En çok korktuğu şey hayaldi. Bu ikiyüzlü yol arkadaşı, bir bakıma dost,bir bakıma düşman; inanmadığın zaman dost, tatlı akışına kapılıp gittiğin zaman düşman.
Sayfa 198Kitabı okudu
~•~ “Görünüşte dost, fakat esasında düşman insan sayısı artacak. Sözler hep yalan ve birbirine muhalif olacak...” ~•~
Sayfa 143 - Kıyametin alametleriKitabı okudu
Reklam
Bu iş burada kalmaz. Dahası var. Yani şeytanın insanın iç dünyasında bir yamağı, bir yaveri vardır, biz buna "nefs-i emmare" diyoruz, "Nefisini ilah edineni gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?" (Furkan, 43) Tabiat boşluk kaldırmaz, bu boşluk ağzınızdaki dişinizin düşen dolgusunun boşluğu bile olsa, siz orayı hak dolgu ile doldurmazsanız batıl yemek artığı gelip orayı bile işgal eder. Tabiatta boşluğa mahal yoktur. Hele hele insanın kalbinde boşluğa hiç mahal yok. Allah'la arasını açan insan zannetmesin ki o ara boş kalacak. O arayı şeytan dolduracak, o arayı nefis dolduracak. Niçin? Bir insan Allah'ın dostluğuna sırt çevirdiğinde, meleklerin peygamberlerin, salihlerin dostluğunu da kaybeder, şeytana dost olur, ona tapmaya başlar hatta. Bu da o kimsenin ebedi azaba düşmesine neden olur. Yasin suresinde geçer, mahşer günü Allah insanlara şöyle nida edecek: "Ey Ademoğulları! Size, 'Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için apa- çık bir düşmandır; bana kulluk edin, doğru yol budur.' dememiş miydim?" (Yasin, 60) Bir insan şeytanla dostluk kurduğunda bunun peşine nefis de takılır. Onun için insan şeytanı dost edinmemeli. Şeytanı insan düşman edinmeli. Nefs-i emmareyi insan düşman edinmeli, dost edinmemeli.
Dün dost olanlar, bir anda O'na düşman olmuş, dün sözüne itibar edenler, bir anda O'nun sesinı kısmak/kesmek için ellerinden gelenı yapmaya başlamış, dün O'nunla ticaret yapanlar, bir anda O'nu muhasara altına alıp her türlü ilişkilerini kesmişlerdı Peki, bir anda ne değişmişti ki Efendimiz'in (sas) etrafında böyle köklü değişiklikler olmuştu? Değişen belliydi. Dün sadece Muhammedü'l-Emin olan zat, bugün Muhammed Resû- lullah olmuş,
Hatalarımı eğitiyorum, doğrularımı ödüllendiriyorum bir bir.
Evimde geçirdiğim dördüncü yalnız günüm. Eskisine oranla daha rahatım. Alışmaya başladığım yalnızlığımla dost oluyorum yavaş yavaş. Hatalarımı eğitiyorum, doğrularımı ödüllendiriyorum bir bir. Arkama bakıp yaşadıklarımı görüyorum gitgide. Acılarımla olgunlaşıyorum, gelecek sefere hatalarımı deneyimlerimle tanıştırmak için. İnsanın kendi kendine yetmesi kadar güzel bir şey yok. Sorunlarımı sevmeye başladığım zaman onlarla daha kolay başa çıktığımı görüyorum. Düşman güçsüzleri sevmezmiş, güçlülerle savaşırmış ki dişine göre rakibi olsun.
"Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden"
Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep.
Sayfa 32 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.