Beni okuyamayanlar için yazıyorum: ezilmişler için, yüzyıllardır tarihe geçebilmek umuduyla kuyrukta bekleyenler, kitap okuyamayanlar ve kitap alacak parası olmayanlar için.
Öğrendik kahpeliği, yalanı, dönekliği
Eğildi yerlere utancımızdan yüzümüz
Ne şiirimiz kaldı söyleyecek, ne türkümüz
İnsan kalbimize sindirdik köpekliği
Eğildi yerlere utancımızdan yüzümüz
Devrimden önce, kapitalistler tarafından acımasızca ezilmişler, aç bırakılıp kırbaçlanmalardı; kadınlar kömür madenlerinde çalışmaya zorlanmış, çocuklar henüz altı yaşında fabrikalara işçi olarak satılmışlardı. Çocuklar, zalim efendileri için günde on iki saat çalışırlardı. Yavaşlarlarsa kırbaçlanırlar, yalnızca bayat ekmek ve suyla beslenirlerdi. Bu korkunç yoksulluğun ortasında, emirlerinde otuz kadar hizmetçi çalıştıran varlıklıların oturduğu, birkaç güzel, kocaman ev vardı. Bu varlıklı kişilere kapitalist denirdi. Bunlar yan sayfadaki resimde de görüldüğü gibi şişko, iğrenç yüzlü, çirkin adamlardı.
Beni okuyamayanlar için yazıyorum: ezilmişler için, yüzyıllardır tarihe geçebilmek umuduyla kuyrukta bekleyenler, kitap okuyamayanlar ve kitap alacak parası olmayanlar için.
Denemelerden oluşan, kolay okunur, kalbe dokunur kısa bir kitaptı. Hayatın akışı içinde, bu akışa ayak uyduramayan her kim vardıysa bu kitaptaydı. Bu kargaşaya, bu gürültüye, bu merhametsizliğe ayak uyduramayanlar için bir mağara istiyordu yazar. Tüm ezilmişler, tüm arada kalmışlar ve tüm başkaları için yaşayanlar için.
Bazı denemeler anlamsız gelse de, bütün itibariyle oldukça sosyal ve vicdani konular ele alındığından kitaba olan ilgi kopmadan sonlanıyor.
Tavsiyelerimle..
Büyük acılardan gecip de küllerinden doğmuş kadınların hikayelerine aşinaydık lakin hayatın tozunu dumanına kattığını düşündüklerimizin, o tozda boğulduğunu görmek daha çok can yaktı... Hiçbir kadın kaderini yaşamamış oysa ki, hep "aile" bedeli ödemiş ya da "el ne der?" baskısında ezilmişler. Şiddetin en ağırı da sözsüz şiddet, yok sayılmakmış. Kabuk bağlayacak bir yaran bile olmazmış. Okuyun diyeceğim ama bu kitabı okuyabilen bir erkek okuyucunun zaten aymak için kitaba ihtiyacı olmadığı kanısindayım. Okutun efendim, ulaşabildiğiniz herkese okutun...
Havva Öztin Akarsu teşekkür ederim.
Taşralı, bir fikir ve mücadele insanı olan Nurettin Topçu'nun, Hareket dergisinde 1950'lı yıllarda yayınlanan hikayelerinden derlenen tek öykü kitabıdır. Yazarın ayrıca Reha isimli bir romanıda bulunmaktadır. Nurettin Topçu hakkında söylenecek çok fazla bilgi ve anektodlar olmasına rağmen biz
Beni okuyamayanlar için yazıyorum: ezilmişler için, yüzyıllardır tarihe geçebilmek umuduyla kuyrukta bekleyenler, kitap okuyamayanlar ve kitap alacak parası olmayanlar için.