Platon'un kullandığı hâkimiyet metaforlarının, bu metaforların daha sonraki biçimlerinden farklılık gösteren bir yönü daha vardır. Platon kuramında, håkimiyet ilişkisi, bilen-insanın kendi içinde ortaya çıkan bir durumdur; zihnin beden üzerindeki, ruhun daha üstün bölümlerinin daha aşağı bölümleri üzerindeki haklı tahakkümü, bilen-insan'ın, maddeden daha üstün olduğu düşünülen formlarla gereken mütekabiliyet ilişkisine girmesini sağlar. Bu modele göre bilgi, ezeli-ebedi formlar üzerinde, onları bilinemez ve gayri rasyonel olan maddeden soyutlayarak, felsefi düşünceye dalmaktır. Håkimiyet ve tabi kılma simgeleri, bilginin elde edilmesi sürecinin dile getirilişinde ortaya çıkar. Bilginin kendisi, bilgi nesnesi üzerindeki bir tahakküm olarak değil, bu nesneler üzerinde bir tür esrime halinde düşünme olarak görülür.
Sayfa 29
Farklılık ilişkisi
Ayrı fikirler ya da varlıklar birbiriyle bağlantıya girdiği ölçüde yaşam bizi ortaya çıkanlarla, ani yetkinlik ve zeka tezahürleriyle şaşırtır.
Reklam
On yıldır håla ütü yapmayı öğreneceğim. Ütü yapmayı öğrenmeyi bu kadar istediğim halde elimin bir türlü gitmemesinin nedeni niçin ütülü giysi giymenin gerektiğini anlayamamam olabilir. Ütünün saygı ile bir ilişkisi var ki, dayatılmış çağ gelenekçileri veya kentli faşizmi kendi protokollerine böyle bir madde ekliyor. Ütü, ukaladır; ütüsüz ise kibir. Maddenin alt başlıkları, bentleri uzun uzun sıralanıyor mutlaka. Uzatmalı bir ütü kablosu gibi. Prizin yeri buradan görünmüyor. Onarılma ihtimaliyle delirme sınırına dayanmış birilerini tanıyorum. Çok korkuyorlar. İhtimal meselesinde haklılarsa da onarılmanın içeriği ve tanımı hepsinde farklılık gösterdiğinden aralarında anlaşamıyor, sürekli kavga ediyorlar. Birbirlerini ciddi ciddi yaraladıkları da oldu. Kimi geceler sırf bu saçma işlerle uğraştık. Nefretin odak değiştirmesi, tahribatın adaletini kaybetmesi, çoğul şizofreni hep bu onarılma ihtimali üzerinde ortak doğrular bulamamaktan. Ütü, ortak doğru kırışıklarını siliyor işte. Kentli faşizmi çarşaf gibi bir düzenden yana. Uyumsuzluğa tahammülü yok; sanatı da oraya çekme arzusunda: Oda tiyatrosu, kent orkestrası adları hemen terk edilmeli - bienallerden kaçınılmalı. Ama yoksulsan gir içeri - paranı al çık. Ötesine bulaşma. Markete borcunu öde ve paket paket sigaranla, bir sürü içkinle sığınağına dön. Temiz değilsin kuşkusuz ama sana bulaşan kir yüzünden suçlanamazsın. Kir, üretilir çünkü. Kentli faşizmi kir üretimi ile gurur duyar. Metropol festivali. Sisteme yeterince hizmet ettiniz, şimdi biraz eğlenebilirsiniz.
Anlam Yoğunluğu
. İnsan ve insan arasındaki sadakatsizlik ve sadakatten yakınmak dünyada alışılmadık bir şey değildir ve çoğu zaman durum gülünçle sınırlanır. İlişki bir farklılık ilişkisi değil, ne yazık ki, karşılıklı benzerliğin sadık bir imgesi, iki değişmiş kişi arasındaki ilişkidir. Yeni yanlış anlamalar, her biri ayrı ayrı kendini suçlamak ve anlayış bulmak yerine, her biri diğerinin suçlayıcısı olarak birlikteliklerini sürdürüyor. ...
Yazın türleri, edebiyat tarihinin en dinamik göstergeleridir ve reçeteye gelmez; çünkü her edebi yapıt, ait olduğu türle tam bir uyumdan çok, farklılık, yenilik, melezlik ya da başkaldırı ilişkisi sergiler. Türü aşma çabalarıyla ait olduğu türün sınırlarını zorlar.
Asıl zorluk, İlk Günah mitinden kötünün ortaya çıkışına ilişkin ne gibi sonuçlara varılabileceği sorusudur. Göründüğü kadarıyla, kötünün belirmesi iki açıklama tarzı arasındaki uyumsuzluğu yansıtmaktadır: Aniden ortaya çıkan bir köken miti ile nedensellik ilişkisi halinde anlaşılabilen ve sonunda kötüye varan bir gelişim modeli arasındaki
Reklam
64 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.