Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lozan sonrası İsmet Paşa
Rauf Orbay'ın istifasından sonra kim başvekil olacak? İlk akla gelen isim elbette İsmet Paşa, ama Gazi onu değil, "ılımlı" Fethi (Okyar) Bey'in başvekil olarak hükümet kurmasını istiyor! Yakup Kadri'nin yazdığı gibi, Lozan'dan dönen İsmet Paşa'ya öyle tepki var ki, Gazi istese bile onu Başvekil olarak Meclis'e kabul ettirmek!
Sayfa 427 - DKKitabı okudu
Konu bu değil. Konu bilinmeyenler, anlaşılmayanlar. Etrafımızda dönen görünmez dümenler. Belki Tanrı. Belki de daha insani bir teşkilat. Her şeyi düzenleyen. Kim bilir? Hayata ve ölüme hâkim olanlar bilir...
Reklam
Ruth
Ah, Ruth, hâlâ sevgili Ruth, ortalıkta dönen yalanlarını hissettim, hep. İsteseydim kolayca ortaya çıkardı. İstemedim. Senin kendinden kaçırdığın şeyleri ben nasıl ortaya koyardım! Sen kendini kandırıyordun, seyircin oldum yalanlarını oynayışını seyrettim. Son âna dek. Kendini ikna ettiysen beni de ikna et istedim.
"Aklımdan şunlar geçti: Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı! Vereceğim selamı bir çamur lekesini silkeler gibi öfkeyle küçümseyerek elinizin tersiyle geri çevirirdiniz. Ama daha siz beni dışlayamadan ben sizi dışladım, bugün öğleden sonra, benim de bir parçası olduğum o soğuk, kemikleşmiş dünyanızın dışına fırlattım kendimi, pistonların üstünde duygusuzca kayan ve kendi etrafında kibirle dönen o mekanizmada sessizce çalışan bir çarktım ben de. "
Dünyanın başlangıcından beri bana hakaretler yağdırıldı ve iftira edildi. Beni savunan şairler bile –ki yaradılış olarak dostlarımdır– beni iyi savunmadılar. İçlerinden biri –Milton denen bir İngiliz– asla çıkmamış belirsiz bir savaşı, yandaşlarıma ve bana kaybettirdi. Bir diğeri Goethe denen bir Alman – bir köy trajedisinde bana muhabbet tellalı
405 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Anna Heymes, kitap onun üzerinden başlıyor. Bir deneye tabi tutuluyor ve biraz da renkler, şehirler, başkentler, resimler...Laurent Heymes de var. Anna'nın kocası. İlk başta hatırlayamadığı. Anna'nın bu arada teste tutulduğu makina Pozitron Kamerası. Hastalığına bir teşhis konulmaya çalışılıyordu. Peki ya Anna'nın hastalığı doktorların bildiği ve
Kurtlar İmparatorluğu
Kurtlar İmparatorluğuJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20208,8bin okunma
Reklam
KUZGUN Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan, Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden, Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan; "Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan, Başka kim gelir bu zaman?" Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık
Mendilimde Kan Sesleri
Yüreğimizin söküklerini diken Şairimiz Edip Cansever bugün, 28 Mayıs'ta aramızdan ayrıldı. O yokken dağılmış pazar yerlerine dönen hayatlarımıza rağmen umudu dürtüp umutsuzluğu yatıştırıyoruz... Edip Cansever çok sevdiğimiz Mendilimde Kan Sesleri şiirini kim için yazdı? Şiirde Ahmet Abi diye seslendiği Ahmet abi kim? Aşağıdaki video linkinde sizlerle paylaştım. Sen Ben Lenin filmini izleyenlerin bu videoyu izlemesinde daha çok fayda var... Orada bestelenen Mendilimde Kan Sesleri şiirinin hikayesini öğrenmiş olurlar... İyi seyirler... youtu.be/tHN6IdiJsMM
Yol Boyunca
Koparabilir misin bana yıldızlardan Avuçlayabilir misin karanlığı Sen ki milyonlar içindesin Neden kalbinin yalnızlığı Bulabilir misin bana dost dost dost Ki sevsin seni karşılık beklemeden Buz üstünde yazılır mı çocuğum Düşündün mü deniz dikiş tutmaz neden Düşündün mü gecelerde ne var Böyle insanı ürperten Sanır mısın ruhsuz bu karanlıklar Ölüm sükûnuyla yürüyen Tutabilir misin geçen zamanı Dönebilir misin on beşine Şaşmadın mı hiç çocuğum Baharın sessizce gelişine Kim sürdü gözlerine maviyi Ki denizleri hatırlatır Hiç dönen var mı öteden Sır.
Halim Yağcıoğlu
Halim Yağcıoğlu
69 syf.
7/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Marquez'in daha önce Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okumuştum ve Albaya Mektup Yok'ta da aynı alaycı üslubun tadını aldım. Kötü olayları anlatırken başvurduğu mizah, bu kadar basit bir konuya absürt bir hava veriyor. 'Nasıl olur' diyeceğimiz tuhaflıktaki olaylara yazar bizi çok güzel inandırıyor. Karısıyla birlikte, oğlundan kalan dövüş horozuyla her cuma emekli aylığını bekleyen ve her cuma eve eli boş dönen, karısı ve oğlunun arkadaşlarının düşüncelerinin arasında sıkışan bir karakter Albay. Kendi düşüncesi yok, kim nereye çekerse oraya giden biri. Kitapları okurken genelde sonları hakkında düşünmem, gidişattan bellidir ve pek seçenek yoktur. Ancak bu kitabın sonu için çok heyecanlıydım, bir sürü tahminim vardı fakat kitap kafamda yazdığım sonların hepsinden bağımsız bir şekilde bitti. Albay, kitabın sonunda da olsa, yetmiş beş yıl da sürse, birey olmayı öğrendi, bir tipten karaktere dönüştü. Ayrıca kitapta karşımıza doğrudan çıkmasa da adı birkaç yerde geçen Albay Aureliano Buendia, Yüzyıllık Yalnızlık'ın ana karakterlerinden biriydi, bu da yazarın başka bir kitabına yaptığı hoş bir gönderme olmuş.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.