Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hakikat şu ki; ekonomi bok gibi.
— Meraktan fena ağlıyorum...Ne var? Çabuk söyleyin! — Hiçbir şey... — Yok, yok... İnkâr etmeyin.Bunca işarete karşı inkar, ortada hiçbir şey olmadığına değil, var olan hakikatin söylenemeyecek derecedeki dehşetine alamettir.
Sayfa 103 - 18.Ahiretten mektup
Bir nesil önce hiçbir kadının değinmeye bile cesaret edemeyeceği her türlü konuda yazılmış pek çok kitap var... Aralarında şiirler, oyunlar ve eleştiriler, tarihçeler ve biyografiler, gezi kitapları, ilim ve araştırma kitapları görebiliyorum. Hatta birkaç tane felsefe kitabıyla, bilim ve ekonomi üzerine olanlar da gözüme ilişti.
Reklam
Ortadoğu ve Batının ekonomik yaklaşımları arasındaki fark , hiçbir toplumun muaf olmadığı her toplumun kendine özgü yolsuzluk biçimlerinde bile görülebilir. Batı da , bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak veya etkilemek için kullanır. Doğu da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. Ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerindeki etkileri çok farklıdır.
Neo-liberal ekonomi politikalar ilk olarak Amerika ve İngiltere’de uygulamaya konuldu ve daha sonra diğer gelişmiş ülkelere yayıldı. Amerika ve onun müttefikleri tarafından kontrol edilen Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi finans kuruluşları ise bu uygulamaların öncüleri olma görevini üstlendi. Özellikle de değişmekte olan ekonomik düzende karşılaştıkları zorluklarla baş etmek için mali desteğe ihtiyaç duyan gelişmemiş ülkelere IMF gibi kuruluşların sundukları Neo-liberal reçete yardım karşılığı dayatılmıştı. “Washington Konsensüs” olarak da adlandırılan bu reçetenin üçayağı vardır: 􀀀 Ekonomik istikrar 􀀀 Ekonominin yeniden yapılandırılması, 􀀀 Siyasetin yeniden yapılandırılması Gelişme Sosyolojisi, Ataaof
Bilimin amacı gerçeğin bir modelinin ortaya konulmasıdır
Sosyal bilimlerin temel yaklaşımı gerçeğin bir modelinin ortaya konulmasıdır gerçeği doğrudan ele almak yerine onu birmodel çerçevesinde ortaya koymayı öğrenmenin iki nedeni vardır. 1. gerçeğin karmaşık görüsünü soyutlamalarla basitleştiririp anlaşılır hale getirmeye çalışmak 2. karşımıza çıkan benzer olayları her defasında yeniden anlayıp açıklamaya çalışmak yerine elimizdeki modele bakarak çözümlemeye gitmek
Reklam
Ekonomi bilimi insanın doğa,insanın insan, insanın toplum ve insanın, mal ve hizmet ile olan ilişkilerini konu alır. insanın doğa ile ilişkisi kendisini üretimde gösterir. insanın insan ile ilişkisi kendisine ticaret ve mali hizmetler gibi anlarda gösterir. insanın toplumla ilişkisi kendisini örneğin çalışma yaşamında gösterir insanın mal ve hizmet ile olan ilişkisi de örneğin tüketim yatırım gibi alanlarda ortaya çıkar
Ekonomi bilimi son 50 yılda giderek daha matematik ağırlıklı bir yapıya dönüşse de bütün diğer sosyal bilim dallarında olduğu gibi odağında insan ve toplum bulunan bir bilim dalıdır. matematiği ağırlıklı olarak analizlerinde kullanılması ekonomi bilimine yalnızca teorilerin daha kolay ve kanıtların bir bilir bir yoldan ortaya konma olasılığı sunmaktan öte bir şey getirmez Ekonomi diğer sosyal bilimlerden ayrılan bir özelliği ideoloji ile yapılmış değildir
toplum zenginin uçsuz bucaksız servetini sımsıkı korurken, yoksula ancak kendi eliyle yaptığı sefil bir kulübeden yararlanma imkânını tanır. Toplumun bütün avantajları güçlüler ve zenginler için değil midir? Bütün paralı mevki ve makamlar onlann elinde değil midir? Bütün kayırmalar, bütün bağışıklıklar onlara tanınmış değil midir? Toplumda saygınlığa sahip bir adam alacaklılarını atlatsa ya da başka dolandırıcılıklar yapsa bile ceza görmeyeceğinden emin değil midir? İnsanlara vurdurduğu değnekler, yaptığı çeşitli zor cinayetler bile hemen örtbas edilen ve altı ay sonra bütünüyle unutulan olaylar değil midir? Ama aynı adamın hele bir şeyi çalınsın, polis hemen seferber olur ve o zaman vay kuşkulandığı zavallı suçsuzların haline! Tehlikeli bir yerden mi geçiyor? Koruma görevlileri işbaşındadı
Birinci olarak, nicel oranlar göz önüne alınmalıdır; buna göre, bütün diğer faktörler aynı kalmak koşuluyla, komşusundan on kat fazla malı mülkü olan bir kişi ondan on kat fazla vergi ödemelidir, ikinci olarak, kullanıma ilişkin oranlar, yani gerekli olanla fazlalık [fuzuli] olanın ayrımı gelir; (buna göre] ancak geçinecek kadar varlığa sahip olan birey hiç vergi ödememelidir.
