Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendimi bulduğum satırlar
“Bir fırtına koptuğunda, etrafta çırpınmak ve daha hızlı yüzmeye çalışmak yerine; dalgalı denizin üzerinde batmadan kalır ve fırtınanın dinmesini beklerim. Ne kadar küçük olursa olsun, her gün ufak bir neşe parçası bulmayı başarırım. “
Her birimiz, genlerimiz ve deneyimlerimizin yönlendirmesiyle kendi çizgimiz üzerinde yol almakta olduğumuzdan, her beyin de kendi içsel yaşamına sahiptir. Bir kar tanesi ne kadar benzersizse, bir beyin de öyledir. Sahip olduğumuz trilyonlarca bağlantı hiç durmaksızın tekrar tekrar oluştukça ortaya çıkan ayırıcı örüntüler, sizin gibi birinin daha önce varolmadığı ve bundan sonra varolmayacağı anlamına gelir. Tam şu anda deneyimlediğiniz bilinçli farkındalık, yalnızca ve yalnızca size özgüdür.
Sayfa 40 - DomingoKitabı okudu
Reklam
MEDiTASYON Birçok meditasyon çeşidi vardır, ancak bazı ortak özellikleri şunlardır: Odaklanma, kontrollü nefes düzenlemesi ve bir dereceye kadar kişi­ nin duygu ve düşüncelerini denetlemesi. Bu geleneksel anlamda bir "kontrol" değildir. Amaç odağınızı nefesinizden uzak tutmanıza izin vermeksizin, duygu ve düşüncelerinizin yüzmesine izin vermektir. Odaklanma -Dikkat Meditasyonu Odaklanma meditasyonu genellikle nefesle başlar; ardı sıra nefesi bir hece, bir cümle ya da basit bir dua takip edebilir. Ayrıca dikkatinizi yanan bir mum veya sizi etkileyen bir görüntü üzerinde de odaklaya­ bilirsiniz. Farkındalık Meditasyonu Farkındalık meditasyonu sırasında duygu, düşünce ve hisler gelip gi­ debilir; ancak burada asli olan onlara odaklanmamak ve özgürce gelip gitmelerine izin vermemektir. Bu pratik odaklanma meditasyonundan daha zor olabilir. Dikkatiniz dağılır, bir düşünce veya nesneye sabitlen­ meye başlarsanız, sakın kendi kendinize dövünmeyin. Sadece kendini­ zi nefesinize yeniden getirin ve tekrar deneyin. Sevgi Temelli Meditasyon ('Şefkat Temelli Meditasyon' olarak da bilinir) Şefkat Temelli Meditasyon, esas olarak şefkat duygusunu geliştirme­ ye ilişkindir. Yakın ilişki içerisinde olduğunuz biri için, sahip olduğunuz sevgi ve merhamet duygularını geliştirerek işe başlayın. Sonra şefkati kendi kendinize yöneitin ve kendinize şefkat besleyin. Ardından aile­ nize, arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize geçin. Üçüncü adımda, çatışma halinde olduğunuz ve mücadele ettiğiniz, hayatınızdaki zorlu bir kişiye odaklanmayı seçebilirsiniz. En sonunda yabancılara odaklanın; herkese sevgi ve şefkat yollayın.
Farkındalığın, depresyon, kronik ağrı gibi çeşitli psikiyatrik, psikosomatik ve strese bağlı belirtiler üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir. Bağışıklık tepkisi, kan basıncı ve kortizol düzeylerinde iyileşme gibi bedensel sağlık üzerinde de yaygın etkileri vardır. Beynin duygusal düzenleme alanlarını harekete geçirme ve bedensel farkındalık ve korku ile ilgili bölgelerde değişiklikler konusunda da etkileri gösterilmiştir.
Sayfa 209Kitabı okudu
Kendini beğenen biri kendi önemini abartır; kendine olmadığı kadar önem biçer. O yalnızca gücünün yettiği şeylerin ve başkalarının (gerçek ya da hayal ürünü) farkında olmakla kalmaz, sürekli onları düşünür, zevkle beğenir ve onlara odaklanır. Ama aksine, zayıflıklarını görmezden gelir. Ancak sürekli kendimiz üzerinde düşünmek, sahip olduğumuz güçleri azaltır. Örneğin hitabet becerimizle aşırı derecede övünüyorsak, herhalde daha az etkili birer hatip oluruz: bu becerilere sahip olmakla daha çok, onları kullanmakla daha az ilgileniriz. Ya da iyi yürekli bir insan olduğumuzu düşünüyorsak, iyi yürekli biri oluşumuzla daha çok, iyi yürekli olmakla daha az ilgileniriz. Kendini beğenmişlik yalnızca belli bazı yetenek ve karakter özelliklerine sahip oluşumuza ilişkin bir farkındalık değil, aynı zamanda onlara sürekli özbilinç taşıyan bir dikkat sarf etmektir. Sonuç: kendini beğenmiş insanlar yalnızca burnu havada değil, aynı zamanda beceriksizdirler.
Açık veya kapalı beden ile ilgili eski dini fikirler -insanlar bunların kökenleri hakkında farkındalık sahibi olmasa bile- sosyal kurallar üzerinde halen bir etkiye sahiptir. Öngörülen kıyafet kurallarına uyma eğilimimizin nedeni kaprisli moda akımlarından ziyade dayatılan geleneklerle daha fazla alakalıdır.
