Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İç gözlem yaptığınızda, kendinizi değiştirmek için içinize bak­tığınızda, her zaman bir depresyon dalgası olduğunu fark ettiniz mi bilmiyorum. Daima savaşmanız gereken bir değişken dalga vardır; o ruh halini yenmek için kendinizi yeniden incelemeniz gerekir. İç gözlem, olanı kendisi olmayan bir şeye dönüştürme yöntemi olduğundan, içinde kurtuluş olmayan bir süreçtir. Açık­çası, iç gözlem yaptığımızda, o tuhaf eyleme giriştiğimizde olan tamamen budur. Bu eylemde daima biriken bir süreç, ‘Ben’in de­ğiştirmek amacıyla bir şeyi incelemesi vardır. Onun için her za­man ikili bir çatışma ve o nedenle de düş kırıklığı vardır. Hiçbir zaman bir çıkış, bir boşalma yoktur ve o düş kırklığının sonucun­ da da depresyon vardır.
Boğaz suları çekildiği zaman
Boğaz’ın sularının çekilmekte olduğunu fark ettiniz mi? Sanmıyorum. Bayram şenliğine çıkmış çocukların keyfi ve heyecanıyla birbirimizi öldürdüğümüz bugünlerde hangimiz bir şey okuyup dünyadan haberdar oluyor ki? Köşe yazarlarımızı bile, dirsekleştiğimiz vapur iskelelerinde, kucak kucağa yuvarlandığımız otobüs sahanlıklarında, harflerin tir tir
Reklam
Fark ettiniz mi bilmem ama bizde yani Rusya'da , daha çok da Petersburg çevrelerinde , birbirlerini çok da yakından tanımayan ama hani derler ya birbirlerine karşılıklı saygı duyan, iki akıllı adam bir araya geldi miydi, bizim şimdi sizinle olduğumuz gibi, yarım saat karşılıklı otururlar ama bir türlü konuşacak konu bulamadan, utana çekine öyle dururlar... Oysa herkesin konuşacak bir konusu vardır, kadınların mesela... Sosyete çevrelerinde de örneğin, üst sınıftan insanlar her zaman konuşma konusu bulurlar... Ama orta sınıftan insanlar, bizim gibiler, çekingen ve suskundurlar... Düşünen insanlardır yani. Bu neden böyle oluyor acaba, azizim? Ortak toplumsal ilgilerimiz mi yok ya da birbirimizi aldatmak istemeyecek kadar dürüst müyüz, bilmiyorum efendim. Ha? Siz ne düşünüyorsunuz?
Sayfa 413Kitabı okudu
Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum, tanımadığınız ya da en azından çok da dert etmediğiniz birinin adı bir kez yanınızda anılmaya görsün, bütün detaylar yavaş yavaş o ismin çevresinde öbeklenir, o andan sonra bütün arkadaşlarınız daha önce size hiç bahsetmedikleri bir şeyden konuşur olur. O zaman bu kişinin çok yakınınızda olduğunu keşfedersiniz, fark ettirmeden birçok kez hayatınızdan geçtiğinin ayırdına varırsınız; size anlatılan olaylarla kendi yaşamınızdaki bazı olaylar arasında gerçek bir kesişme, bir ilişki bulursunuz.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum, tanımadığınız ya da en azından çok da dert etmediğiniz birinin adı bir kez yanınızda anılmaya görsün, bütün detaylar yavaş yavaş o ismin çevresinde öbeklenir, o andan sonra bütün arkadaşlarınız daha önce size hiç bahsetmedikleri bir şeyden konuşur olur.
Kendi zihnimizle düşünmek daha ağır geliyor bizlere!!!
Bilmiyorum hiç kendi başmıza bir konuda karar verebilmenin giderek ne kadar zorlaştığını fark ettiniz mi. Başkalarının söylediği sözler üzerinden alıntı yapmak konusunda müthiş ustalaş­tık.
Reklam
"İnancın kaçınılmaz olarak şiddeti körüklediğini fark ettiniz mi bilmiyorum! Ve giderek şiddet arttıkça inanç kaybolur."
“Şimdi benim şerefimi kirlettin” dedi. Herkesten önce önce annesi rezil etti. Köyde Mari’nin döndüğü duyulunca, herkes onu görmeye koştu, bütün köy halkı kocakarının kulübesinde toplanmıştı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, kızlar, hepsi de görmeye can atan, aceleci bir kalabalık hâlinde toplanmışlardı. Mari aç, perişan bir hâlde yerde, kocakarının
"Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum ama sevginin birçok yüzü var ve burada hepsine sahibiz. Kardeş sevgisi, hayvan sevgisi, insan sevgisi, aile-çocuk sevgisi, kendine duyulan sevgi."
İnancın kaçınılmaz olarak şiddeti körüklediğini fark ettiniz mi bilmiyorum… Ve giderek şiddet arttıkça inanç kaybolur; artık Tanrı sayesinde hiç kimse hiçbir şeye inanmaz olur.
Sayfa 27 - Omega
Reklam
Fark ettiniz mi bilmiyorum, en seçkin katillerin neredeyse tamamı hep son derece medeni beyefendiler arasından çıkar.
Boğaz’ın sularının çekilmekte olduğunu fark ettiniz mi? Sanmıyorum. Bayram şenliğine çıkmış çocukların keyfi ve heyecanıyla birbirimizi öldürdüğümüz bugünlerde hangimiz bir şey okuyup dünyadan haberdar oluyor ki? Köşe yazarlarımızı bile, dirsekleştiğimiz vapur iskelelerinde, kucak kucağa yuvarlandığımız otobüs sahanlıklarında, harflerin tir tir
54 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.