Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kış günleri, ara sıra böyle yağmurludur, ama çoğu zaman günlük güneşliktir. Sarı yazda, Fransızların douceur de vivre dedikleri şey her bir yandan fışkırır sanki. Kişisel mutluluğunuzdan kaynaklanmayan, salt canlı olduğunuz için duyduğunuz, nedenini de bilmediğiniz bir yaşama keyfidir bu. Bu keyfi duyabilmeniz için de çevrenize şöyle bir bakmanız, derin bir soluk alıp havayı koklamanız yeter bile.
Ezbere bildiğiniz şiiri mırıldanıyorsunuz yürürken. Bu arada muhabbet kuşlarının cıvıltısını duyuyorsunuz; denize bakıyorsunuz, batan güneşe bakıyorsunuz; pembe, yeşil, uçuk mavi bulutları görüyorsunuz. Ve havanız tümüyle değişiyor. Fransızların douceur de vivre dediği duyguyu, yani yaşamanın tatlı keyfinin verdiği küçük mutluluğu tadıyorsunuz.
Reklam
Douceur de vivre. Kişisel mutluluğunuz dan kaynaklanmayan, salt canlı olduğunuz için duyduğunuz, nedenini de bilmediğiniz bir yaşama keyfidir bu.
Fransızların douceur de vivre dedikleri şey her bir yandan fışkırır sanki. Kişisel mutluluğunuzdan kaynaklanmayan, salt canlı olduğunuz için duyduğunuz, nedenini de bilmediğiniz bir yaşama keyfidir bu.
YKY- epubKitabı okudu
Fransızların douceur de vivre dedikleri şey; kişisel mutluluğunuzdan kaynaklanmayan, salt canlı olduğunuz için duyduğunuz, nedenini de bilmediğiniz bir yaşama keyfidir bu. Bu keyfi duyabilmeniz için de çevrenize şöyle bir bakmanız, derin bir soluk alıp havayı koklamanız yeter bile.
Küçük mutluluklar denilen şeyleri doğru dürüst değerlendirmesini bilirseniz, bunların aslında büyük, hem de çok büyük mutluluklar olduğunu anlarsınız. Örneğin, bütün bir yaz gününü, Anadolu yollarında toz toprak içinde külüstür bir otobüs içinde geçirdikten sonra, akşamleyin küçük bir kıyı kasabasına varmışsınız. Ucuz bir pansiyonda soğuk bir duş
Reklam
Her ne yaparsam yapayım suçlu ve sahtekâr mıyım, hiçbir şey yapmasam bile mi?
Hayatım bir çıkmaza girdi, varoluştan iğreniyorum, tatsız tuzsuz anlamsız bir şey. Pierrot’dan daha aç olsaydım, insanların sunacağı açıklamaları yemeye yeltenmezdim. İnsan parmağını toprağa batırıp kokusundan hangi diyarlarda olduğunu anlar -bu hiçbir şey kokmuyor. Neredeyim ben? Dünya denen bu şey nedir? Bu kelimenin anlamı nedir? Beni bunun
Et elle sera rentrée à pied, méditant et rêvant, seule, toujours seule ; car l’enfant est turbulent, égoïste, sans douceur et sans patience ; et il ne peut même pas, comme le pur animal, comme le chien et le chat, servir de confident aux douleurs solitaires.
Sayfa 65 - Garnier FlammarionKitabı okudu
Fransızların douceur de vivre dediği duyguyu, yani yaşamanın tatlı keyfinin verdiği küçük mutluluğu tadıyorsunuz. Ne yazık ki, çoğumuzun farkına bile varamadığı bu önemsiz görünen ama aslında çok güzel şeyleri göremezseniz, koklayamazsanız, duyamazsanız, yandınız gitti demektir. Sinir içinde evinize dönüp yaşamı kendinize de, çevrenize de zehir etmekten başka çareniz kalmaz o zaman.
Sarı yazda, Fransızların douceur de vivre de dikleri şey her bir yandan fışkırır sanki. Kişisel mutluluğunuzdan kaynaklanmayan, salt canlı olduğunuz için duyduğunuz, nedenini de bilmediğiniz bir yaşama keyfidir bu. Bu keyfi duyabilmeniz için de çevrenize şöyle bir bakmanız, derin bir soluk alıp havayı koklamanız yeter bile.
Sayfa 37 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Douceur de vivre
Muhabbet kuslarinin civiltisini duyuyorsunuz; denize bakiyorsunuz, batan gunese bakiyorsunuz; pembe, yesil, ucuk mavi bulutlari goruyorsunuz. Ve havaniz tumuyle degisiyor. Fransizlarin “douceur de vivre” dedigi duyguyu, yani yasamanin tatli keyfinin verdigi kucuk mutlulugu tadiyorsunuz.
“La fierté, qui peut s'allier à la tendresse, à la douceur, à la modestie, est plutôt une qualité. La fierté, lorsqu'elle naît du respect de soi-même, qui défend de tout acte servile, d'une faiblesse, d'un découragement, est le plus ferme soutien de la dignité morale …” -Amiel “Hassasiyet, nezaket, alçakgönüllülük ile birleştirilebilen gurur, daha çok bir niteliktir. Gurur, her türlü kölece davranıştan, zayıflıktan, cesaretsizlikten koruyan özsaygıdan kaynaklandığında, ahlaki haysiyetin en sağlam desteğidir...”
Aşk
“L’amour, c’est comme une fleur qui réunie parfum et couleur; c’est ce qui fait brûlé dans nos coeurs passion et douceur... Aşk çiçek gibidir; kokuların ve renklerin buluştuğu, kalplerimizi yakan, tutku ve kibarlık..!
Kendimi bulamadan edemiyorum bu kitapta!
"...Bir iyiliği gönülden yapabilmem için zorlanmadan, serbestçe hareket etmem gerektiğini ve iyi bir şeyden alacağım tadın kaçması için, gözümde bir göreve dönüşmesinin yetttiğini fark ettim. O zamandan sonra mecburiyetin ağırlığı, en tatlı zevkleri bile bir yük haline getiriyor..." fr. "... J'ai vu que pour bien faire avec plaisir, il fallait que j'agisse librement, sans contrainte, et que pour m'ôter toute la douceur d'une bonne œuvre il suffisait qu'elle devint un devoir pour moi. Dès lors le poids de l'obligation me fait un fardeau des plus douces jouissance..."
Sayfa 73 - Altıncı gezi / Sixième PromenadeKitabı okudu
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.