Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Özür dileyin, hatta gerekirse usanmayın, iki üç kez dileyin. Özür dilemek, hasarı onarır, ilişkiye iyi gelir, yaraları sarar, kırık kalpleri tamir eder” Beverly Engel
Kibir ve bencillik özür dilemeye uzak duruşumuzun nedenleri arasındadır. Hatalı olduğunu kabul etse bile özür dilemeyi kendine yakıştıramamak, kendini muhatabından üstün görmek anlamına geliyor. Yine hatalı olduğunu bildiği halde özür dilemekten kaçınan kişiler sonrasında almaları gereken sorumluluktan kaçmak için yani konforlarının bozulmaması için de bu şekilde davranabiliyorlar. Özür dilememize engel olan şey, bu iki sebeple alakalıysa kendimizi ciddi anlamda sorguya çekmemiz gerekiyor demektir. Çünkü kibir ve bencillik evliliğimize zarar verdiği kadar, insanlığımıza da zarar verir ki sadece bu yüzden bile özür dilemenin bir nimet olduğu söylenebilir.
Sayfa 107 - 2. Baskı, Haziran 2021
Reklam
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Anormal bir çocuğun pek de eğlenceli bir hayatı yoktur. Her şey en başından kötü başlar. Gözlerini ilk açtığında, beşiğinin üzerine eğilmiş, ona bakan iki mahvolmuş yüz görür. Baba ve Anne. Şunu düşünmektedirler: 'Bunu biz mi yaptık?' Pek de gururlu değildirler. Bazen sorumluluğu birbirlerine atarak ağız dalaşına girerler.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20093,031 okunma
385 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Ben onu bir sevgili, bir canan sanmıştım; şimdi anlıyorum ki o benim cananım değil bizzat canım imiş." Tarihi roman okumaya aşığım, ölüyorum, bitiyorum özellikle Osmanlı'yı anlatanlar... Bu kitabı da Yavuz Sultan Selim'le alakalı olduğu için okudum. Çaldıran Savaşı'nı, Şah İsmail'i, Kızılbaşların Sünnilerle
Şah ve Sultan (Midi Boy)
Şah ve Sultan (Midi Boy)İskender Pala · Kapı Yayınları · 202132,6bin okunma
Şansa bakın, bir ay sonra doktorumla randevum vardı ve ona yumrudan bahsettim. Muayeneden sonra, “Aslına bakarsan Dorian, belki de önemli bir şey değil ama yüzde yüz emin değilim; birkaç test yapsak iyi olur,” dedi. Soğukkanlılığımı koruyup ultrason ve biyopsi için bir göğüs cerrahıyla görüştüm. Birkaç gün sonra cerrah onu aramam için bir mesaj bıraktı bana. Aradım, sekretere ismimi söyledim ve beni doktora bağlamak için beklemeye aldı. Pencereden Ocak’ta yağan karı izlerken dakikalar geçiyordu. Sekreter döndü ve şöyle dedi: “Beklettiğim için özür dilerim Dorian; doktorun seninle gerçekten konuşmak istiyormuş.” O anda hafızam ağır çekime geçti, tıpkı bir araba kazasından önce yaklaşan çarpışmaya engel olamamak gibi. Sonuçlar iyi olsaydı, doktor benimle konuşmakta bu kadar acele etmezdi. Yumrunun göğüs kanseri olduğunu söylediğinde yumruk yemişe döndüm. Marshall’ı aradım, işten erken çıktı o gün. Yaşadığım daireye yakın tren istasyonundan aldım onu. Karlar arabanın etrafına düşerken, pofuduk kış parkalarımız içinde kollarımızı birbirimize doladık; parkalar öylesine kalındı ki vücutlarımızı hissedemiyorduk, hıçkırıklar içinde ağladık.
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
Reklam
Selim Işık’ın inthar mektubu, Günseli’ye bıraktığı…
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
Sayfa 534 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kadın bakışı
Niçin olmasın? Benim yanıldığımı, başka birine aşık olacağımı söylüyorsunuz. Ben de sizin bir zaman sonra beni sevmez olacağınızı sanıyorum. O zaman ne olacak? Şimdi yaptığım șeye o zaman nasıl bir özür bulacağım. Başkalarını bir yana bıraksak bile kendi kendime ne söyleyeceğim? Bu düșünce zaman zaman benim de uykumu kaçırıyor, ama ben geleceğe ait şüphelerimle sizi üzmüyorum; çünkü ben umutların en iyisine bağlanıyorum. Bende mutluluk korkuyu bastırıyor. Ben sizin gözlerinizin parlamasına, beni aramak için tepeleri tırmanmanıza, uyuşukluktan kurtulup bana bir kitap ya da bir çiçek getirmek için şehre koşmanıza,benim için gülmenize ve hayata bağlanmanıza değer veriyorum. Bir hata işliyorsam, sonradan buna vahlanacaksam (elini kalbine koyarak) hiç olmazsa şuramda duyuyorum ki,gelecek günler benim yüzümden fena olmayacak. Demek kader bana engel oldu, Tanrının isteği bu değilmis diyeceğim. Gelecekte gözyaşı dökmekten korkmuyorum...Ah,ne kadar mutluydum... bugüne kadar.
Sayfa 318Kitabı okudu
ÜÇÜNCÜ MEVKİDEKİLER Hikaye bu ya... Çok eskilerden bir gün, İstanbul’dan Erzurum’a tren gider. Velhasıl tren Aşkale’yi geçer geçmez arıza yapar. Makinist ve ilgililer Daphan Ovası’nın yanıbaşında duraklayan treni tamir etmeye çalışsa da boşadır... Durum başkondüktöre aktarılır ve gereğinin yapılması istenir. Bu arada yolcular merakla camlardan
·
Puan vermedi
Ne güzel söylemiş Cahit Zarifoğlu: “Bir değirmendir bu dünya.” Öğütülüyoruz... öğütüleceğiz... Değirmen dönecek... ve bizler aldığımız tavırlara göre ya öğütüle öğütüle OLACAĞIZ ya da öğütüle öğütüle YOK OLACAĞIZ..! Kitabın en güzel kıssadan hissesini bırakıyorum aşağıya sevgili okurlar, Büyük bir iş hanının alt katında, merdiven altında bir bölümü tahta ile çevirerek yapılmış küçük bir namaz kılma yerinde, büyük şehrin İbadete engel her türlü başıboş akışı içinde bir akşam namazı kıldım. Çıkınca yanıma biri yaklaştı. Özür dileyerek söze başladı: -Dostum dedi, kamet getirmeden namaz kıldın. Ve bana kametin gerekliliğini anlattı. İlk tepkim, içimden "bu da kim oluyor?" şeklinde oldu: Bu tepki dostsuzluğun, yalnızlığın, cemaatsizliğin, İslam'dan uzak kalışın zavallı bir göstergesinden başka bir şey değildi. Adamın ikazına, kendisine, tavrına kalbimi ısındırmak için kendimi zorlamam gerekti. Bocalamam birkaç saniye devam etti. Ayak üstü bir iki dakika konuştuk. Sonra gözlerim yaşararak elini tuttum ve onu bırakmak istemedim. Bugün camilere, meyhanelere, sokaklara dolup insanlara hatalarını ikaz etmeye kalksak acaba başımıza neler gelir. Bizi kim dinler? Cahit Zarifoğlu - Bir Değirmendir Bu Dünya
Bir Değirmendir Bu Dünya
Bir Değirmendir Bu DünyaCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20219bin okunma
751 öğeden 491 ile 500 arasındakiler gösteriliyor.