Günler yine eskisi gibi geçiyordu: Ne yiyecek ekmek bulabiliyorlar, ne de hepten kurtulabilmek üzere geberip gidiyorlardı; sağdan soldan buldukları yiyecek kırıntıları bu zavallı insanlara kötülük ediyor, çekilmez yaşamlarını uzatıyordu. Sözün kısası, erkeğinin yokluğu dışında her şey eski tas eski hamamdı.