duygu ambar

Ben dünyaya olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim - durmadan şaşırmaya...
Reklam
İnsan ara sıra evini yakmalı-ve çıkıp seyretmeli.
Yaşamadan ölebilirdim ama ölmeden yaşayamıyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her gün o kadar çok acıya tanık oluyoruz ki, ben de artık asgari ahlak sahibi pek çok insan gibi, mutluluk rolü için dublör kullanıyorum.
Rıfat ölmüş olabileceğinden şüphe ediyor. Öldü ve bunu anlamadı. Şöyle düşünüyor: Gayet mümkün, çünkü ölen hiç kimse öldüğünü anlamaz.
Reklam
“Ben senin koruyucunum sevgilim. Ben senin gözlerini ufka dikmiş gözcünüm. Belli belirsiz bir toz bulutu gördüğümde ya da bir gölgenin uzayıp kısalarak yer değiştirdiğini; atların nallarıyla toprağı sarstığını hissettiğimde, düşmanların yaklaştığını, tehlikenin yakın olduğunu haber veririm sana, çünkü çok zor kurduk biz seninle dünyamızı. Ama morsalkımların açtığını da haber verebilirim, mandalinanın çıktığını ve Reha Erdem’in yeni filminin sinemalara geldiğini de. Hemen iki bilet alalım. Sayımız hızla azalıyor sevgilim.”
Ben aşkı hayattan çok ölüme benzetirim… ve insan bir kere ölür.
Sayfa 140Kitabı okudu
Toprak yolun bittiği noktada, önümde sarı bir deniz uza niyor. Dizlerimin üstüne çöküp sudaki aksime bakıyorum. Bu yüz, benim yüzüm. Bu gözler, benim gözlerim. Ellerim, benim ellerim... Hep kendim kalacağımı idrak ediyorum o za man. Tanrım, bu nasıl bir lanet? Derimi yırtmak, gözlerimi oymak, dişlerimi sökmek bir işe yaramaz. Kendime mahku mum. Ağlasam, gözyaşlarım benim gözyaşlarım. Ben cehen nemde değilim, cehennem benim içimde.
Elinde çekiçten başka bir şey olmayan insan, her şeyi çivi olarak görür.
Sayfa 126Kitabı okudu
Gerçek aşk acısı, varlığımızın en temel noktasına yerleşir, bizi en zayıf noktamızdan sımsıkı yakalar ve hayatımıza hiç durdurulamayacak bir şekilde yayılır. Eğer umutsuzca aşıksak, baba kaybından en sıradan talihsizliğe, mesela anahtarımızı kaybetmeye kadar her şey, diger bütün acılar, dertler ve huzursuzluklar, her an yeniden kabarmaya hazır olan bu asıl ıstırabımızın tetikleyicisi olur. Benim gibi aşk yüzünden bütün hayatı altüst olmuş biri, diğer bütün dertlerinin çözümünün de aşk acısının sona ermesiyle mümkün olacağını sandığı için, içindeki yarayı istemeden daha da derinleştirir.
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Aslında kimse, bunu yaşarken hayatının mutlu anını yaşadığını bilmez. Bazen insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın anını “şimdi” yaşadıklarını içtenlikle (ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar. Çünkü özellikle gençliğinde, hic kimse bundan sonra her şeyin daha kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi, insan eğer hayatının en mutlu anını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa, geleceğin de güzel olacağını düşünecek kadar iyimser olur.
Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan…
Ona gösterdikleri sevgide, bir angarya savarmış gibi bir acelecilik; onun hastalığıyla alakalarında, bir fukaraya gosterilen yalancı merhamet gibi bir özentilik vardı.
İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi? Hep genç kalacağım.
Küçük resim öyle gözümü yumup bakacak gibi fena değildi. Sen en fena resimde bile güzelsin Aliye. Sen her zaman herkesten güzelsin.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.