...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
Kadın istediğiniz de sevip istediğiniz de itip durduğunuz bir eşya değildir. Kadın cinsel bir obje değildir. Kadın kapitalizme meta değildir. Kadın sex kölesi değildir. Kadın üreme makinesi değildir. Kadın kimsenin namusu değildir. Bunu o küçük beyinlerinize sokun...!
Kadın dediğin şöyle olmalı böyle olmalı diyen erkek iticiliği diye bir şey var. Sorsan çorabı nerde bilmez ama ideal kadını iyi biliyor...
Beyni yok fikri var.
Suzan Defter.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek ve Kırmızı Azap’tan sonra okuduğum 11. kitap...
Suzan Defter, 127 sayfalık ince bir roman…
Ayfer Tunç’un çok özgün bir çizgisi var. Bunun sadece
Japonlar kırılan eşyalarını tamir ederken kopan veya kırılan parçanın yerini altın tozu ile doldururlarmış! 🌝
İnanışa göre;
bir eşya ya da insan hasara uğramışsa, acı çekmişse o bundan sonra bir hatıraya sahiptir, ders almıştır ve artık olduğundan çok daha değerlidir... 🏅🧸🎈
“Kızlar okuyun. Okumazsanız; kolunuza takılan 3 bilezik, kocanızın ömür boyu ödeyeceği salon takımıyla övünen, çeyizi dünyadaki en değerli eşya sanan bireyler olursunuz. Dışarıda nehir gibi akan bir hayat varken siz o nehirdeki sabit kaya gibi sürekli aynı kalırsınız.”
Ve Güz Geldi Ömür Hanım
Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak ağzı...
Bundan yıllar yıllar önceydi, bir televizyon programında seyretmiştim.
Bir genç kız evlilik yapıyor, hamileyken sair sebeplerden dolayı boşanmak istiyor.
Kızın babası şart koşuyor "seni kabul ederim, ama bebeği değil!" Derken kız boşanıyor, ve bunlar bebeği bir internet sitesine şifreli şekilde ilan vererek satmaya çalışıyorlar..
Bu
Çocukken annem bana "seni istemiyorduk da oldun işte" derdi. Kendimi sanki istenmeden alınan bir eşya gibi hissederdim😊 hep annemin babamın gözüne girmek için çabalar sarfettim amacım bu dünyaya getirdiklerine pişman olmasınlar diye uğraşmaktı onları memnun etme çabası.Sonra büyüdükçe bu alışkanlık haline geldi anne,baba,kardeş, arkadaş,eş,evlat ve bütün insanlarla ilişkilerde bu kendimi insanları mutlu etmeye gayret etme çabasına dönüştü, bunun çok yorucu birşey olduğunu farkettiğimde iş işten geçmiş yıpranmış ve yorgun buldum kendimi. Umarım 40 yaş başkalarını memnun etmeye yetmiştirde kalan hayattada kendimi memnun ederim😊.Lütfen çocuklarımıza söylediğimiz kelimelere dikkat edelim bu onların hayat tarzı olabilir.Saygılar...