Issız Reis'in ısrarları ve ricası üzerine okuduğum bu Forsyth kitabı bana bir çok şey düşündürdü: mesela 80'li yıllarda Altın Kitaplar'ın kötü kitap kapaklarını..hâlâ öyle çoğu. Ama Harold Robbins kitapları, V.C Andrews kitapları gibi kötü kapakları düşündüm ve Hilekâr aynı geleneğin devamı niteliğinde, hatta İngilizce orijinali de aynen öyle.
Şöyle başlayım; Marie Rose Balter'ın hikayesini duymuş muydunuz?
Marie Rose Balter, kendisini evlat edinen sadist bir aile tarafından yıllarca işkence gördükten sonra kaçmayı başardı ve şizofreni teşhisiyle akıl hastanesine yatırıldı. 17 yıl akıl hastanesinde şizofreni tadavisi gördükten sonra şizofren olmadığı, ağır depresyon ve panik atak
Merhabalar ! Tavsiye üzerine okuduğum ve beni ciddi anlamda derinden sarsan bir kitap oldu.Klasik savaş konulu romanların aksine savaştan ziyade savaşın arka planını anlatması bakımından değerli bir eser.Geride kalan halkın özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların sefalet , açlık , yoksulluk , hastalık gibi kavramların etrafında yaşamlarını daha doğrusu yaşayamamalarını anlatıyor.Karadenizli Temel Reis ve eşi Şakire altı çocuğu ile birlikte romanın merkezinde yer alıyor.Uzun yıllar askerlik yaptıktan sonra tekrar cepheye çağrılan Temel Reis ve oğlu Ali’ nin şehit düşmesiyle birlikte ailenin çektiği sıkıntıların dozu durmadan artarak devam eder. Romanda kimi aileler bedel ödeyip oğullarını askere göndermezken savaşa gidenlerin çoğu şehit düşer yine kimi insanlar küflü ekmek , hasta keçi yerken kimileri de ambarı ağzına kadar dolduracak kadar vicdansızdır.Yazarın Karadenizli olması ve eserin geçtiği dönemde yaşaması yazarın bu anlatılanlara yakından tanık olabileceğini düşündürdü bana.Ayrıca eserin dram türünde olmasına rağmen , acındırmadan bütün doğallığı ile okuyucunun gözleri önüne sermesi kitabı sevmemdeki önemli bir unsurdu.Okuyacak herkese keyifli okumalar dilerim.
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,325 okunma
Bu arada, Kongre salonuna girmezden evvel koridorda Rauf Bey'e tesadüf ettim. "Kimi reis yapalım?" dedim. Rauf Bey, adeta heyecanlı bir sesle, zaten söylemeye hazırlanmış olduğu o anda halinden anlaşılan bir tavırla ve keskin bir lisanla "Sen reis olmamalısın!" dedi. Derhal Hüsrev Sami Bey'in verdiği malumatın sıhhatine
inandım ve bittabi üzüldüm. Gerçi, Erzurum Kongresi'nde de benim riyasetimi sakıncalı görenler vardı. Fakat onların ne mahiyette insanlar olduğunu izah etmiştim. Bu defa en yakın arkadaşlarımın aynı zihniyeti göstermeleri beni düşündürdü. Rauf Bey'e: "Anladım, Bekir Sami Bey'in evinde aldığınız kararı bana tebliğ ediyorsun" dedim ve cevabını beklemeden, yanından uzaklaşarak Kongre salonuna girdim.
Mustafa hocanın kalemiyle ilk defa tanıştım ve gerçekten etkisinde kalmamak mümkün değil. Tüketim toplumunun içine düştüğü girdaptan, kapitalizmin soğuk yüzünü anlatıp, toprağa dönüşü destekleyen yazısıyla ön planda.. Sanki dedenin dizi dibınde oturan toruna anlatır gibi.. Açıkçası okurken çokta düşündürdü. Kitabın sonunda cumhur-u reis Erdoğan`ın konuşmalarından alıntılarla da pekiştirmeler yapmış yer yer desteklediği de oluyor fakat çokça sıralıyor batılılaşmayı kapitalizmin girdabında can cekişen tüketim toplumu haline geldiğimizi. İşte bunun içinde şöyle diyor:
Tüketim toplumuna direniş, akıntıya karşı dik durmak, dirilişin ilk adımıdır.