Reklam
".... 'işte sen bunu fark etmişsin, o zaman evlenmezsin, evlilik her erkeğin hayatını kısaltan bir yöntemdir. Ben karımdan memnunum çünkü sessiz bir kadınla evlendim. Aslına bakarsan sadece bunu aramalısın, bir kadın sessiz olmayı biliyorsa bence her şeyi biliyor demektir ve dünya üzerinde sessiz kadın bulmak zordur. Ben lise yıllarımda onunla tanıştım ve hemen evlendim, bu fırsatı kaçıracak kadar aptal bir adam değilim, zaten bir erkeğin hayatına sadece bir defa sessiz bir kadın denk gelir ve hemen onunla evlenmesi gerekir, anlıyor musun? Sessizlik yaşamın ilacıdır; biz burada buna Omerta deriz.'"
Buna ek olarak sağlıklı beslenmekten daha az anlamalarının ve sağlıklı besin ya da makul porsiyon gibi kavramlarda daha az bilgi sahibi olmaları daha olasıdır. Düşük farkındalık da aynı şekilde obeziteye işaret etmektedir çünkü düşük farkındalığın özü dürtü üzerinde az kontrol sahibi olmaktır. Düşük farkındalık sahibi insanlar kendilerine hâkim olamazlar.
"Yeryüzü deneyimi bir ruhsal rehber olmadan zordur. Alessandro, geçmiş yaşamımda sen bana rehberlik etmiştin ve sana borçlandım. Benim hayatımı kurtardın ve manastıra kabul ettin. Oysa ben bir katildim, kadın ve çocuklara eziyet eden ruhsuz bir şeytandım. Bana herkes sırt çevirdiğinde henüz yirmi altı yaşındaydım, şu anda senin olduğun yaşta. İşte o dönemde bir gece yarısı Thames Nehri üzerinde bir kanun kaçağı olarak bindiğim kayıkta seninle tanıştım."
İthaki yayınlarıKitabı okudu
duygularımız var ve onları ifade etmeyi başarabiliriz
Beyin üzerinde yapılan araştırmalar, duyguları ifade etmek için sözcükler bulmanın, beynin stres tepkisi veren bölümünü devre dışı bıraktığını göstermiştir.
Reklam
Görüldüğü kadarıyla olumlu duyguların pek çok faydası bu- lunmaktadır. 225'in üzerinde yayımlanmış makalenin ince- lenmesi, olumlu duyguların mutlulukla bağlantılı olduğunu, mutlu insanların hayatta başarılı ve talihsizlikler karşısında dayanıklı olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göster- miştir. Bunlar genellikle daha yaratıcı, ırklar konusunda daha az önyargılı, işte başarılı olma olasılıkları yüksek ve mutlu ilişkiler kurabilen kişilerdir.
Bir fırtına koptuğunda, etrafta çırpınmak ve daha hızlı yüzmeye çalışmak yerine, dalgalı denizin üzerinde batmadan kalır ve fırtınanın dinmesini beklerim. Ne kadar küçük olursa olsun, her gün ufak bir neşe parçası bulmayı başarırım.
“Hayatınızın belli bir aşamasında dönüp şöyle bir geçmişe baktığınızda, kat ettiğiniz yollara, aştığınız engellere, açlıklarınıza, doygunluklarınıza, ulaşamadığınız hayallerinize veya sahip olduğunuz şeyleri zihninizde yeniden canlandırdığınızda zamanın durduğunu hissedersiniz. Her şey sanki boşlukta asılı kalmış ve havada süzülüyormuş gibi
Sayfa 325 - Ezber Bozan YayınlarıKitabı okudu
Hepimiz birtaneyiz
Her birimiz, genlerimiz ve deneyimlerimizin yönlendirmesiyle kendi çizgimiz üzerinde yol almakta olduğumuzdan, her beyin de kendi içsel yaşamına sahiptir. Bir kar tanesi ne kadar benzersizse, bir beyin de öyledir. Sahip olduğumuz trilyonlarca bağlantı hiç durmaksızın tekrar tekrar oluştukça, ortaya çıkan ayırıcı örüntüler, sizin gibi birinin daha önce var olmadığı ve bundan sonra da var olmayacağı anlamına gelir. Tam şu anda deneyimlediğiniz bilinçli farkındalık, yalnızca ve yalnızca size özgüdür. Fiziksel madde sürekli değişim altında olduğundan, biz de öyleyiz. Sabit ve durağan canlılar değil, beşikten mezara kadar işlenip gelişen birer yapıtız.
Beyin ve işlevleri ile ilgili pek çok konuda olduğu gibi, duygular konusunda da önemli miktarda bilgiye beyinlerinde lezyonlar olan hastalar sayesinde ulaştık. Frontal lobda lezyon olan hastaların duygusal farkındalık açısından zayıflık gösterdiklerini, yeterince mantıklı düşünemediklerini ve karar vermede güçlük çektiklerini biliyoruz. Ayrıca beyin lezyonları olan hastalar üzerinde yapılan klinik çalışmalardan duyguların hem eksikliğinin hem de fazlalığının rasyonel davranışı önleyebildiğini ve bu durumların kişinin mental sağlığını olumsuz yönde etkilediğini öğreniyoruz. Stanford Üniversitesinden Philipp Gordon, aşırı derecede üzüntü duygusunun depresyona, aşırı öfkenin sebepsiz saldırıya (agresyon) ve aşırı zevkin bağımlılığa neden olduğunu belirtiyor. Gordon tehlikeli durumlarda hissedilen korkunun normal sınırları aşması sonucu aşırı endişeye (anksiyete), fobiye ve paniğe dönüştüğünü, gereğinden fazla endişelenmenin ve kaygılanmanın ise genel anksiyete bozukluğuna neden olduğunu açıklıyor
393 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.