Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Şara

‘Ondan vazgeçmeye istekli ve hazır olanlar dışında kimse hayatın gerçek tadını alamaz.’
Sayfa 88 - Pegasus Yayınları
Reklam
‘İyi yaşamayı öğrenmek için kişinin iyi ölmeyi öğrenmesi gerekir.’
Sayfa 88
Onlar sadece gördüklerine inanıyordu. Gördükleri ne kadarsa, hayatları da oydu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Gerekirse toprak olayım, insanlar üstüme basıp beni ezsin. Acı duyayım. Ama yok olmak istemiyorum. Hissetmeyi kaybetmek istemiyorum."
“Ölüm farkındalığım uzun zamandır hayatımı canlandırmama, önemsizi önemsiz kabul etmeme ve gerçekten değerli olana değer vermeme yol açıyor.”
Reklam
Ama ölüm bir huzur durumu değildir, insanın hayatını acısız sürdürdüğü bir durum da değildir, yalnızca bilincin yok olmasıdır.
Sayfa 170
“...ölmek hayatın bir parçası. Onu kaçırmak, o gerçekleşirken uyumak, hayatın büyük maceralarından birini kaçırmaktır.”
Sayfa 43
Ölümün mitolojik unsurlarını yok edip onu olduğu gibi görmeyi öğrendim; bir olay , hayatın evresi , diğer olasılıkların sonuydu. “Korkuyla renklendirmeyi öğrendiğimiz doğal bir olay,”
Sayfa 30
İnsan gerçekte olduğu değil, hissettiği yaştadır.
Sayfa 54
Reklam
İnsanlar yaşlanıyordu , bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak, bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu. Bunun püf noktası ise bir insanın " Nasıl görünüyorum?" sorusundan, "Nasıl görüyorum?" aşamasına geçmesiydi.
Binlerce insanın arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin.
“İncipit vita nuova.” - “Yeni bir yaşam başladı.”
Sayfa 62
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: “Buradayım!" der.
Sayfa 52
...ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum.
Sayfa 51
"Yarını düşlüyoruz ama yarın gelmek bilmiyor; Bir zafer düşlüyoruz Aslında hiç istemediğimiz. Yeni bir gün düşlüyoruz O yeni gün zaten gelmişken. Kavgadan kaçıyoruz Durup dövüşmemiz gerekirken. Çağrıyı dinliyor ama kulak asmıyoruz, Gelecek için umutlanıyoruz, gelecek yalnızca planlardan ibaretken Bilgeliği düşlüyoruz, her gün köşe bucak kaçtığımız, Bir kurtarıcı diliyoruz, kurtuluş ellerimizdeyken. "Ve hâlâ uyuyoruz. Ve hâlâ diliyoruz. Ve hâlâ korkuyoruz..."
Sayfa 120 - Todd Anderson
Reklam
Bu acı ölüm değildi, sersemlemiş bilincinde bocalayarak dolaşan düşünceydi. Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı boğan his.
Az... Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Sayfa 349