Bir 19 hikayeden oluşan; yeri geldi mi gülümseten yeri geldi mi ağlatan bir kitap. Naif duygular barındıran bir kitap. Okumak çok sürenizi almıyor, ben bir kaç saat içerisinde rahatca okumuştum, gayet akıcı bir şekilde yazılmış. Beni en çok etkileyen kısım ki bu okuyanların en çok etkilendiği kısım sanırım, son bölüm yani eşine ithafen yazdığı bölümdü. Kesinlikle zevkle okunacağını düşünüyorum.
°
°
°
Çok hoşuma giden bir kısmı da paylaşmak isterim:
"Bu hissizliği uzun süre korudum. 'Sen de yap'diyenler çok oldu. 'Sen de onun canını yak.'İntikam; taş atana taş atmak değil, taş atanı unutmak, atılan taşı saklamaktı benim dünyamda. öyle yaptım. Göğsümün ortasına, kalbimin durgun sularına atılmış o taşı, hayali bir yakut gibi boynuma taktım. Üzerine tırnağımla iki çift laf kazıdım. Güneşe doğru tutunca daha net okunuyor: 'Güvendiğiniz dağlara kar yağdığında, üzülmeyin. Kıç üstü oturun ve sessizce aşağı doğru kayın. Baharı görene kadar...' "