Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Sakin ve sağlam aşkın gözleri sevdiği nesneyle nasıl meşgul olursa, kaygı da kederle öyle meşgul. "
‘’Düşünce ilkel bir batıl inançtır. Mantık aslında mantıksız bir fikirdir. Düşünebildiğimize ilişkin o çocuksu kavram, insanoğlunun en pahalıya mal olan hatası olmuştur.’’
Sayfa 13 - Pegasus Yayınları
Reklam
*~●。。。Dünyayı kara görüyorsak, bunun nedeni onu karanlıkta ölçüp biçmemizdir; çünkü düşünceler genel olarak uykusuzluğun, dolayısıyla karanlığın ürünüdür.
Sayfa 110 - Metis Yayınları Çeviren Kenan SarıalioğluKitabı okuyor
Dinleyin dostum, dünyada ne kadar tuhaf ya da anormal olursa olsun yüreğimi bir an bile dehşete düşürebilecek tek bir kusur, bir sapkınlık yoktur.
Kendi halkına ihanet edenler asla iflah olmazlar.
" Kaygı, kederin insanın yüreğine nüfuz etmesini sağlayan hareket gücü. "
Reklam
"Ölümün insanoğlunun başına gelen iyiliklerin en iyisi olup olmadığını kimse bilmiyor, ama güya başa gelebilecek en büyük kötülük olduğunu sandıklarından ondan korkuyorlar. Birinin bilmediği bir şeyi bildiğini sanması cehaletin en utanç verici türü değil midir?"
Sayfa 47 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Fransız Marksist tarihçi Maxime Rodinson'un tespiti
'Eğer Muhammed doğmamış olsaydı, tarihî durum onun yerine bir başka Muhammed çıkarıp getirirdi.' şeklinde ilkel bir determinist önermeyle veya düşük seviyeden bir Marksist formülle işin içinden sıyrılamaz tarihçi. Hayır, Muhammed doğmamış olsaydı, işler hiç şüphe yok ki çok farklı olurdu... Dicle ve Fırat kıyılarından Atlantik Okyanusu'na kadar yirmi memleketin Araplaşması, Kuzey Afrika'sı elinden gitmiş Latin Batı ile Arap olmuş Doğu arasındaki bağların kopması, Viyana önlerine dayanan Osmanlı İmparatorluğu'na kadar sayısız Müslüman devlet ve imparatorluklar, atlılar, denizciler, tüccarlar, korsanlar, sanatçılar, mimarlar, Kurtuba Camisi ve Taç Mahal hep Hz. Muhammed'den kaynaklanmaktadır.
Valmont otuz yaşındaydı, güzel bir yüze, kaydadeğer bir zekâya ve canlı bir hayal gücüne sahipti ve ilkesizdi.Bir gün Franval onu akşam yemeğine davet etti ve masadan kalkarlarken onu kenara çekti ve “Dostum,” dedi, "Karım hakkında ne düşünüyorsunuz?” “Enfes bir yaratık. Ve eğer onun kocası olmasaydınız onu uzun zaman önce metresim yapmıştım.” “Bu düşünce pek hoş ve makul Valmont, fakat beni etkilemedi.” “Ne demek istiyorsunuz?” “Sizi şaşırtacağım... Açık olarak beni sevdiğiniz için ve ben Madame de Franval’in kocası olduğum için sizden onun âşığı olmanızı istiyorum.” “Ne saçmalık!” “Hiç de değil, bu bir akıl şaheseridir.”
Felsefeyle ilgili temel sıkıntı, der bazıları, onun bilim olmamasıdır. Yani eğer felsefe bilime daha çok benziyor olsaydı, çözülebilecek problemleri rahatlıkla çözüp kalanları ıskartaya çıkarır, onlardan kurtulurdu. Felsefeden kaynaklı sıkıntı, diye öne sürer başkaları, onun ancak sanat vasıtasıyla üstesinden gelinebilecek olan meselelerin halliyle ilgili olarak fazla "bilimsel" olmaya çalışmasıdır. Bir başka deyişle felsefe eğer bilimsel yöntemle arasındaki aşk ilişkisini sonlandırsa, elindeki projeleri başarısızlığı garantileyen bir kalıba dökmekten de kurtulmuş olurdu. Benim düşünceme göre felsefeye özgü sıkıntı, felsefenin bilim insanları ve sanatçılara göründüğünden çok daha zor olmasında yatıyor, zira felsefe bu ikisinin de özlem ve yöntemlerini paylaşıyor; hatta paylaşmak mecburiyetinde.
1.000 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.