Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum.
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Sayfa 88 - Yapı Kredi Yayınları, 83. baskıKitabı okudu
Kitapta doktora tezini yazmaya çalışan fakat bir türlü buna başlayamayan Mehmet'in hikayesini anlattım. Yalnızlığı fazlasıyla seven Mehmet hayatı yaşamak yerine izlemeyi tercih ediyor ve bu durumundan da şikayetçi değil hatta hoşnut. Kitapta Mehmet'in evdeki ve meşhur yürüyüşlerindeki duygu ve düşüncelerine tanık oluyoruz. Aşk, felsefe, edebiyat, ahlak, adalet gibi konu ve kavramları sürekli düşünen Mehmet kitabın ilerleyen sayfalarında ünlü aktris Rachel Weisz'e benzettiği bir kıza aşık oluyor.
Kitabı birçok kişiye okuttum ve açıkçası çok beğenildi; akıcı, dolu dolu bulundu genellikle. Mehmet'i çok orijinal bulan da oldu, kendiyle özdeşleştiren de.
Okumanızı isterim; sizin için farklı bir deneyim olacağını düşünüyor, beğeneceğinize inanıyor ve umuyorum.
Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı.
Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı.
Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu
Yazılmış en iyi savaş karşıtı, savaşın iç yüzünü, üzerimize kabus olup çöküşünü anlatan kitap hangisi? Hepsini bir kenara bırakın. Şimdiye kadar size önerdiğim, okuyun diye ısrar ettiğim bütün kitapları da kenara koyun! Kapıların Dışında'ya verin önceliği.
Wolfgang Borchert, ikinci dünya savaşını yaşamış, 3 yıl cephede bulunmuş, döndüğünde ise 'kapıların dışında' kalmış bir yazar. Savaşın ruhunu bu denli hissederek ve hissettirerek anlatmasının sebebi bu.
Savaştan dönüyorsun fakat sen o eski sen değilsin. Bıraktığın yer, bulmayı umduğun gibi değil. Ailen yok. Nefes alamıyorsun. Hayat yok!
"Her yer enkaz, herkes kaypak."
Okurken, yazarın her satırda acı çektiğini anlıyorsunuz. Üstelik, yazdıklarını yaşadığı için de iki kez çekiyor bu acıyı. Hayır bin kez! Hayatta olduğu, nefes aldığı her an acı çekiyor. Sizin de okurken onunla birlikte ciğeriniz tükeniyor.
Bu nedenle mutlaka, mutlaka okumalısınız bu kitabı ya da tam da bu sebeplerle okumayın. Çünkü, binlerce ölü gördükten sonra bir daha eskisi gibi olamayan; savaşa, savaş emri verip de karısının sıcacık koynunda yatmaya devam edenlere, düzene, hayata, Tanrı'ya isyan eden Wolfgang Borchert, sizin de kitabı okuduktan sonra eskisi gibi olmanıza izin vermeyecek.
Acı dolu yaşam öyküsünden bahsettiğim ve kitaplarını yorumladığım video:
youtu.be/KKbVMoluEvM
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma