Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alıntılarla Yaşıyorum İstanbul Buluşması
Hayatımın en güzel buluşmasıymış, bilmiyordum. 🥹 3 yıldır yönettiğim kitap okuma grubumun İstanbul’daki üyeleriyle birlikte
Oğuz Atay
Oğuz Atay
’ın
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
romanını yazdığı eve,
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi
’ne ve
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
’ın Edebiyat Müze Kütüphanesi’nin bulunduğu Gülhane Parkı’na gittik! 🤓 Yaklaşık 40 değerli okurun katılımıyla gerçekleşen bu kitap buluşmasında önce hep beraber
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
’un kitabıyla birlikte düşünülen
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi
’ni gezdik ve romandaki en sevdiğimiz kısımların müzedeki karşılıklarını görmek çok hoşumuza gitti. Ardından
Oğuz Atay
Oğuz Atay
’ın
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
romanını yazdığı evin önüne gidip grubuma Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatının gelişimini anlattım.
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
,
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan
ve
Oğuz Atay
Oğuz Atay
gibi yazarların bulunduğu dönemin özelliklerini, Oğuz Atay’ın bu romanı yazmasının nedenlerini ve bu evde bir zamanlar birlikte yaşadığı sevgilisi Sevin Seydi’den de bahsettim. Son olarak da Gülhane Parkı’na gidip Türk edebiyatında
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
,
Orhan Pamuk
Orhan Pamuk
ve
Ayfer Tunç
Ayfer Tunç
gibi yazarların kitaplarındaki zamanın kullanımını anlattım. Bu tür yazarların kitaplarında doğrusal zamanın kırılımının anılarla birlikte gerçekleştiğini konuşup serbestçe kitap sohbeti yaptık. ❤️ instagram.com/p/CwNpTJUt7mT
UYARI ❌❌❌ Arkadaşlar bana ait olduğu düşünülen sahte hesaplar açılmış, ben de az önce öğrendim. Sizleri temin etmek isterim ki o hesaplar bana ait değil. Lütfen bu tür hesaplara itibar etmeyelim. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
Reklam
Ah! Keşke be REİZ...
 "Düşünülen her şey, vardır." 
Sen dedi İntihar gibisin Hem herkes tarafından bir kez düşünülen Hem de cesaret edilemeyen...
Gülelim mi, ağlayalım mı?
Dikkat! Bu satırları okumaya başlayıp, bitirdiğiniz an, en az bir kadın şiddet görmüş olacak. Belki de en az bir Kadın cinayete kurban gitmiş olacak. Kadın... Herkesin adını andığı ama sadece anmakla kaldığı bir varlık. Kendisi hariç herkesin onlar hakkında söz hakkı sahibi olduğu düşünülen bir varlık. Hatta benim bile bu iletiyi yazarak
İstanbul ekibimiz ile; Av meraklısı sıradan bir memurun zor şartlarda aldığı tüfeğini dereye düşürmesi olayında oldukça etkilenen Gogol, Palto eserini 1842 yılında yayımlar. Tiyatroya uyarlanan eserin muhteşemliğini ünlü Rus yazar Dostoyevski'nin bu esere ilişkin söylemiş olduğu düşünülen "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." sözünden anlayabiliyoruz. Muhteşem bir sahne performansı izleyerek bir etkinliği daha geride bıraktık... Kayseri ekibimiz ile; Ramazan-ı Şerif'in son günlerinde güzel bir iftar yapıp sonrasında çay ve kahve eşliğinde hoş sohbetler ettik... Bizler güzide şehirlerimizde daha nice etkinliklerde buluşmaya devam edeceğiz. Bize katılmak isterseniz mesaj göndermeyi unutmayın .🌸
Reklam
Tek bir yaşam seçseydim yaşamak için Belki yine bunu seçerdim sen vardın diye Güneşten kaçmadan, ama eylülü de bırakmadan Doğru yerde olduğuma emin olurdum önce. Sonra seni arardım, sahte gerçekliğimizin hatırına Geceleri yatmadan önce söylenen masallara Ya da bıyıklı olduğu düşünülen gaddar sultanlara Hiç biri olmazsa, gemilerin dümen suyuna Boğazların birinden gizlice geçen ay ışığında Hepsine teker teker bakardım olacakları bilsem de Hem kim biliyor yağmurun gerçekten ıslatacağını Kim tahmin edebilir ki öleceğini yüksekten düşenlerin Büyük denizler boğulmak için mi hem sadece Bütün senler bırakacak diye bir kural mı var Bütün benleri, olası tüm evrenlerde Tekrar yaşasaydım bu yaşamı Aynı hataları yapardım herhalde Kendimi biliyorum çünkü yeterince Bir şey daha biliyorum ama Yapacağım bütün hatalar içindeki en güzeli Yine sen olurdun
Dünya'da ki Cennet yuva
"Bir ailenin saadet-i hayatiyesi (hayat saadetleri) koca ve karı mabeynindeki (arasında) bir emniyet-i mütekabile (bir birlerine güven) ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder." Bediüzzaman Said Nursi'nin
Lem'alar
Lem'alar
kitabı Yirmi Dördüncü Lem'da. da ifade ettiği bu güzel tespitten şöyle bir yorum çıkarılabilir: Hak hukuk
Birini sürekli düşünmenin anlamı düşünülen kişinin de sürekli sizi düşünmesiymiş
Neden “Kız” ve “Bayan” Yerine “Kadın” Kullanılmalı?
Kadın ve erkek cinsiyet belirten sözcüklerdir. Çoğunlukla “erkek” toplumdaki bütün erkekleri kapsayacak şekilde kullanılırken, “kadın”ın kullanımında sıkıntılar yaşanmakta, yerine bayan ve kız tercih edilmektedir. Kadın sözcüğünün kullanımından çekinilmesinin bir nedeni olarak, “kadın”ın kulağa kaba geldiği ifade edilse de arka planda kadın kelimesinin cinsellik içerdiği düşüncesi yatmaktadır. “Erkek”in kullanımında kabalık bulunmazken “kadın” kelimesinde neden kabalık bulunduğu sorgulanması gereken bir meseledir. Bu bakış açısı; erkek cinselliğinin utanılacak bir şey olmadığını düşündürtürken, kadın cinselliğinin ise toplumsal bir ayıp olarak algılanmasına ve bu sebeple cinsiyet çağrışımı yapan “kadın” yerine, cinsiyetsiz olduğu düşünülen “bayan” kelimesinin tercih edilmesine yol açmaktadır. Aynı şekilde kız-kadın vurgusu da cinselliği çağrıştırdığı düşünülerek bekar ve evli kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu kullanım erkeklerden farklı olarak kadınlara yönelik bir ayrımcılık içermektedir. Çünkü kişilerin cinsiyetleri cinsellikle, evli ya da bekar olma durumuyla, toplumsal statülerle sınıflandırılamaz. Bu nedenle “kadın” yerine “bayan” ya da “kız” kelimesi her kullanıldığında, toplum tarafından kadına atfedilen bütün roller, ayrımcılıklar ve kadının toplumdaki yeri kabul edilmiş ve bu eşitsizlik dil ile yeniden üretilmiş olur.
Reklam
Sen dedi; intihar gibisin. 'Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.'
İnce düşünülen zamanlar...
"Bizim zamanımızda 'seni seviyorum' denmezdi. Kitap hediye edilirdi." Cahit Zarifoğlu
Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.
Kahvenin hikayesi: Vücudumuza etkileri neler, bizi nasıl uyandırıyor?
Kahve dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın günlük rutininin bir parçası. Farklı coğrafyalarda bu kadar çok kişinin vazgeçilmezi haline gelebilmiş az sayıda gıda vardır. 1500 yıldan uzun süredir tüketildiği düşünülen kahve, kimilerine göre 17. ve 18. yüzyıllarda Aydınlanma'nın önemli tetikleyicilerinden. Modern dünya düşünürlerinin
Zeki Olmanın Şaşırtıcı Dezavantajları
‘Cehalet saadettir’ diye bir söz vardır. Yani zeki olmak mutsuzluk mu getirir? Bazı dahilerin yaşamından yalnızlık, öfke, bunalımın eksik olmadığı örnek verilir. Ünlü yazar Ernst Hemingway “Zeki insanların mutlu olduğuna pek rastlanmaz” diyordu. Eğitim sistemi akademik zekanın geliştirilmesi üzerine kuruludur ve bu da, sınırlılıkları bilinmesine
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.