Sadece beş dakika ayırın lütfen...Alıntı
Ey Türk evladı..Ben Aliya İzzetbegoviç!... Sevgili okurlar.. Bu bir tarihi mektup...
"...şimdiki zamana hapsolmuş olsaydık, öngörüsüzce, günübirlik yaşasaydık, her türlü mücadele faydasız olurdu. Fikirlerin, duyguların, tutkuların içimizdeki çatışmasını elimiz kolumuz bağlı izlerdik."
Sayfa 55
Reklam
Savaşmanın zamanıdır, böyle elimiz kolumuz bağlı beklemekle olmaz.
“Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki artık örneklerini yalnızca kitaplarda bulduğumuz bir dürüstlük biçimine bağlı kalmamıza olanak yok; dürüstlük söz konusu oldu mu elimiz kolumuz bağlanıveriyor, hangi yana yönelsek yolumuzu kesiyorlar”
Hz. Ali anlatmaya başlamıştı:
"Bizler iman eden bir avuç kardeşimizle beraber daha nübüvvetin ilk günlerinde Kâbe'de namaz kılıyorduk. O anda Mekke'nin kara yüzlü adamları bize ve Allah Resulü'ne (s.a.v.) saldırdı. Kimi Allah Resulü'nü (s.a.v.) itekliyor, kimi onun cübbesini çekiyor, kimi üzerine çöreklenmiş ona (s.a.v.) vuruyordu. Biz ise elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapmadan sadece onları seyrediyorduk. Bir anda baktık ki cübbesi rüzgarda savrulan ama gelişi ile etrafa izzet saçan biri bize doğru yaklaşıyor. Gelenin kim olduğunu merak etmiştik. O; yiğitçe yürüyen, naif bedeni ile o gün aslan kesilen Hz. Ebû Bekir'den başkası değildi. Koşa koşa geliyor, kendisine engel olanları bir bir deviriyor ve Kâbe'nin duvarlarında yankılanan şu sözü haykırıyordu: "Etaktulûne racülen en yekûle Rabbi Allah/ Bir adamı sadece 'Rabbim Allah'tır.' dediği için mi öldüreceksiniz?"
Biz de elimiz kolumuz bağlı durmuş bunların kudurmuşcasına toprağımızı parçalamalarını seyrediyoruz.
Sayfa 313 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
278 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.