüyordu. "Senin tarafından, evet. Ne olur, bana dokunma- ya devam et." Julia'nın sesi arzudan titriyordu. Eğer Clay ona şimdi dokunmazsa buharlaşacakmış gibi hissediyordu. "Dokunacağım ama senin bu kadar azdığını başkalarının görmesini
Sayfa 134
Reklam
"Yoksa ne yapacaksın?" diye karşılık verdi Julia. Asansör onların katına geldiğinde indiler ve Clay, Julia'yı döndürdü, göğüslerini duvara doğru bastırdı ve iki kolunu da kafasının üzerinde tutarak, "Yoksa bu olur," dedi. Vücudunu ona yasladı ve boş- ta kalan eliyle önce bacağına, sonra da bacaklarının arasına dokundu. "Yoksa seni koridorda becermek zorunda kalırım." "Sanki bunu yapmanı istemezmişim gibi konuşuyorsun." "Sanki başkalarının bizi görmesi umurunda ol- mazmış gibi konuşuyorsun," dedi Clay sertleşmiş erkekliğini ona sürterek. Uzakta, bir başka otel müş- terisinin odasından çıkarak asansöre, onlara doğru geldiğinin farkındaydı hayal meyal. "Umurumda olmaz, Clay, ben sadece seni istiyo- rum," dedi Julia. "Şimdi lütfen mesajlarda başladığı- mız şeyi bitirebilir miyiz?" Clay elini onun bacaklarının arasından çekerek göğüslerine götürdü ve birini avuçlarının arasına aldı. "O görüntüyü bu yüzden mi yolladın? Göğüslerini mi becermemi istiyorsun?" "Evet, hem de çok." Clay onun kollarını bıraktı ve elini tutarak birkaç kapı ötedeki odalarına götürdü. Julia eteğini, tişörtünü, sütyenini çıkarıp göğüslerini özgür bıraktığında, neredeyse kapı daha yeni kapanıyordu. Üzerinde sadece kırmızı tabanlı topuklu ayakkabılarıyla yatağa doğru gitti, kraliyet mavisi örtüye uzandı ve göğüslerini birbirine yapıştırdı.
Sayfa 112
Mavi mavi tebessüm ediyor gökyüzü…. uzaklardan bir güneş gülümsüyor sanki… ha dokundu ha dokunacak kalbime… ellerim uzanmakta bir boşluğa… sanki sımsıkı saracak gibi…
"Seni istiyorum," diye mırıldandı Clay. Hamle sı- rasının Clay'a dönmesinin ne kadar zor olduğunu bil- diği için sırıttı Julia. Ama yine de pes etmeye hazır değildi. Clay'in, onu çaresizce, korkunç bir şekilde arzulamasına ihtiyacı vardı. "Sanırım, gerçekten güzellikle sorman gerekebi- lir," dedi onun hayalarırı
Sayfa 141
Dudaklarınız birbirine dokundu ve ayrıldı, Sanki kendi mutluluğunuzu tüketmiş de, başkalarınınkini ezmekten korkuyormuşsunuz gibi, Masum muydunuz? Masumluk neyi önler? Yaradan bile keyfimiz için kuzuları boğazlamamızı söylüyor, Ama asla kurtları değil...
Reklam
En yalnız olduğu zamanlarda bile, böyle bir yalnızlık hissettiğini hatırlamıyordu Akhbar. Kendi varlığına inanmak, yaşadığını onaylamak istercesine boynundaki muskaya dokundu. Sanki eski bir masaldan birkaç sihirli kelimeyi hatırlarsa, kaybolduğu büyüden dünyaya geri dönecekti. ...
254 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Şimdi millet Hügnoların ya da İngilizlerin yazdığı kışkırtıcı kitapları okuyor. Bir de, her bir şeyin tartışma konusu yapıldığı makaleler ya da sözümona dev bilim kitapları yazıyorlar. Şimdiye kadar her bilinen yanlışmış, birdenbire bambaşka olmalıymış her şey. Şimdi bir bardak suda, eskiden görülmeyen küçücük hayvancıklar yüzüyormuş; frengi
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 198721,9bin okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Emrah hocamızın ikinci kitabı. İlk kitabı olan roman Nim’i ne kadar beğendiysem sekiz öyküden oluşan “Dünyanın sonu öykünün başı” kitabını da o kadar beğendim. Eserdeki son öykü olan ‘Dünyanın sonu öykünün başı’, kitaba ismini vermiş ve benim en sevdiğim öykü oldu kesinlikle. Ah dedim keşke kısacık bir öykü değil de upuzun bir roman olsaymış bu.
Dünyanın Sonu Öykünün Başı
Dünyanın Sonu Öykünün BaşıEmrah Atiş · Okur Kitaplığı · 202231 okunma
1.192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.