Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Antonio, hiçbir zaman en yürekli düşlerde bile bir kadının böylesine güzel olabileceğini düşünmemişti!
İyi Ki Doğdun Kavgaların En Güzelini Veren Şair
..Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, - öyle gibi de görünüyor - Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani...
Sayfa 150 - YKY
Reklam
En güzel yoldaşlar...
"Etrafına, üç beş kitabına şefkatle baktı. Yanında kalan yoldaşları sadece onlardı."
Sayfa 301 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bütün Alıntılar
En güzel deniz : henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk : henüz büyümedi. En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz : henüz söylememiş olduğum sözdür.
"İngil­te­re’nin Hay­van­ları" Şarkısı
“Yol­daş­lar, artık dün ge­ce gördüğüm düşten söz ede­­bi­li­rim. Tam ola­rak an­lat­mam mümkün de­ğil, ama İnsan or­ta­dan kalktıktan son­ra yeryüzünün na­sıl bir yer olacağını gördüm di­ye­bi­li­rim. Çok­tandır unut­muş ol­du­ğum bir şe­yi anımsadım. Yıllar önce, ben küçük bir do­muzken, an­nem ve öte­ki di­şi do­muz­lar, yalnızca
Sayfa 15 - Can Yayınları - Çeviri: Celal ÜsterKitabı okudu
Hak yemenin nasıl bir mantık silsilesine oturtulduğunun güzel bir örneği.
Biz domuzlar düşün emekçisiyiz. Bu çiftliğin bütün yönetim ve düzeninden biz sorumluyuz. Gecemizi gündüzümüze katarak, sizin sağlığınızı koruyoruz. Bu sütleri sizin uğurunuza içiyor, bu elmaları sizin uğurunuza yiyoruz. Biz domuzlar görevimizi gerine getirmezsek ne olur, biliyor musunuz? Jones geri gelir! Evet, Jones geri gelir! Bundan en küçük bir kuşkunuz olmasın, yoldaşlar.
Reklam
bu şiir bir başyapıttır°
"yıl 62 mart 28 Pırağ-Berlin tireninde pencerenin yanındayım akşam oluyor dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen ben sürmedim Pılatonik biricik sevdam da buymuş
Sayfa 212 - Yapı Kredi Yayınları
Dünyanın en acı şeyi insanın hiçbir zaman bir yoldaşı olmayışıdır. Bazı yoldaşlar, rastgele edinilmiş dostlar olabilir. Şu güzel dost kelimesi bol keseden kullanılıp durmaktadır. Gerçekte, hayatta insanın tek bir dostu vardır. Böyle bir dostu olana da pek seyrek rastlanır.
Sayfa 232Kitabı okudu
Sense bir kenarda düşünceli, izliyorsun olup biteni, ne eşlik ediyor, ne uçuyorsun neşe umrunda değil, oyundan kaçıyorsun; şakıyorsun, böyle geçiriyorsun en güzel mevsimini yılın ve yaşamının. Ah! Nasıl da benziyor huyun benimkine! Zevk ve gülüş gençliğin tatlı yoldaşlar, aşksa onun kardeşi, ilerlemiş yılların iççekişleri, umursamıyorum, bilmiyorum bile nasıl şey, kaçıyorum onlardan bucak bucak, yalnız ve yabancı gibi doğduğum yerlere, geçiriyorum ilkbaharını yaşamımın.
GIACOMO LEOPARDIKitabı yarım bıraktı
Şiir kuvvetli alkışlar aldı. Alkışlar dinince sen aldın sözü: “Yoldaşlar, dünyada insanların kesintisiz dört saat şiir dinleyebildiği tek ülke Sovyetler Birliği’dir. Bunu biliyorum. Kendim şair olmama rağmen yarım saatten fazla şiir dinleyemem, en güzellerini bile. Fakat siz beceriyorsunuz bunu. Yine de şiir dinlemek yeter artık bence. Gelin biraz
Reklam
Bana pek inandırıcı gelmedi ama neyse
O gece her şeyin iyi gittiği ender gecelerden biri olmuştu. Gösteri başarılı olmuş, oyun seyircilerin beğenisini kazanmış, oyuncular çok güzel oynamışlardı. İzleyiciler sık sık onları alkışlamıştı. Ama en önemlisi Zoşçenko –nedense yazarın soyadını her iki “o” ya da vurgu yaparak söylüyordun– orada, senin yanındaydı. Antrakta, kalabalığın arasında
Kışlık Saray kışlık Saray'da Kerenski. Smolni'de Sovyetler ve Lenin, sokakta o n l a r .
Dünyanın en acı şeyi insanın hiçbir zaman bir yoldaşı olmayışıdır. Bazı yoldaşlar, rastgele edinilmiş dostlar olabilir. Şu güzel dost kelimesi bol keseden kullanılıp durmaktadır. Gerçekte, hayatta insanın tek bir dostu vardır. Böyle bir dostu olana da pek seyrek rastlanır. Ama bu mutluluk öylesine büyüktür ki, o dost yitirildikten sonra hayatın hiçbir anlamı kalmaz. Böyle bir dost farkına varılmadan insanın hayatını doldurur. O gittikten sonra hayat bomboş kalır. Sadece sevilen yitirilmiş değildir, bütün sevme nedenleri, bütün sevmiş olma nedenleri de yok olur gider. Niçin yaşamıştı!
18 Kasım 1961’de Mayakovski Müzesi’nde senin için bir gece düzenlenmişti. Yaşlı bir adam o gecenin bant kaydını saklamış. Bugün yeniden oradaydım, Nâzım. Müzeye arabayla varışımızı anımsıyor musun? Sokakta, kapalı kapının önünde kalabalık birikmişti. Salon izlemeye gelenlere yetmemişti. Bekleyenler üstüne atılmıştı: “İçeri alın bizi, Hikmet yoldaş! Lütfen söyleyin bizi de bıraksınlar içeri. Ayakta durmaya razıyız, koridordan dinleriz sizi...” Bizi karşılayan kadın, sokaktakilere yardımcı olunması ricana ancak kafa sallamış ve: “Koridorlarda bile iğne atsanız yere düşmez... Yapılacak bir şey yok. Vestiyerden başlıyor kalabalık. Alabileceğimizden çok daha fazla insan aldık içeri. Zaten kendiniz göreceksiniz şimdi,” demişti. Çok mutluydun. Durum gerçekten de kadının söylediği gibiydi. Güçlükle girebilmiştik salona. Seni izleyicilerin önünde öylesine neşeli, güçlü, mutlu bakışlarla görmek rahatlatmıştı beni. “Yoldaşlar! İlk kez 19 yaşımda Mayakovski ile Politeknik Müzesi’ nde sahneye çıktığımı çok iyi anımsıyorum. Şiirlerimi Türkçe okuyacak olmaktan çok korkuyordum, ürkmüştüm. Mayakovski dürttü beni ve: ‘Hadi Türk, yürü korkma. Nasıl olsa seni anlamayacaklar ama alkışlayacaklar,’ dedi. Beni anlamadılar kuşkusuz, ama alkışladılar. Moskova’da öğrenim gördüm. Gençliğimin en güzel yıllarını Moskova’da geçirdim. İlk kez Moskova’da sevdalandım. Doğru dürüst ilk kez Moskova’da kafa çekip sarhoş oldum. Marks ve Lenin’in öğretileri ile Moskova’da tanıştım.
NAAT
Seccaden kumlardı... Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı. Mescit mümin, minber mümin.. Taşardı kubbelerden Tekbir, Dolardı kubbelere "amin"!
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.