Cemil Meriç.
Yarı aydınlık yarı karanlık bir hayatın yansıması.
Hayatını, romanlarını vs okuduğumuz birçok yazarımız gibi onun hayatını da bir çile olarak nitelendirebiliriz. Sağ - sol departmanından kendisini uzak tutmaya çalışmış (!)düşünce dünyasında sürekli değişimler, gelişimler yaşamış. Sürekli okumuş, araştırmış bunun bedelini iki çift
-Allah isterse deveyi iğne deliğinden geçirebilir mi?
-Elbette geçirir.
-Nasıl geçirir? Deveyi küçülterek mi, iğneyi büyülterek mi?
-İsterse deveyi küçültür, dilerse iğneyi büyültür; yahut ne onu yapar, ne öbürünü, yine geçirir.
İmanın tam olduğu yerde isbat yoktur.
İçimizdeki şeytan...
Yükselen bir soysuz umudun varlığının habercisi...
Sene 1940. Yani bundan 80 yıl öncesi. o günle bugün arasında değişen binaların daha da yükselmiş olması vs vs. Alım gücünün yine diplerde olduğu zamanlar. İnsanların sefaletinin damarlara kadar inmiş olması. Tek bir farkla: bugün kredi kartı, kredi gibi lanetler mevcut. Yani
NOT : Husrev gibi bir insanımız olmadı dünyaya sığmayan...
NOT : Dünya'ya dair mutluluk ve olumlu duygular içermez. Dram üzerine kurulu bir eserdir.
3 perdeden oluşan mükemmel bir tiyatro eseriydi. Husrev'in yazmış olduğu
" Ölüm korkusu" adlı piyes, bütün kesimin dikkatini çeker. Herkes kendisine bir pay çıkarır. İnsanların çıkarları uğruna alçakça davranması, Husrev'in eserine ilgi gösteriyor gibi davranmaları ve Husrev'i yalandan el üstünde tutmaya çalışmaları eserdeki başlıca konulardı. Husrev'in vermiş olduğu tepkiler ilk başlarda abartı gibi dursa da okudukça hak veriyorsunuz... Üstadın kullanmış olduğu dilde anlaşılmayan, bilinmedik kelimeler olabilir bunları araştırmak da bizlere düşüyor elbette :)
İnsanların tutum ve davranışlarını görünce üzülüyorsunuz. Bu kadar alçalmamalı kimse çıkarları için... Baştan sona etki altında tutan bu güzel kitabı, öneren 1K'daki değerli arkadaşlarıma teşekkür eder, okumayanların en yakın zamanda okumasını dilerim... Keyifli güzel günler :)
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Râbıtaya itiraz felakettir. Çünkü leblebi kafalılar zannederler ki, rabıta demek şeyhini mübalağa ile büyütmek, gaye zannetmek! Asla... O şeyhinin kılığından ilâhî huzura doğru çıkmak için bir bilet almaktan başka bir şey değil...
Sırası gelmişken kaydedelim. Günün ucuz, gayet ucuz, bayağı ve ahmak inkâr modası içinde bir de formül vardır:
-"Allah'la kul arasına girilir mi?
Cevap vereyim; sizde söyleyenlere aynı karşılığı verin...
Bana, bunu söyleyen bir profesöre şöyle dedim:
-"Yahu, sen Üsküdar'a gitmek için bile vasıtaya muhtaçsın!.. Bütün beşerî vasıtaları elinden alsam, sen acaba potin mi giyebilirsin, sigara mı içebilirsin, yemek mi yiyebilirsin?.. İlahî huzura gitmek için vasıtasızlık ne demek? Elbette vasıtaya ihtiyaç var... Elbette Allah'la kul arasına girilemez! Fakat, Allah'la kul arasında münasebet kademeleri mevcut... Yoksa ey ahmak, Allah'la kul arasına hiç kimse giremez!.."
Rabıta hâşâ, Allah'la kul arasına girmek değil... Hâşâ... Eğer bütün olarak, tüm olarak vasıtaya ihtiyaç olmasaydı, bir tane Nebî ve Resûl gelmezdi.
Yine ben, yine bir antoloji...
Daha önce yazdığım "Dünya Şiir Antolojisi" incelemesinde; antolojilerin, öznellik-nesnellik sebebiyle tartışmalara açık olduğunu belirtmiştim. Yılmaz Odabaşı da tam bu minvalde bir seçkiye imza atmış.
Bakıldığında antoloji hazırlayanlar kişisel olarak düşünsel ve edebi herhangi bir şey üretmezler.