Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okunması Gereken İslami 100 Fikir Kitabı
Çağ ve İlham-I-II-III-Sezai Karakoç İnsanlığın Dirilişi-Sezai Karakoç Diriliş Neslinin Amentüsü-Sezai Karakoç İslam'ın Dirilişi- Sezai Karakoç Bu Ülke-Cemil Meriç Mağaradakiler- Cemil Meriç Kültürden İrfana- Cemil Meriç İdeolocya Örgüsü- Necip Fazıl Kısakürek Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu- Necip Fazıl Kısakürek Müslümanca Düşünme
Reklam
1253 syf.
10/10 puan verdi
Kitap daha çok okunsun diye amme hizmeti
Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
Tesbitü Delailü'n-Nübüvve
Tesbitü Delailü'n-NübüvveKadî Abdülcebbâr · Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı · 201712 okunma
Düşünce Okumaları Üzerine 2.Etkinlik...
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce İslam Düşünce Okumaları üzerine 1.Etkinliğimizi düzenledik. Yapılan istişareler sonunda bu bağlamda 2.etkinliğimizi de düzenlemeye kara verdik:)) Amacımız; 1-Bir düşünürün kitabı belirlenip belli bir zaman diliminde okunması, 2-Veya kimde hangi düşünürlerin kitapları varsa onların
Abdullah İbn Amr (ra) Allah Rasulü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini rivayet ediyor: "Kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın verdiğiyle kanaatkâr kıldığı kimse felaha ermiştir."
Süfyan'a (rh.a) denildi ki: "Zühd'ün haddi nedir? Dedi ki; bollukta, kişinin şükreden bir kul olması, belada da sabırlı olmasıdır. Kişi böyle olduğu zaman zâhid'dir." Yine Sufyan'a (rh.a) şükr nedir diye sorulunca; "Allah'ın yasaklarından kaçınmaktır" diye cevap verdi.
Reklam
Ahmed İbn Ebî'l-Havvarî diyor ki: "Sufyan İbn Uyeyne'ye dünyayla ilgili şeylerde zühd nedir diye sordum. Dedi ki: Kendisine nimet verilince şükretmek, belâya uğrayınca sabretmektir. Sonra ona şöyle dedim; ey Muhammed! Diyelim ki bir kimse, kendisine nimet verilince şükretti, belâya uğrayınca sabretti, peki nimet içinde yüzen bir kimse nasıl zâhid olur? Ben böyle deyince eliyle bana vurdu ve sus dedi. Kim ki nimet[ler] kendisini şükretmekten ve belâlar da sabretmekten alıkoymamışsa, işte zâhid odur."
Ca'fer İbn Ahmed diyor ki: "Ben Ebu Mushir'i şöyle derken duydum: Allah'ın Nebisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ne dünyayı arzuladı ne de dünya onu reddetti. Ne dünya Ebu Bekr'i (ra) reddetti ne de o dünyayı reddetti. Dünya Ömer'i (ra) arzuladı, ama o dünyayı terk etti."
İbrahim İbn Reca diyor ki; İbnu's-Semmak'ı şöyle derken işittim: "İnsanlar üç sınıftır: Zâhidler, sabredenler, rağbet sahibi olanlar. Zahid olan, kalbinden sevinçlere, hüzünlere ve aldanışlara karşı çıkmıştır. O, dünyadan kendisine gelen herhangi bir şey için sevinmediği gibi, dünyadan eline geçmemiş olandan ötürü de üzülmez. Ne zorluğu ve ne de kolaylığı önemsemez. İşte bu kimse zühdünde zâhid olandır."
Hasen el-Basrî'nin (rh.a) yanında zühdden söz edildi. Bazıları ona giyimdir dediler, bazıları yeme içme dediler. Diğer bazıları da bunun gibi sözler söyleyince, el-Hasen dedi ki: "Hiç biriniz isabetli olanı söylemediniz. Zahid olan kimse, bir kimseyi görünce, işte bu benden daha hayırlıdır, diyen kişidir." Bu söz, alçak gönüllüğe ve insanın kendi makamını küçük görmesine dâhildir.
Reklam
Vuheyb el-Mekkî (rh.a) dedi ki: "Dünya hayatında zâhidlik; dünyalık olan şeylerden elde edemediğinden ümitsizliğe kapılmamak ve ondan sonra verilenden de şımarmamandır."
Bak arkadaş! Bütün bu asırlar, o Asr-ı Saadet'in güneşinden Ebu Hanife, Şafiî, Ebu Yezid, Cüneyd-i Bağdadî, Abdülkadir-i Geylanî, İmam-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, Ebu Hasen-i Şazelî, Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî (Radıyallahu anhüm ecmaîn) gibi binlerce nuranî ziyadar yıldızlar ayrılıp, âlem-i beşeri tenvir etmişlerdir.
Sayfa 28 - rnkKitabı okudu
'Allah'ı ne ile tanırız, nasıl tanırız efendim?'
'Ebu Said el-Harraz'a sormuşlar, Allah'ı ne ile bildin? diye. O da, 'İki zıttı bir arada bulundurmasıyla', diye cevap vermiş. Çünkü Allah hem ahirdir, hem evveldir. Hem zahirdir, hem batındır. O hem Şedidul İkab (azabı şiddetli), hem Ğafurur Rahim'dir. Bu yüzden O'nu tanımak zıtlıkları birleştirmek suretiyle olur.' dedi.
Sayfa 193 - Kırk KandilKitabı okudu
İbnu'l-Arabî şöyle derdi: "Ma'rifetin tamamı; insanın cehaletini itiraf etmesi, tasavvuf ise gereksiz (fuzulî) olanı terk etmektir. Zühd, mutlaka gerekeni yapmak, amel ise en doğru ve en uygun olanı işlemektir. Rıza'nın tamamı itirazı bırakmak, afiyette olmanın tamamı tekellüfe girmeden tekellüfün düşmesidir."
İbn Abdirrahman dedi ki: "Bazı âlimlere fakirliği en çok ne giderir, diye soruldu. Dediler ki; zühd... Zühd nedir, denilince; ilim dediler. Peki, dünya ile ahiret arasında yüce olanı aşağılık olanla talep eden adam nedir? Denildi ki; bu başlı başına bir başka bir afettir. Dediler ki; dünyaya ait olan bir şey hakkında tefekkür yürütmeyi terk etmektir."
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.