Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Hayır, abartıldığı kadar değil.Evet bir mesajı var fakat çokta güzel değil.
Sanki umduğumu bulamadım ben ya. O kadar çok methedildi, pek çok kişiden o kadar övgü duydum ki, çok daha muazzam bir hikaye bekliyordum sanırım. Güzel bir aşk hikayesi, evet, yazarın çok güzel dili var, ona da evet, ama çok orijinal bir şey de yok açıkçası. Kitap bittiğinde tuhaf bir boşluk hissettim. Tam adlandıramadığım bir eksiklik var kitapta, nedir derseniz, bilmiyorum. Ama beni tam olarak tatmin etmedi. Kötü değil asla, böyle bir yorum yapmak haddime düşmez bir Sabahattin Ali romanına elbette, sadece abartıldığı kadar müthiş bir hikayesi yok bence.
Ernest Hemingway denince akla ilk gelen eseri olan Çanlar Kimin Çalıyor? bizlere İspanya iç savaşı hakkında yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların bir derlemesini sunuyor. Cumhuriyet yanlısı gerillalar ve faşizm taraftarları arasında geçen sıcak ve soğuk, çetin ve çetrefilli mücadelelerin daha çok cumhuriyetçiler tarafından anlatıldığı kitapta, birçok tarihi gerçeklerin yanısıra en zor durumlarda bile arkadaşlık ve aşk gibi ilişkilerin nasıl yaşandığıyla ilgili güzel hikayeler bizleri karşılıyor. Hemingway bu ünlü eserinde usta yazarlığının yanısıra gazeteci kimliğinin verdiği tecrübe ve birikimlerini açıkça ortaya koyuyor. Nobel ödülü de almış olan yazar, kitapta İspanyolların bile fazla bilmediği İspanya iç savaşıyla ilgili gerçekleri yazıya dökerken, bizlere mağarada konaklayarak devrim mücadelesi vermenin nasıl bir şey olduğunu oldukça iyi bir şekilde anlatıyor. Bazı olumsuz tarafları elbette var. Geçmişle ilgili veya kendi kendine konuşurken lafı çok uzatması bazen can sıkıcı olmakta. Bir de ben özellikle Robert Jordan adındaki baş kahramanın biricik sevgilisi Maria ile olan aşklı meşkli cilveli konuşmalarına fazla gıcık oldum. Bu kadar şiddet, tehlike ve tehditin yoğun olduğu bir ortamda sevişmeli kısımları biraz daha arka planda kalmalıydı. Yine de diyaloglar oldukça güzel bence. Hem tartışmalı hem de fikir birliği kurulan konuşmaları okumak zevk veriyor. Bazen hadi diyaloglar başlasın diye beklediğim oldu. Dünya edebiyatı için önemli bir eser olduğunu düşünmekle beraber, yazarın fazla abartıldığı kanısındayım. Tavsiye ediyor musun derseniz, evet ediyorum. Bazılarınız bayılacaktır buna.
Zamanı konu alan bir çocuk kitabı. Çocuk kitabı dediğime bakmayın yetişkinler de okuyabilir. İnsanların zamanını çalan hırsızlar bir gün Momo'nun şehrine dadanıyorlar ve herkesi etkileyip zamanlarını boşa harcamalarına neden oluyorlar. Nasıl oluyor derseniz, demeyin çünkü tam olarak anlayamadım. Anlamak için de kendimi yormadım açıkçası çünkü fantastik bir eser. Bu hırsızlar bir tek Momo'yu etkileyemiyor ve Momo da onların foyasını ortaya çıkarmak için uğraşıyor. Zaman hırsızlarının düşmanı, şehrin kahramanı; Momo. Kendimi kaptırdım ve bir günde bitirdim kitabı (puntoları büyüktü ondan).
Kitaptaki zaman hırsızları benim gözümde direk oynadığım oyunlar olarak canlandı. Tek zaman kaybı olarak oyunları görüyorum çünkü.
Zaman tasarrufunu ciddi şekilde ele almış, boşa zaman harcamamayı kafaya takmış yazar. Güzel miydi? Evet, kesinlikle. Çok yaratıcı ve Alice Harikalar Diyarında tadındaydı. Beğendim mi? Beklediğim gibi değildi. Beğendim yada beğenmedim diyemiyorum ama pek ısınamadım. Sanırım büyük beklentilerim vardı kitaptan. Bu kadar beğenilip ödül almış bir kitabı beğenmedim demek içime sinmiyor ama şöyle diyebilirim ki benlik değildi. Evet okunması gereken bir eser, okuyun ancak benim naçizane fikrim şudur ki; konu çok özgün ancak anlatım veya olay örgüsü olmamış gibi. Bu konuya, bu özgünlüğe uymayan bir şeyler var. Bulamıyorum, okuyup da aynı fikirde olan varsa yorum alabilirim. Aynı fikirde olamayanlardan da yorum alabilirim belki kitapta anlamadığım bir yer vardır da o yüzden oturtamamışımdır kafamda.
Toparlayacak olursam, güzel bir eser ancak abartıldığı kadar değil.
Kitaplıkta başka bir kitaba bakarken gözüme ilişti. Acaba neydi “İkigai” sahiden? Derken 16. sayfaya gelmişim, oldukça yalın bir dili var. Başlarda heyecan ile ilerliyordum, sonra durum biraz değişti tabi. Anladığım kadarıyla ‘hayat amacı’ diyebiliriz ikigai için. Hep söylerim, eğer bir amaç edindiysen yaşamak güzeldir. Ama önemli bir noktası var bu durumun o da ‘akışa bırakmak’tır. Hedefe ulaşmak güzel ama yolculuğunda mutlu olmalısın diyor Japonlar. Birde ilgimi çeken bir diğer konu “Evrende olan her şey titreşimden oluşur ve her titreşim bir sestir.” Bana enteresan gelen bu titreşimler yani şifa sesleriydi. Şifa sesleri mevsimsel olarak kullanılıyor ve mevsimler organlar ile bağlantılıymış. Hasta insanların bu sesleri kullanarak sağlığına kavuşması şaşırttı açıkçası.
Değişen yaşam tarzıma yakın bir içerik ve bu süreçte de minik minik katkıları oldu diyelim. Evet kitaptaki bilgiler güzel fakat ben bunları daha önceden biliyorum bana hangi alanda katkı sağlayacak acaba diyerek okudum ve abartıldığı kadar değil bana göre..
Ben okurken Okinawa’da çekilen bir belgesel izliyor hissine kapıldım. Bazen bir kitabı yanlış zamanda okumuşta olabiliyoruz..
Kısaca İkigainin on kuralı
1- Aktif kalın, emekli olmayın
2-Ağırdan alın
3-Midenizi tıka basa doldurmayın
4-Çevrenizde iyi arkadaşlarınız olsun
5-Bir sonraki doğum gününüze kadar şekle girin
6-Gülümseyin
7-Doğayla tekrar bağlantı kurun
8-Teşekkürlerinizi sunun
9-Anı yaşayın
10-İkigainizi takip edin.
MUTLULUK-ZÜLFÜ LİVANELİ
Öncelikle kitap hakkında bir inceleme yazısını kendime borç bildim. Ülkemizde maalesef kitap okuma yerine film izleme gibi bir alışkanlığın daha yüksek olduğu aşikar. Bu nedenle filmi izleyenlere de burada özellikle okumalarını tavsiye ederim. Zira Livaneli'yi bu kadar ertelediğime çok üzüldüm.
Gelelim kitap hakkındaki görüşlerime. Kitabın konusu
Sofu vs. Sufi: Fight! Kazanan: Elif Şafak!!!
Öncelikle bu bir inceleme değil, kitap hakkında düşündüklerim sadece. Bu sitede yaptığım hiçbir incelemede de yazdıklarım teknik açıdan iyi veya kötü olacak kaygısı duymadım. Ben bu siteyi sadece kişisel kayıt yerim olarak kullanıyorum. Faydalanmak isteyen de tabii ki faydalanabilir, nasıl ki ben de sizin paylaştıklarınızı okuyorsam :)
Elif
O işler öyle değilmiş..
Size, bildiğiniz herşeyin aslında bildiginiz veya inandığınız gibi olmadığı söylesek,herşeyin birer pazarlama mekanizması olduğunu ve kamuya süslü bir medya aracılığı ile yayıldığını söylesek inanır mısınız..?
Evet , bildiklerinizi bir kenara atıp ,hazır olun. Bu kitap farklı bir bakış açısı kazandıracak,sizi bazı yerlerde ciddi rahatsız
