“Biz önce Allah’ın Kitab’ında olanı alırız. Onda bulamazsak Hz.Peygamber’in sünnetine bakarız. Orada da bir şey bulamazsak ashabın ittifak ettiğini benimseriz, ihtilaf etmişlerse dilediğimizin görüşünü alırız. Başkalarının görüşlerini onlara tercih etmeyiz....”
Ebu Hanife’nin ictihad seviyesindeki talebelerinden oluşturduğu 40 kişilik bir mecliste fıkhî meseleler tartışılır, ortaya konulan görüşler belli bir olgunluğa ulaşınca kaleme alınır,,,, on kişilik bir heyet tarafından tasnif ve tertip edilirdi.
Ebu Hanife bir konuda fetva verip de kendisine bu görüşe aykırı sahih bir hadis haber verildiği zaman tereddüt etmeden onu esas alarak kendi ictihadından vazgeçmiştir.
Ayrıca amelde Müslümanların bağlandıkları dört mezhebin dört büyük imamının ilim silsileleri şöylece tek kaynakta toplanır.
Hanefî Mezhebi'nin İmamı, İmam Azâm Ebu Hanife; Ata'dan, Ata ibni Abbas'tan. Ibni Abbas; Rasulullah'tan (s.) almıştır.
Malikî Mezhebi'nin İmamı, Malik bin Enes; Nafi'den, Nafi, İbni Ömer'den. İbni Ömer; Rasulullah'tan almıştır.
Şafiî Mezhebi'nin İmamı, Muhammed bin İdris eş-Şafiî İmam Malik'ten. İmam Malik; Nafi'den. Nafi; İbni Ömer'den, İbni Ömer Rasulullah'tan almıştır.
Hanbelî Mezhebi'nin İmamı, Ahmed İbni Hanbel; İmam Şafiî den İmam Şafiî; İmam Malik'ten, İmam Malik; Nafi'den, Nafi; İbni Ömer den, İbni Ömer; Rasulullah'tan almıştır.
Ebû Hanîfe'nin aslının Nesâ, Enbâr ya da Tirmîz şehrinden olduğu, babasının Fars, annesinin Hint kökenli olduğu ya da Türk asıllı olduğu gibi bazı rivayetler de kaynaklarımızda bulunmaktadır.
İmam Mâturidi rahimehullah,itikadî meseleleri ,İmâm-ı Âzam Hazretleri'nin usulü üzerine bina etmiştir.......... Bu sebeple Hanefi Mezhebi'ne mensup olanlar,itikadda Mâturîdî'dirler.
Hanefi mezhebinin mensuplarının şu şekildeki bir uydurmasını görebiliriz: “Ümmetimde İmam Şafi adında bir kimse ortaya çıkacaktır. O, ümmetime şeytandan daha zararlı olacaktır. Ve yine ümmetim arasından adına Ebu Hanife denecek bir kimse gelecektir ki, o ümmetimin ışığıdır” (İbnu Arrak, Tenzihus Şeria, 2. cilt). Bu arada Şafi taraftarları da boş durmaz ve kendi imamlarını kurtaracak hadis uydururlar: “Kureyş alimi (İmam Şafi) yeryüzünün her yerini ilimle dolduracaktır.” Maliki mezhebi taraftarları hiç durur mu, onlar da kendi hadislerini açıkladılar: “İlim talebi için bir gün gelecek, develerin boyunları vurulacak (yani uzun seyahatlere girişilecek) da Medine aliminden (İmam Malik) daha alim birisi olmayacak.”
Bağdad'da Safevilerin hâkim olması ile birlikte Hanefi mezhebi kurucusu ve Ehl-i Sünnet Müslümanlarının göz bebeği İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin türbesi yerle beraber edilmiş ve namı nişanı belirsiz kılınmıştı. Kanuni ilk olarak bağlı bulunduğu o yüce imamın kabrini buldurdu ve ziyaret etti. Üzerine müzeyyen bir türbe ile yanına cami yaptırılması emrini verdi.
Ebu Hanife'nin ictihad yöntemi onun şu sözünde özetlenir: "Biz önce Allah'ın kitabında olanı alırız. Onda bulamazsak Hz. Peygamber'in sünnetine bakarız, ya da bir şey bulamazsak ashabın ittifak ettiğini benimseriz, ihtilaf etmişlerse dilediğimizin görüşünü alırız. Başkalarının görüşlerini onlara tercih etmeyiz. Ancak Hasan-ı Basri, Ibrahim en-Nehal, Sald b. Müseyyeb gibi tabiîn alimlerine gelince onların ictihadlarına bağlı kalmayız. Onlar gibi biz de ictihadda bulunuruz Aralarında müşterek illet bulununca bir hükmü diğerine kıyas ederiz.
İmam-ı Azam Ebû Hanife [rahmetullahi aleyh] ve bazı talebeleri tarafın dan kaleme alınan kelâm metinlerinin aktarılmasında ve Hanefi mez- hebinin hakim olduğu bölgelerde benimsenmesinde önemli rol oyna- yan Ebü'l-Leys'in [rahmetullahi aleyh] kelâma dair görüşleri genel olarak Mâtüridi çizgisiyle paraleldir. Ebû Ubeyde Ma'mer b. Müsenna'dan bolca yararlandığı ve nüzul sebepleri, kıraat farklılıkları ve nesih ko- nularına önem verdiği tefsirinde Ebü'l-Leys [rahmetullahi aleyh] tasavvufi (işári) tefsir sahasındaki ilk simalardan biri kabul edilmektedir. fakihler hiyerarşisinde "meselede müctehid" kabul edilen Ebü'l-Leys, Hanef Hanefi mezhebinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Ilk Hanefi muhtasarlarından birini kaleme alarak Hanefi fıkıh sistematiğini geliş tirmiş ve hilaf ilmi² sahasındaki çalışmaları ile Hanefi hilaf literatürü- nün temelini teşkil etmiştir. Ebû Hanîfe [rahmetullahi aleyh] ve talebelerinin görüşlerinin aktarılmasında kilit rollerden birini oynayan Ebü'l-Leys'in nadirü'r-rivâye hakkında en önemli tedvin çalışmalarını gerçekleştiren müellif olduğu söylenebilir.