Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Namus Sözü..
Sönene dek zulmün ateş çemberi, Karşısında duracağız söz olsun. Zafer bahçesinde gonca gülleri Kucak kucak dereceğiz söz olsun... Mutlu etmek için güzel vatanı Yeniden yazarız yüce destanı, Zaten O'nun olan bu tatlı canı,
Reklam
Osman Yüksel Serdengeçti Serdengeçti dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü olan Osman Zeki Yüksel (1917-1983), Akseki'de doğar. Babası Müftü Salim Efendi'dir. DTCF Felsefe Bölümü son sınıfında iken 3 Mayıs 1944'teki protesto yürüyüşüne katıldığı için tutuklanır; üç buçuk ay sonra serbest bırakılır. Fakülteden kaydı silinir.
Yalnız hikâyede unutulan bir nokta vardır. Tahsin Efendi'yi ilk tesadüfün hemen ertesi günlerinde bir kere daha gördüm. O günlerde, çocukluğumdan beri bildiğim ve sevdiğim Erzurum'da herkesin tanıdığı, kıt'alarını birçok defa dinlediğim "Geyik Destanı"nın tamamını bulurum hulyasına kapılmıştım. Hasankale'den gelen bir saz şairinin bu destanı bilmesi ihtimalinden bahsettiler ve çarşının biraz ötesindeki bir köprünün hemen yanında çukur bir yerde bir halk kahvesini salık verdiler. Ertesi gece tam bir tipi içinde -rüzgâr bizi her köşe başında zerrelerimize kadar dağıtıyor, sonra olduğumuz yerde döndüre döndüre topluyordu-rahmetli dostum Fuad'la gittik. Şair Erzincan'a gitmişti, gelmeyecekti. Onun yerine Türkçeyi mevlud gibi âdeta tecvidle telâffuz eden bir hoca, beş mumluk bir petrol lambası ışığında Battal Gazi okuyordu. Yıpranmış kitap ve isli lamba, kahvenin peykesine konmuş üstü mum lekeleriyle dolu, küçük ve tahtadan bir iskemlenin üzerindeydi ve adam bu rahlenin önünde iki diz üstünde durmadan sallana sallana hikayesini okuyordu.
DELİ HALİT PAŞA DESTANI
Namusluyla namussuz Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın Katlayıp attığında adam da devirirmiş. Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş. Kurşunlar girer de çıkamazlarmış Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış. Deli Halit Paşa’da çifte tabanca “Namuslu” dediği sağa takılı Düşmana
ERZİNCAN DESTANI 1939 yılı sonunda bir kış günü şarkta büyük bir kıyamet koptu. Yerler sarsıldı. Köyler, kentler yıkıldı. On binlerce insan kara topraklar altında kaldı. O zaman ben bir lise talebesi idim. Bu hâdise bana çok tesir etti. Sanki bir zelzele de benim içimde oldu. Bazı parçalarını buraya aldığım “Erzincan Destanı”nı o zaman
Reklam
144 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Enver Gökçe... Siyasetin işkence ve ölüm kokan sokaklarında, bir avuç şehirlinin bir kucak dolusu köylüsüne galip geldiği zamanlarda; kokuşmuş düzene pırıl pırıl düzensizliği tercih eden şairidir. Otobiyografisinin ve şiirlerinin yer aldığı bu kitapta Türk Edebiyatı' nın unutulmuş dehlizlerinde güzel bir yolculuğa çıkacaksınız. O' nun
Enver Gökçe Yaşamı ve Bütün Şiirleri
Enver Gökçe Yaşamı ve Bütün ŞiirleriEnver Gökçe · Yeni Zamanlar Sahaf · 199789 okunma
241 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar.. Yazar – Şair  Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz. Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Horasan Kimin Yurdu?
Horasan Kimin Yurdu?Faik Bulut · Berfin Yayınları · 200915 okunma
Erzincan Destanı
... Saatler ikiyi daha vurmadan, Her taraf sarsıldı, bu ne?! durmadan! Karı kocasına bir şey sormadan!.. Topraklar altında kaldı Erzincan! Felek öfkesini aldı Erzincan! Yayıldı gecenin karanlığında; Feryatlar, figanlar, yetiş sesleri! Bu sesler onların son nefesleri! Ana baba günü gördün Erzincan! Ne bitmez tükenmez derdin Erzincan!.. Oy ana neyledin Mehmet oğlunu? O da ölmüş dediler söyle doğru mu? Söyle dağlayayım kara bağrımı, Erzincan Erzincan kara Erzincan! Gitmez yüreklerden yara Erzincan!.. Gâvur başına da gelmesin bunlar, Bunu kimse anlamaz, görenler anlar, Yedi yavrusunu gömenler anlar!.. Görmeden ben bunu duydum Erzincan. Canımı yoluna koydum Erzincan!.. ...
Sayfa 53 - Kurgan Edebiyat Yayınları / Sedengeçti bu şiiri 1939'daki Erzincan depremi üzerine yazmış ve yayımlamıştır.Kitabı okudu