Reklam
Gerçi halktan bir elle alınanı öteki elle ona geri vererek onun daha sıkı bir bağımlılık içinde tutulacağı umulabilir, ki Yusufun Mısırlılara uyguladığı politika buydu; fakat elden çıkan para geri dönse de çıktığı ellere dönmediği ve böyle ilkelerle olsa olsa yararlı kişiler soyulup tembeller zenginleştirildiği ölçüde, bu kof safsata devlet için çok zararlıdır.
Bu bölümde çözülecek sorunlar ve aşılacak çelişkiler de öncekinden daha az değildir. Şurası kesindir ki mülkiyet hakkı bütün yurttaş haklarının en kutsalıdır ve bazı bakımlardan özgürlükten bile daha önemlidir. Bunun nedeni, ya hayatın korunmasıyla daha yakından bağlantılı olması ya -kişilere oranla mal mülkün gaspı daha kolay ve savunulması daha zahmetli olduğundan- daha kolay elden kaçabilecek şeye daha çok saygı göstermek gereği duyulması ya da mülkiyetin, uygar toplumun gerçek temeli ve yurttaşlann topluma bağlanmalarının gerçek güvencesi olmasıdır;
Dünyanın herhangi bir yerinde yoksul bir toplumda ya da Ortadoğu ve Afrika'da yaşayan Müslümanlar neden fakir olsunlar ve dünyadan el etek çeksinler? Neden müreffeh bir hayata, teknolojiye ve maddiyata önem vermesinler? Yani neden ekonomi, üretim, tüketim, dağıtım tamamen Avrupalı kapitalistlerin, Rusların ve Amerikalıların elinde olsun? Neden biz onların vereceği kumanyaya (maaşa) muhtaç olalım ve basit bir iğne için dahi onlara avuç açalım? • Ali Şeriati, İslam ve Sınıfsal Yapı
Gerçekten de yasalann en birincisi, yasalara saygı göstermektir; sert ve acımasız cezalar, birtakım dar kafalılar tarafından, elde edemedikleri bu saygının yerine korkutmayı ikame etmek üzere tasarlanmış boş ve yararsız bir çaredir. Her zaman görülmüştür ki, işkencelerin en korkunç olduğu ülkeler, aynı zamanda işkencenin en sık yapıldığı yerlerdir; öyle ki verilen cezaların acımasızlığı olsa olsa yasa çiğneyenlerin ne kadar çok olduğunu gösterir ve her şeyi aynı sertlikle cezalandırırsanız, suçluları [ufak tefek] kabahatlerinin cezasından kaçmak için cinayet işlemeye sevk etmiş olursunuz.
Vatan uğrunda üstün hizmette bulunmuş yurttaşlar bile asla ayrıcalıklar tanınarak değil, onurlandınlarak ödüllendirilmelidir. Çünkü tek bir kişi bile yasalara itaat etmemenin iyi bir şey olduğunu düşündüğü anda, devlet yıkımın eşiğine gelmiş demektir. Fakat soylular veya askerler ya da devlet içindeki herhangi bir toplumsal kesim, böyle (ayncalık isteyen] bir tutum benimserse, her şey çaresiz biçimde mahvolur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.