Kitap 19 küçük hikayeden oluşuyor. Ve kitaba adını ilk hikaye veriyor. “Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu ..” Hele ki bir bitişi var kitabın. Şermin Yaşar’ın rahmetli eşine ithafen yazdığı bir kısım var . İşte orada duygular şelale .. Bir kadın düşünün ki sevdiği adamdan gelen acıyı bile seviyor. Bir kadın düşünün ki sevdiği adamın yaşattığı acıya teşekkür ediyor.Okumadan anlayamazsınız bu hisleri .Bazı öykülerinde güleceksiniz bazılarında göz yaşı dökeceksiniz. Bitirmeye bile kıyamayacağınız bu kitap da eminim ki aynı duyguları hissedeceksiniz. Beğenmekle kalmayın ve hemen alın . Yazarın kaleminden çıkan bu kitap okunmaya değer.
Göçüp gidenler,isteğiyle gidenler istemeden gidenler ama gidenler ...
"Gülüşününüzün yanına biraz da keder koyun,okurken biraz ondan alacaksınız,biraz bundan" demiş Şermin Yaşar.
Evet her ayrı öyküde biraz tebessümden aldım biraz kederden,bazen gülerken dolan gözlerim şahitlik etti buna.
Hele o son kısım : Şermin Yaşar'ın göçüp giden eşine ithafen anlattığı ilk 40 günü,yüreğimde bir kor bırakıp söndürmeden gitmek gibiydi.
Insan sevince her şeyi kabulleniyordu. Vuslatı,gidişi,arta kalan acıyı...
Sahi kalana mı zordu gidişler,gidene mi ?
Kimbilir ...
Yüreğine,kelimelerine sağlık Şermin Yaşar sen çok yaşa ve hep yaz ...
Şermin Yaşar'ı çok uzun zamandır sosyal medyadan takip etmeme rağmen kitapları ile tanışmam yeni oldu. 19 hayattan hikayelerin yer aldığı kitabı "sesli kitap" uygulamasından dinleyerek tamamladım. Adeta masal gibi eşlik etti bana.
Tüm hikayelerin kendi içinde sarsıcı ve düşündürücü noktaları vardı. Adını verdiği göçüp gidenlerin hikayesi ve ardında kalanların hislerine yer vermiş yazar. Kitabı eşinin ölümü ardından çıkarmış ve son hikayede de eşine ithafen duygusal bi anlatımla sonlandırmış.
Çok içten anlatımı olan kitapta bol bol mahalle kültürünün içinde yer alıyoruz. Adeta okuyan/dinleyen değil yaşayan gibiyiz. Bu sıcak anlatımını gerçekten çok sevdim.
Okunabilecek yer yer gülümsetecek yer yer hüzünlendirip bizden göçüp gidenleri anımsatacak samimi bir kitap.
Elbette tavsiye ederim.
Not: hüzün ağırlıklı hikayelerden oluşan kitapta Vecdi Kartal hikayesini kahkahalarla dinledim. Yazarın mizah yönünün güçlülüğüne de ayrıca bayıldım.
Okuduğum ilk kitabı.
Lâkin şiirlerdeki anlam öyle bir örtünmüş ki sütü mayalamak gibi örtmüş de örtmüş İbrahim abi.
Bunu da şuna yordum, sanırım eşine ithafen yazdığı için mahrem bellemiş şiirleri :)
Eşime... ne naif ama !
İbrahim abi hep yazsın !
Şiir hep yazılsın !
Saint Bernardlar, oldukça nazik, arkadaş canlısı ve çocuklara karşı toleranslıdır. Saint Bernard yavaş hareket eden, sabırlı ve itaatkar bir köpektir.Ayrıca arama kurtarma köpekleridir.Tabi kuduz olmayan Saint Bernardlar için geçerli bu söylediklerim.
1980 yılında Castlerock’a dönen iki kabus vardı.Çöl derecesinde bir sıcaklık ve kuduz
İlk öncelikle incelemeye mizojininin tanımını yapmakla başlamak daha iyi olur. Sevgili okurlar mizojini tek ifadeyle kadın düşmanlığı demektir. Kitabın ana teması kadınlardan nefret etmenin tarihidir. Bu mizojini tarihine bakıldığında, okunduğunda bazı durumlardan ötürü insanın kanının donması hiçten bile değildir. İnsanlık tarihi boyunca kadın