Tanışırız, canımız istediği kadar gezeriz, birlikte oluruz, karşılıklı birbirimizden çok hoşlanırsak yine karşılıklı olarak evlilik kararı alırız ya da almayız. Bu iki kişinin vereceği ortak karardır. Yani evlenmediğimiz sürece “evde kalmayız”
Yazı-tura atmanın kökeni nedir?
‘Yazı-tura’ günümüzde, havaya atılıp yere düşen bir madeni paranın üstte
kalacak tarafını önceden bilmeye dayanan basit bir şans oyunu olarak
bilinir. Oysa tarihin derinliklerinde çok ciddi bir şekilde insanların
kaderlerini tayin etmede kullanılmıştır.
Antik çağlarda insanlar yaşamları konusundaki önemli
Oğuz'un evlilik kararı aile çevresinden olumlu yankı almaz. Çok değer verdiği annesi Muazzez Hanım, onun kendisinden daha yaşlı bir kadınla evlenmesinden hoşlanmamıştır. "Tehlikeli Oyunlar"da Hikmet'in annesi Mukadder Hanım da oğlunun evlenmek üzere olduğu Sevgi ile ilgili olumlu duygular beslemez. Romandaki fantastik tiyatro oyunu içinde, ölmüş anne Mukadder Hanım geri dönmüş ateş püskürüyordur: "MUKADDER HANIM: (.. .) O kadını tanıdıktan sonra gözün hiçbir şeyi görmez oldu.
/HiKMETII:Rica ederim anne Sevgiye 'kadın' deme."(T0.375) Çevreyle savaşım içindedir roman kişisi Hikmet. Arkadaşları da Sevgi'nin Hikmet için uygun olduğunu düşünmüyorlardır. Romanda Hikmet'in çevresindeki insanların çoğu "Sevgi'yi beğenmiyorlardı[r}" (T0.246). Sevgi ise bu tepkileri sakin karşılamış görünüyordur: "Üzülme, dedi Sevgi. Bazı güzellikler herkesle paylaşılamazdı. " (T0.246) Oğuz'un da aile çevresi ve arkadaşlarının, onun Fikriye ile kuracağı birlikteliğin ne denli uyumlu olduğu konusunda endişeleri vardır. Bu endişelerin ne deni; terbiyeli ve ölçülü bir yapısı olan Fikriye'nin kişiliğinden çok, çocukluğundan bu yana sıradışı bir zeka potansiyeli sergilemiş olan kitap kurdu Oğuz'la bu sessiz kızın kuracakları birlikteliğin ömrü ile ilgilidir.
Şu Kâmran'la evlenmek galiba iyi bir şey olacaktı. Çünkü yaşlarımız gittikçe büyüyor, onunla kavga çıkarmak fırsatı gün günden uzaklaşıyordu. Bir kerecik olsun saç saça, baş başa dövüşerek hıncımı çıkarmak için evlenmemizden başka çare kalmıyor gibiydi.
Pek çok ülkenin ceza mahkemeleri, tecavüz vakalarında şayet mağdur fail ile evlenmei kabul ederse tecil olunan mahkûmiyet kararları vermektedir. Dolayısıyla eğer evlilik devam eder ve çift çocuk sahibi olursa mahkumiyet kararı düşmektedir. Pek çok yargılama sürecinde, başta cinsel taciz ve aile içi şiddet içeren olaylarda, kadınlara eşit koruma sağlanmamaktadır. Bunun sonucu olarak kadınlar ya sessiz kalmakta ya da suçu bildirmeleri halinde yeniden mağdur konumuna düşme riskini göze almaktadırlar.
"Evlilik, hayatınızın geri kalanını birlikte geçirmek istediğiniz kişiyle araba yolculuğuna çıkmak gibidir. Ama bu yolculukta size yardımcı olacak bir haritanız ya da GPS sisteminiz olmaz. Hangi müzik çalacağınız ya da hangi yöne gideceğiniz konusunda her zaman aynı fikirde olmayabilirsiniz. Kendi saçınızı ya da birbirinizinkini yolmak isteyeceğiniz anlar olacağını garanti edebilirim. Tıpkı sizi sınayan zamanlar olacağı gibi. Öyle ki, yeri gelecek arabadan inerseniz her şeyin daha kolay olacağını düşüneceksiniz. Mesele şu ki, hayat karşınıza bir sürü sorun çıkaracak. Patlak lastikler, çıkmaz sokaklar, mekanik sorunlar. İki seçeneğiniz var; ya birlikte geçireceğiniz bu yolculuğun keyfine bakarsınız ya gideceğiniz yere asla varamamaktan şikâyet edip durursunuz. Doğru kararı sizden başka kimse veremez."
Efendim ülkemizde yanlış bir kanaat yaygındır. Erkek egemen falan diye. Yok öyle şey. Kararı kapalı kapılar ardında kadın alır, erkek kamuya açıklar. Bu tebligat sırasında kadın erkeğinin bir adım gerisinde durur. Söz erkeğinde mânâsına onu tasdik eder. Bunlar hep kadının fendidir. Hakkını teslim edelim. O bir "Devlet Ana" dır. Yuvayı kurar; çocuğu doğurur, besler, büyütür. Her fırtınada, kavgada, kötü günde aileye kol kanat gerer. Zora düşüldüğünde evi terkeden hep erkektir. Sabırsız, dayanıksız ve gözü dışarıdadır. Bu sebeple evlilik için "Başını Bağlama" tabiri kullanılır. Hayvanata bakın, bilhassa aslanlara. Her işi dişi yapıyor. Erkek yan gelip yatıyor. Ne de olsa geniş bir haremi var. Tek özelliği dişileri döllemek. Her neyse.