Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bırakalım bu dünya alabildiğine dönsün Ölmekse daha kolay ne var Yaşamaksa sensiz mümkün değil
Dünya, bensiz de mevcut. Kendi kendine mevcut. O berdevam ben bu devamın küçük bir çizgisiyim... Fakat varım, var olma kuvvetini bu devamın şuurunda buluyorum o devamla başlangıç noktamdan hareket ettim ve belki ebediyet boyunca yürüyeceğim...
Sayfa 400Kitabı okudu
Reklam
BANKALAR TANKLARDAN DAHA BÜYÜK BİR TEHDİTTİR Tanklar ile darbeler yapma devri kapanmış 28 Şubat süreci ile asker son kez kullanılmış ve sıra bankalar ile soyguna ve talan etmeye gelmişti. Faiz, kredi, kredi kartı ve bireysel kredi ile karşılıksız para basarak bol para dönemi halka geçici veya aldatıcı bir refah hissi vermek içindi. Bunun
Dünya hoştur hoş olmasına, ama siz Allah'ın istediğini en başa koyun, yeter. Ev sahibi olma arzusunu ya da terfi aşkınızı vesaireyi başa koyarsanız dileğinize ulaşabilir ve hayat öylece geçer, ama bilin ki bu hayat geçtikten sonra geri dönüş olmayacak ve ne kadar gözyaşı dökersek dökelim, hayatı yeni baştan yaşama hakkımız olmayacak. Hiçbir şeyi Allah'tan öne koymayasınız; arzularınızı ancak O tatmin eder.
Ve sonra bir gün olmaz dediğimiz, ihtimal vermediğimiz o sahnenin gerçek olduğuna tanık oluruz hayatımızda. Bütün dünya üzerimize yıkılır o gün ve sonraki günlerde bir yıkık kent misali dolanırız etrafta.
Sayfa 73
Baskılanan dürtü taşar ve taşan sel, duygu selidir, ihtiras selidir ve bu ses deliliğe dahi dönüşür; akıntının gücüne, setin yüksekliğine ve karşı koyma gücüne bağlıdır.
Reklam
Sevginin; Planck Zamanı ve Boyutlar Arası Yolculuğu!
Sevginin belli bir günü olması mı gerekir? Planck zamanı, 365 gün, bir ömür boyu ve hatta başka boyutlarda sevemez miyiz birbirimizi? “Sevgi” koşullu mu olmalı? Annelik; koşulsuz sevgidir! Öyle bir seversin ki; gecen gündüzün o olur, dünyan ve dünya onun etrafında döner. Öyle seversin ki; bu sevginin nedeni, niçini yoktur, sadece seversin. Koşulsuzca, karşılık beklemeden, tüm benliğinle, tüm içtenliğinle, onun bir birey olduğunu kabul ederek, gökyüzünü kucaklar gibi, kanatlar takmışçasına sadece ve sadece seversin.
19. yüzyıla ait bir efsaneye göre, Gerçek ve Yalan bir gün karşılaşırlar. Yalan, Gerçek'e: "Bugün muhteşem bir gün!" der. Gerçek, gökyüzüne bakıp iç çeker çünkü gün gerçekten de çok güzeldir. Birlikte biraz zaman geçirirler. Derken bir kuyuya varırlar. Yalan, Gerçek'e: Su çok güzel, haydi birlikte yıkanalım" der. Gerçek biraz şüphelidir; suyu kontrol eder ve gerçekten de çok güzel olduğunu fark eder. Bunun üzerine ikisi de kıyafetlerini çıkartıp yıkanmaya başlarlar. Aniden, Yalan sudan çıkar, Gerçek'in kıyafetlerini giyer ve hızla kaçar. Gerçek, kuyudan çıkar; elbiselerini bulamayınca bir hayli öfkelenir. Yalan'ı bulmak ve elbiselerini geri almak için her yere koşar. Bu sırada Gerçek'i çıplak biçimde oradan oraya koşarken gören Dünya, bakışlarını küçümseme ve öfke ile geri çevirir ve onu görmek istemez. Zavallı Gerçek, çaresizlik içinde kuyuya geri döner. Artık sonsuza dek saklanacak ve ortadan kaybolacaktır çünkü çıplaklığından çok utanmaktadır. Yalan ise o gün bugündür dünyayı dolaşmakta, Gerçek gibi giyinip toplumun ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Çünkü Dünya, hiçbir şekilde Çıplak Gerçek ile karşılaşmak istemez.
"Bu da," diye veciz bir ifadeyle ekledi Müdür, "mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgılarını sevdirmek."
Sokrates’in, dünyanın kaynağı hakkında geliştirilen kuramların insanlığa hiçbir fayda sağlamadığını anlaması uzun sürmedi. Ona göre dünya üzerine değil, kendimiz üzerine düşünmeliydik. Bu nedenle Delphi’li kahinlerin eski bir sözünü benimsemiştir: “Gnothi Seauton” (Kendini tanı).
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.