Cumartesi akşamüstü bilgisayarın başına oturdun, ya da akşam yemeğinden sonra açtın telefonunda 1000 kitap uygulamasını. Akışında gezinirken başka bir inceleme gördün. Özellikle incelemelere de bakıyor olabilirsin, ya da can sıkıntısından geziniyorsundur sadece sitede. https://1000kitap.com/yazar/Italo-Calvino diye bir yazar, İtalyan muhtemelen.
Uzun zamandır inceleme yazmamış olmanın acemiliğini çekiyorum şu an. Yazım, anlatım, ifade zorluğu ya da yanlışlığı yaparsam affola :)
Öncelikle aslında Mesnevî incelemesi yazmayı düşünmüyordum ama en azından esere ya da düşünce tarzına bakış açımı ufak da olsa ifade etme ve farklı bir bakışla belki de biraz eleştirel yaklaşma ihtiyacı hissettim.
"Zaman Çarkı döner, Çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran Çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da, henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Puslu Dağlar’da bir rüzgâr yükseldi. Rüzgâr başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne
Japonlar yüzyıllardır, kırılan bir eşyayı altın tozu ile tamir ettiklerinde onun daha da değer kazandığını düşünüyorlar. Bu altınla onarma sanatının ismi de Kintsugi Kintsukuroi. Bence bu sanattan hayatımıza dair bilgece yorumlar çıkarabiliriz. Her şeyin yenisinin makbul olduğu bir dönemde, çoğunluk yeni başlangıçlar yapmak için yeni eşyalara ve yeni insanlara ihtiyaç duyuyor. Ancak bu altınla onarım konusunda olduğu gibi, kırılan ilişkilerimizde bile yaptığımız değerli onarımlar, o ilişkiyi muadili yeni bir ilişkiden çok ama çok değerli yapıyor. Modern zamanlar kafamızdaki yeni başlangıçlar hayalini, yeni eşyalara bağladı. Bundan dolayı çok fazla alışveriş yapmıyor muyuz? Halbuki bütün yeniler zihinde başlar, zihinde biter. Yenisini almak ya da yenisi hayatımıza sokmak yerine, var olanı tamir ettiğimiz ve daha değerli hale getirdiğimiz günler dilerim hepimiz için... Bir yandan da hasarlı olan taraflarını saklamak yerine, şunu demek gerek, ben hasarlarımla, yaralarımla değerliyim. Mükemmel değilim ama değerliyim. Yaralarından utanmak yerine onları altınla kaplarsan, kabullenirsen her şey çok daha farklı olacak. Geçmişindeki yaraları silmeye çalışma, bu mümkün değil. Herkes biraz yaralı, yaralarını kabullen, yoluna devam et. Sen yaralarınla daha değerlisin.
• Beyhan Budak
"Sana sarılıp yatarsam, çocukluğumdayım."
( S. 14 )
Gidipte kalmak istediğim tek yer olabilir çocukluğum. O zamanlara dair anılarım çok net ve evet şanslıyım ki aynı zamanda çokta keyifli. Yaşadığım her şeyin beynime kodlanmış bir kokusu var sanki. Bazen kendi irademle gidiyorum o günlere, bazen de hiç beklemediğim anda bir koku, bir
Ay Sarayı Paul Auster'ın 1989'da yayınladığı 4'üncü (Farklı isimde çıkardığı bir kitabı daha vardı hatırlarsınız) kitabı. Hayatını anlattığı kitap dışında ,
Bugün uygulamaya geçirilen iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan daha iyidir.
George Patton
Hayatımız boyunca güzel bir yaşama sahip olmak için sürekli çabalar içerisindeyiz. Dolayısıyla hayaller kurar, planlar yaparız. Bu da umudumuzun yeniden yeşermesini sağlar. Yapılan planlar, kurulan hayaller hedeflerimizi belirler. Önemli
"Sevgili balık, bugün eskileri atıp yenileri yaşamınıza sokmaya karar verebilirsiniz. Yeni başlangıçlar için harika bir gün olabilir. Belki yeni bir saç modeli ya da yeni bir sevgili? Karar sizin. Karamsar olmayı bırakın. Moralinizi yüksek tutun ve olaylara farklı açıdan yaklaşın."
