Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"Ey kalpleri çeviren Allahım! Benim kalbimi senin dinin üzere sabit kıl. Ey kalpleri çeviren Allahım! Bizim kalplerimizi senin itaatine çevir."
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Resulullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Veselem) bir gün Kur'an kalkacak buyurdu: Sahabelerden birisi de: "Ya Resulullah! Biz Kur'an'ı okuyoruz ve onu çocuklarımızada öğretiyoruz, Kur'an nasıl kalkacak?" dedi. Peygamber Efendimiz de; "Anan senin ağlasın, bende zannettim bir şey biliyosun. Yahudi ve Hıristiyan'ında kitapları ellerinde duruyor ama ona bakmadıkları için ne fayda."
Cenab-ı Hak Kur'an'ı muhafaza edeceğini söz verdi ama sen onunla amel etmedikten sonra re
fayda verir?
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Ebud Derda (r.a.)dan rivayet edildiğine göre, bir kere Efendimiz (sav.): "Dikkat; amellerinizin en hayırlısını, malikiniz olan (Allah) katında en temizini, derecelerinizde en yüksek (ameli), altın ve gümüşü (Allah yoluna) vermekten sizin için daha hayırlı olan ve düşmanınıza rastlayıpta, boyunlarını vurmanız ve onlarında sizin boyunlarınızı vurmalarından (şehit olmanızdan) daha hayırlı olanı size haber vereyimmi?" buyurdu. Ashabı Kiram: "Evet" dediler. Rasulullah (sav): "Allah'ı zikretmektir" buyurdu..
Muaz ibni Cebei buyurdu ki. "Allah'ın azabından (kişiyi) Allah'ı zikretmekten daha ziyade kurtaran hiç bir şey yoktur."
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Bir işi yapacağında düşüneceksin; "Rasulallah Efendimiz olsa bu işi yapar mıydı, yapmaz mıydı?" Eğer kalbin yapardı derse yap, yapmazdı derse yapma. Bu ölçülerle ölçerek yapanlar aldanmaz bu ölçülerle ölçerek yapmayanlar aldanır.
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
"Biz Allah'tan Rab olarak, din olarak İslâm'dan, kitap olarak Kuran'dan, Rasül Olarak Efendimiz Aleyhisselâm'dan razıyız."
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Hz. Aişe (r.a.) validemiz anlatıyor:
Ben yatmayı düşünürken, Rasûlullah (s.a.v.) Efendi-miz eve geldi ve şöyle buyurdu:
“Yâ Aişe, dört şeyi yapmadan uyuma:
1. Kur’ân-ı Kerim’i hatmet.
2. Kıyamet günü bütün peygamberleri kendine şefaatçi kıl.
3. Bütün Müslümanları kendinden razı et.
4. Bir hac ve umre yap.”
Böyle buyurdu ve namaz kılmaya başladı. Ben de yatağın üzerinde oturup düşünmeye başladım. Namazı bitirince sordum:
“Annem, babam sana feda olsun, ey Allah’ın Resûlü, bana uyumadan önce dört şeyi emrettin, ama ben onları yapmaya muktedir değilim. Bu kadar az zamanda onların hepsini nasıl yapabilirim?”
Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz tebessüm etti ve şöyle buyurdu:
1. İhlas sûresini üç defa okuyunca, Kur’ân-ı Kerim’i hatmetmiş olursun.
2. Eğer benim ve benden önceki peygamberler üzerine salavat getirirsen, kıyamet günü, bütün peygamberleri kendine şefaatçi kılmış olursun.
3. Bütün mü’minler için istiğfar edersen, onları kendinden memnun etmiş olursun.
4. “Sübhanellahi vel-hamdü lillahi velâ ilâhe illellahü vellahü ekber velâ havle velâ kuvvete illa billahil-alliyyil-azîm” tesbihini okuduğun zaman da, hac ve umre yapmış olursun.”
İlk mitinge gelemediği için oldukça eleştirilen hatip Hoca Sıtkı Efendi, bu olayı şöyle anlatmaktadır:
“Havza’dan Bayram Bey’in bana gönderdiği haberi çok geç aldım ve ‘Sıtkı Hoca korktu da gelemedi’ şayiasını duyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Hemen cübbemi sırtıma alınca, doğru Havza’ya koştum. ‘Ben korkak adam değilim. Neler emrediyorsanız
Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyuruyor: "Bir suya taş attığın vakit, su nasıl açılırsa, Allah'ın nûru bir mü'minin kalbine indiği vakit, onun kalbi de öyle açılır, genişler. Hoş ve lâtif bir sahra olur."
Mekke'nin fethinden sonra bir gün, Hz. Aişe ile Efendi- miz -aleyhisselâtu vesselâm- sohbet ediyorlardı. Hz. Aişe, Kâbe'nin yanında yarım daire şeklinde yer alan Hicr'in neden binaya dahil edilmediğini sordu. Efendimiz, "Kavminin (Kureyş'in) buna maddi imkânı yetmedi" diye cevap verdi. Sonra sözlerine şöyle devam etti: "Eğer kavmin câhiliye döneminden yeni çıkmış olmasaydı ve ben de kalple- rinin inkârından endişe etmeseydim, Hicr'i Kâbe'ye ilave ederdim, (Kâbe'nin) kapısını da yer hizasına indirirdim." (Buhâri-Müslim)
-Merak etmeyiniz efendimiz, Allah doğruların yardımcısıdır.
Mecdeddin Paşa Hazretleri bu son söze hiçbir cevap vermedi. Belki kalbinden vermiştir. Belki demiştir ki
“Allah doğruların yardımcısıysa eğrilerin de en büyük intikam alıcısıdır.”
Sonra Rasulullah Efendimiz buyurdu ki; Eğer namaz kılan kiminle konuştuğunu bilseydı başka şeye iltifat etmezdi. Müslümanın canı darlanmaz.
Allah demek ar olmaz.
Mümin kalbi dar olmaz.
Seversen Allahı sev,
Allah gibi yar olmaz.
İnsana ameli salih illa lazım, illa lazım. Bu amelde bizim gençlerimizde az, ne olacak bilmem. Rasulullah Efendimiz gece ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Bunu zorundan yapmıyor. Allah'ı sevdiğinden yapıyordu...
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Ebu Talip oğlu Ali'den rivayet edilmiştir ki: "Mahzunluk benim arkadaşımdır." Rasulallah Efendimiz (s.a.v.) Hüznü birbirine bitişik ve düşüncesi devamlı idi. Her an o makama çıkmayı düşünürdü. (Miraç makamında bahsediyor.)
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Yüzünün çizgileri, ülkelere hükmeden heybetinin, düşmana korku salan cesaretinin izlerini taşır. Hazreti Ömer Efendimiz (r.a.) gibi sert karakterli ancak yine onun gibi mutedildir. Sünbül Efendi'nin sohbetlerinde edeple yoğrulur, dergâh çatısı, koca sultanın boynunu tevazu ile büker. Nitekim nice karakterler, İslam'ın latifliğiyle sekînet bulur.
Câbir [radıyallahu anh] anlatıyor: Mekke fethedildiği gün Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] başında siyah bir sarık olduğu halde Mekke'ye girdi.
Sayfa 92 - Semerkand Yayınları, Üçüncü Baskı, Ekim 2022