Ailece izlenecek bir film arıyordum daha sonra Mesut Uçakan'ın yönetmenliğini yaptığı Reis Bey adlı film ilgimi çekti filmin afişinde Necip Fazıl'ın eseri yazıyordu fark ettim ki tiyatro eseriymiş.
Hem kitabı hem filmi beni çok etkiledi. Böyle bir akış beklemiyordum merhameti, vicdanı öyle bir işleyişi var ki...
Ama okurken yine ikilemde kaldım Reis Bey'in ilk fikirleri beni çok düşündürdü hele merhamet "suç mu?" diyene "hemde idamlık" demesi...
Bazen de şöyle düşündüm Reis Bey nerden bilebilirdi suçsuz olduğunu sonuçta bütün deliller katil olduğunu gösteriyordu gencin. Evet direk idam yerine müebbet cezası verebilirdi bu da ayrı bir konu.
Hem filmi hem kitabı ayrı ayrı öneririm sizde de farklı yansımaları olacaktır.
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20148,2bin okunma
Kitaba ilk başladığımda reis beye karşı bi sempati duydum . O sert , donuk , duygusuz hali beni hep geçmişine götürdü ve düşündürdü ...
Hani bi insana tam kızacakken yaşadıkları , geçmişteki zor hayatı aklınıza gelirde o öfkenizi tutarsınız ya , işte bu duygu ile okudum ilk perdeyi .
İllaki bi açıklaması vardır diye.
Sonrasında vicdanı ile baş
#çınarözkan’ın kaleminden #birvatanikireis adlı #kitap @fatih_evkaya tavsiyesidir.
Çanakkale savaşından güzel bir kesit ile başlıyor kitabımız. #80darbesi ve #kenanevren’in konuşması, ermenilerin yaptığı suikastlar ve #asala terör örgütünden bahsediyor.
#oralçelik’in anlattıklarına inanamayacaksınız, belki biraz da devlete kızacaksınız. #muhsinyazıcıoğlu’ndan bahsettiği kısımlar Fatih ve bizi çok duygulandırdı, 12 Eylül olaylarına ve Muhsin Başkanın hayatını kaybettiği olaya da değinilmiş kitapta.
Aklımızın almadığı şeylerde var; #susurlukolayı anlatılırken #fetullahgülen’in mal varlığı, konumu ve görüşmeleri incelenmeli kararı alınmışken NASIL OLUYORDA MÜDAHALE EDİLMİYOR VE YILLAR SONRA ÜLKEYE ZARARI DOKUNUYOR. Acaba kimler çıkarları doğrultusunda bunun üzerini kapattı.
Birde #susurlukkazasında; #mehmetözbay kimliğiyle bulunan #abdullahçatlı’nın bulunduğu araçta silah çıkması. Korumanın “Arabadaki parayı alıp hastaneye gittik, silah olsaydı silahları da alırdık, neden araçta bırakalım....” demesi gerçekten düşündürdü.
#alparslantürkeş #hiramabas ve #mehmetağar’dan da bahseden güzel bir #kitapmuhabbeti eseri olmuş diyoruz. #yakıntarih ve #siyasitarih konusunda bize bilgi veren bu eseri okuduğumda aklıma #candündar’dan okuduğum #ergenekon adlı kitap geldi, o kitabı da tavsiye ediyorum.
MALAZGİRT’İN 900. YILDÖNÜMÜ VE MİLLÎ KÜLTÜR
Hüseyin Nihal Atsız
Geçmişi anmak insanlara mahsus bir iştir. Hayvanlar geçmişi düşünmez. Onlar yalnız içinde bulundukları ânın kaygısındadır. “Geçmiş” ne kadar kusurlu olursa olsun bugün ve yarın için vereceği derslerle, göstereceği ibretlerle ihmaline imkân olmayan bir kitap, insanlara milletlerin