ÇEYİZ HAZIRLIĞI 1
Evlilik Paketi - #32130594
B A Y I L D I M .
Bir kitap bu kadar güzel olamaz.. Fark ettim de uzun zaman olmuş bir kitap bittiğinde "Vay be. Ne güzel kitaptı." demeyeli..
Bilhassa, davranışlarımın kadın gibi değil de erkeğe yakın olduğunu fark ettiğim ve bundan kurtulmak için 21 gün
Japonlar yüzyıllardır, kırılan bir eşyayı altın tozu ile tamir ettiklerinde onun daha da değer kazandığını düşünüyorlar. Bu altınla onarma sanatının ismi de Kintsugi Kintsukuroi. Bence bu sanattan hayatımıza dair bilgece yorumlar çıkarabiliriz. Her şeyin yenisinin makbul olduğu bir dönemde, çoğunluk yeni başlangıçlar yapmak için yeni eşyalara ve yeni insanlara ihtiyaç duyuyor. Ancak bu altınla onarım konusunda olduğu gibi, kırılan ilişkilerimizde bile yaptığımız değerli onarımlar, o ilişkiyi muadili yeni bir ilişkiden çok ama çok değerli yapıyor. Modern zamanlar kafamızdaki yeni başlangıçlar hayalini, yeni eşyalara bağladı. Bundan dolayı çok fazla alışveriş yapmıyor muyuz? Bütün yeniler zihinde başlar, zihinde biter. Yenisini almak ya da yenisi hayatımıza sokmak yerine, var olanı tamir ettiğimiz ve daha değerli hale getirdiğimiz günler dilerim hepimiz için... Bir yandan da hasarlı olan taraflarını saklamak yerine, şunu demek gerek, ben hasarlarımla, yaralarımla değerliyim. Mükemmel değilim ama değerliyim. Yaralarından utanmak yerine onları altınla kaplarsan, kabullenirsen her şey çok daha farklı olacak. Geçmişindeki yaraları silmeye çalışma, bu mümkün değil. Herkes biraz yaralı, yaralarını kabullen, yoluna devam et. Sen yaralarınla daha değerlisin.
Beyhan Budak
Bugün eskileri atıp yenileri yaşamınıza sokmaya karar verebilirsiniz. Yeni başlangıçlar için harika bir gün olabilir. Belki yeni saç modeli ya da yeni bir sevgili? Karar sizin. Moralinizi yüksek tutun ve olaylara farklı açıdan yaklaşın.
Oldukça soğuk ve sakin bir sabah, buzlu yollar – ben görmedim ama, öyleymiş. Karanlık bir gökyüzü. Evet başka bir sabah başka bir hayattan- burada ben her sabah yeni bir hayata uyanırım desem güzel bir başlangıç olurdu bir bilimkurgu ya da felsefe hatta kişisel gelişim kitabı için, ama anlamam hiçbirinden- ben her sabah yeni bir hayata uyanırım
Spoiler İçerir..!
Damga; sosyal açıdan tamamen kabul görme vasfından men edilmiş bireyin durumunu ifade etmektedir.
Çalışma sosyal psikoloji üzerine inşa edilmiş, klinik araştırmalarla beslenmiş teorik çerçeve daima yeni kişi kategorilerine göre değişmiştir.
Çalışmada çizilen sınırlar damgayla doğrudan ilişkili olgular ile “civar olgular”
Yine duygusu yoğun, ince ince işlenmiş, usul usul anlatılmış hikayeler ve Melisa Kesmez'in beklenen kitabı Küçük Yuvarlak Taşlar.
Nergis, Elif ve Mehmet...
Hikayeleri her ne kadar parçalanmış bir aile hikayesi gibi görünse de, her birinin yaşadıkları insanın aslında ne kadar karmaşık bir varlık olduğunu gözler önüne seriyor, insan olma
Geleninin, geçeninin, kaçanının, göçeninin çok olduğu kadim şehir İstanbul. İçinde yaşarken dertlendiğimiz, bir adım öte gittiğimizde özlediğimiz, hep ondan gitmek hayalleri kurmamıza rağmen, bir türlü kopmayı da beceremediğimiz güzel İstanbul kim bilir kaçıncı kez konu oluyor öykülere, kitaplara.
Tek kelime ile muhteşem bir kitap olmuş İstanbul