Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk bir sırr-ı ilahîdir. Konuşursan bu sır bahsinde seni anlamaz insanlar. Meczup derler, mecnun derler, deli derler de dâra çekerler. Bu sırdan anlamayanlara anlatacak ne vardır ki bu fani lisanla. Bu lisan, bu kelam,bu harfler bu sırrı anlatmaya muktedir değiller ki söze düşürsün âşıklar bu sırrı. Lakin bu sır ile konuşanlar olmuş da kimi şehid edilmiştir aşk uğrunda, kimi zindanlara atılmış, kimi topraklara bulanmıştır.
Aşk, şiddetli bir muhabbettir; fâni mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimî bir azab ve elemde bırakır veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiatına değmediği için bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikîye inkılab eder.
Reklam
Cihanı hiçe satmaktır adı aşk Döküp varlığı gitmektir adı aşk Elinde sükkeri ayruğa sunup Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk Belâ yağmur gibi gökten yağarsa Başını ana tutmaktır adı aşk Bu âlem sanki oddan bir denizdir Ana kendini atmaktır adı aşk Var Eşrefoğlu Rûmî bil hakikat Vücudu fâni etmektir adı aşk. Eşrefoğlu Rûmî
Aşk
AŞK Cihanı hiçe satmaktır adı aşk Döküp varlığı gitmektir adı aşk Elinde sükkeri ayruğa sunup Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk Belâ yağmur gibi gökten yağarsa Başını ana tutmaktır adı aşk Bu âlem sanki oddan bir denizdir Ana kendini atmaktır adı aşk Var Eşrefoğlu Rûmî bil hakikat Vücudu fâni etmektir adı aşk. Eşrefoğlu Rûmi
Atatürk'ün doğumunun 100. yılında anıtkabire yapılan eklemelere dair..
Yüzüncü yıl etkinlikleri sırasında Anıtkabir'e yapılan eklemelerden bir diğeri de abidenin üzerinde Atatürk'ten daha fazla alıntı eklenmesiydi. İlk olarak şeref holünün soldaki girişine Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli orduya hitabesi yazıldı. Atatürk bu söylevden 12 gün sonra öldüğünden, bu onun halka seslendiği en son
Sayfa 155Kitabı okudu
Sevgiliyle aynı çatı altında sabahladıkları için kendini sevgiliye yakın zanneden nice ahmaklar yaşar şu fani dünyada. Sevgilinin hayali her gece benimle sabahlıyorsa kim onun bana yakın olmadığını söyleyebilir? Kaldı ki sevgiliye yakın olduğunu söyleyenler ondan hep uzaktır. Ondan uzağım diyenlerin uzaklıkları ise sevgilinin yakınlığı ile örtülüdür.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Allah'ın verdiği nimetlerden olduğu kadar imtihanlardan da razı olmak gerekir.Sen Allah'tan razıysan Allah da senden razıdır.Onun için sufiler "Allah'ı sev ki O'nun sevgi alanına gir"derler.O'nu arayanlar bulurlar.O'nu herkes bulur denilmiyor.Bulmanın şartı talip olmaktır,aramaktır.Aramazsan nasıl bulacaksın. Hadis-i kudsîde buyrulur.“kim bana talip olursa beni sonunda bulur.(Men talebenî vecedenî) Kim bana giden yolu bulursa beni tanımaya başlar.(ve men vecedenî arafenî).Beni tanımaya başlayan beni sevmeye başlar(ve men arafenî ehabbenî).”Basamak basamak ilerletiyor.Önce talip olacaksın, isteyeceksin.Sonra o yolu bulacaksın,o yolu bulduktan sonra sevmeye başlarsın.Sevme noktası:“Kim beni bilirse,beni sever(Men arafenî ehabbenî).Kim beni severse bana âşık olur(ve men ehabbenî aşakanî).” Buraya kadar devreye girmiyor,senden adım atmanı bekliyor,senden gelmeni bekliyor,belirli merhaleleri kat etmeni bekliyor.Sen onu geçtikten sonra da O,devreye girerek diyor ki:“Kim bana âşık olursa ben de ona âşık olurum(ve men aşakanî aşaktuhû).”Devreye giriyor.İşte aşk hikayesi burada başlıyor! Ama sonu,tehlikeli bir aşk hikâyesi bu:“Ben kime âşık olursam onu öldürürüm(ve men aşaktuhü kateltuhû).“Tabii bu ölüm fizikî bir ölüm değil. Onu kendinde öldürme,kendinde fânî etme,âşığın maşukta erimesi olarak tarif ediyoruz bu merhaleyi.Âşığın maşukta erimesi...“Ve ben kimi öldürürsem onun diyetini öderim (Men kateltuhû ve fe aleyye diyetuhû).kim diyetini ödemek benim üzerime vacip olursa onun diyeti,bizzat benim (Ve men aleyye diyetuhû fe ene diyetuhû)”diyor, karşılığında kendisini veriyor.
Sahip Olduğu dünyalıklarla Müştehir olan insan dünyevileştikçe Siyasete Firavun, iktisata Kârûn , ilimde Bel’am suretleri icad eder Her şeyi yaratan Allah Azze ve Celle’yi bırakıp yaratanlara kul olur akli karışır ruhu sarhoş olur fani olanı bâkî gibi görür diliyle ikrar etsede haliyle cennete dönme idealinden vazgeçer,nefsini şehvet cennetinde yaşatma iradesine ram olur.
Bu fani güzergahta ebedi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi ebedi olmaya layık değil midir?
Sayfa 45 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Ezêlî Muhâbbet ve Varlık Nûru
"Bil ki, içi ilâhi aşk ve muhabbetle dolu olmayan insan ne kadar zavallıdır; belki de hayvandan daha aşağıdır. Zirâ Ashab-ı Kehf'in köpeği dahî aşk ehlini aradı, buldu. Rûhânî bir safâya erişti ve o has kullarda fânî olarak cenneti kazandı."
Sayfa 85 - Erkam YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.