Şevhet,egemenlik tutkusu ve bencillik:bunlar şimdiye dek en çok ilenilmiş ve adı kötüye çıkmış ve karaçalanmış üç şeydir,bu üç şeyi insanca bir güzel tartacağım ben.
Bugün bizler, Marx'ın bilimsel sosyalizmin kurucusu olduğunu, onun toplumsal, siyasi görüşlerini biliyoruz. Fakat Marx'ın kendisi hakkında pek şey bilmiyoruz. Bu bağlamda denebilir ki, Marx'ın açtığı ufuk sayfaları "kendi"sini bastırdı, geri plana itti. Bu noktada kitabı yardımcı olarak gördüm.
Kitap, Marx'ın en büyük kızı Jenny'in iki
Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam'ın yayılmacı emelleri sonucu acımasızca yok edilen bir ırka ithaf edilen bu kitap, kendini dünyanın efendisi sanan Beyaz Adam'a bir cevaptır aynı zamanda.
Zayif insanin tek tutkusu guclu olmak, guclu olanin uzerinde egemenlik kurmaktir, guclu olanin tutkusu ise zayif olanin uzerinde egemen olmak oldugundan onlar aslinda ayni taraftadirlar ama aralarindaki sorun bitmek bilmez.
En büyük özveriler benden çıkar. Yine de bencil buluyorum kendimi. Bencil değil de, egemenlik tutkusu içindeyim galiba. Hep müritlerin yanında rahat etmişim. Tembelim. Kuşkucuyum. Her işi son güne bırakıyorum. İlk barışma girişimi benden gelmez. Daha bir sürü kusurum var. Daha büyük bir kusurum: Bunların bir bölümüne erdemmiş gibi sarılıyorum. Fazla gevezeyim. Büyük toplantılarda hiç konuşmadığım halde, küçük toplantılarda kimseye laf bırakmıyorum. Bir de şey, yüzüm tutmaz, güç durumda kalırım sonradan. Beğendiğim yanlarım da var elbet. Bunlardan birini söyleyeyim: Benim için en korkunç şey birini küçük düşürmektir.
Kaplanlar gibi kan yalamak arzusuyla yanıp tutuşan İnsanlar vardır.Başkalarına acı çektirmek tutkusu bir alışkanlıktır.Bu tutkunun gelişme yeteneği vardır ve gelişir,sonunda bir hastalık olur.En mükemmel bir insanın bile alışkanlık sonucu kabalaşabileceğine,rezilleşebileceğine inanıyorum.Başkaları üzerinde egemenlik sarhoş eder insanı:Kabalık ve rezillik gelişir,insanın aklına,ve duygularına ulaşır sonunda insan normal olmayan şeylerden zevk almaya başlar.Bir canavar olur ve insanlığa,pişmanlık duygusuna,yeniden doğuşa dönmesi hemen hemen olanıksızlaşır.Böylesine bir güç sahibi olma isteği salgın bir hastalık gibi tüm topluma bulaşır...
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok...
Global sermayenin gelmesi için, gerekli güven ortamı yaratılmadıkça, hiçbir çıkış yolu yok...
Gençlik yıllarımın en yakın dostlarından biri olan Bülent Ecevit'in, gitgide uçan mürekkeple çizilmiş kötü bir karikatüre benzeyen iktidarı ise, böyle bir güven ortamını yaratacak nitelikte hiç görünmüyor...
Bülent'in gönlündeki gizli egemenlik hırsına, keşke ozanlık tutkusu ağır bassaydı da, kariyerini bu kadar kötü bir parantezle kapatmak durumuna düşmeseydi...
Taşlar fena oynadı yerinden, çok şeyler değişecek artık, göreceksiniz (2000)
Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam'ın acımasızca yok ettiği Çerokilere ithaf edilen bu kitap, insanı umursayan, acılarını paylaşan, yaşamın bütünselliğini savunan bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın görkemli direnişi... Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hâkim olduğu günümüzde, yitirilen değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi...
"Şehvet,egemenlik tutkusu ve bencillik: bunlar şimdiye dek en çok ilenilmiş ve adı kötüye çıkmış ve karaçalınmış üç şeydir,-bu üç şeyi insanca bir güzel tartacağım ben!"