Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üç cami yaptırdım ismimi yaşatsın diye. Olmadı. Birini suya verdim: Ayazma Camii. Birini bir meczuba kaptırdım: Laleli Camii. Birini de ceddim aldı: Fatih Camii. Ne bir camiyle yaşıyor adım, ne de adımın önünde bir lâkabım. Ben? Mustafa sadece. Mustafaların üçüncü sırasındaki.
Sayfa 230
Camide "seri cinayet" işlendi. İsmailağa cemaatinin şeyhlerinden Bayram Ali Öztürk, Fatih İsmailağa Camii'inde vaaz verirken, bıçaklanarak öldürüldü. Müritlerinden olan katil de, cemaat tarafından linç edilerek öldürüldü. Polis raporuna "Kafasını mihraba vurarak intihar etti." şeklinde geçti! Polislerimizin raporları, laiklere göre başka dincilere göre başka verilmeye başlanmıştı. Kendi aralarında kapattılar. Katilin katilleri bulunamadı.
Reklam
Sultan 1. Ahmed o günlerde devasa boyutlarda bir cami inşaatına girişmişti. Bu cami büyük dedeleri Fatih ve Kanuni'nin camileri gibi olmalıydı. Bir Süleymaniye Camii haşmetinde olup Ayasofya Camii'nin tam karşısına kondurulmalıydı. Gerçi bir tepenin başı olsun istemiş ancak o günlerde İstanbul 'un yüksek tepelerinin başı hep doldurulmuş olduğu için Sultanahmed Meydanı dediğimiz Hipodrom 'un düzlüğünü tercih etmek zorunda kalmıştı. O zamanlar, İstanbul silüetinde çok fark edilmese de ileride İstanbul 'un en çok ziyaret edilen camisi burası olacaktı.
Osmanlı padişahları yönetime geçtiklerinin ilk cuması "Taklidi_i Seyf "merasimi için Eyüp Camii'ne gitmektedirler. Topkapı Sarayı'ndan kayıklarla Haliç Bostan İskelesi'ne gelen padişah buradan cülus yoluna geçer, at üzerinde caminin yakınına kadar yürütülürdü. Burada bugün hâlâ durmakta olan binektaşı üzerinden attan iner ve Ebu Eyyüb el_Ensar Hazretleri 'nin huzuruna geçerdi. Türbenin önünde kılıç merasimi yapılır ardından caminin dış avlusunda bulunan ikinci bir binek taşı üzerinden yeniden ata bindirilirdi. Haliç kıyısından Edirnekapı 'ya yönelen padişah, tarihi Edirnekapı içinden aynen dedesi Fatih'in fetihte şehre girmesi gibi at üzerinde şehre girer ve dedelerine ait kabirleri ziyaret ederek saraya dönerdi.
Sayfa 174Kitabı okudu
İnsan kaderinin büyük taraflarından biri de, bugün attığı adımın kendisini nereye götüreceğini bilmemesidir. Bâki'nin Fatih Camii'nde fakir bir müezzin olan babası, oğlunun Türkçe'yi kendi adına fethedeceğini, sözün ebedi saltanatını kuracağını; Nedim'in anası Türkçe'nin ikliminde oğlunun bir bahar rüzgarı gibi güleceğini, onun geçtiği yerlerde bülbül şakımasının kesilmeyeceğini, ağzından çıkan her sözün ebediliğin bir köşesinde bir erguvan gibi kanayacağını biliyorlar mıydı?
Sayfa 52 - (Erzurum'u anlatan bölüm)Kitabı okudu
480 syf.
7/10 puan verdi
Livanelinin okudugum ikinci kitabiydi bu.Ilkinde oldugu gibi okuma aralari verip, google da neymis ne degilmis bu ogrendiklerim seklinde ders calisiyormus gibi suruklendim yine :) Fatih Sultan Mehmed'in turbesinin bulundugu Fatih camii nin yerinde fetihten once,Havariyun Kilisesi oldugunu ve Istanbul un kurucusu konstantinin mezarininda burda oldugunu ogrenmenin saskinligiyla Murat Bardakci kitaplarina sardim.Serenad okumasi sonrasinda da Struma olayini daha detayli farkli kitaplardan okumama sebep olmustu.Ezcumle,livaneli kitaplari sonrasinda uzun okuma listeleri olusuyor olmasi,meraklara mucip olan bi dolu sey ogrenme istegine girismemiz bile yazara tesekkur icin yeterli bir sebep.
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,3bin okunma
Reklam
"İnsan kaderinin büyük taraflarından biri de, bugün attığı adımın kendisini nereye götüreceğini bilmemesidir. Baki'nin Fatih Camii'nde fakir bir müezzin olan babası, oğlunun Türkçe'yi kendi adına fethedeceğini, sözün ebedi saltanatını kuracağını; Nedim'in anası, Türkçe'nin ikliminde oğlunun bir bahar rüzgarı gibi güleceğini, onun geçtiği yerlerde bülbül şakımasının kesilmeyeceğini, ağzından çıkan her sözün ebediliğin köşesinde bir erguvan gibi kanayacağını biliyorlar mıydı? Bunun gibi, Malazgirt Ovası'nda döğüşen yiğitler, kılıçlarının havada çizdiği kavisin, bütün ufku dolduran nal şakırtılarının, Sinan'ın, Hayreddin'in, Itrî'nin, Dede'nin dünyalarına gebe olduğundan elbette habersizdiler. Kader, insan ruhu bir tarafını tamamlasın, yaratılışın büyük rüyalarından biri gerçekleşsin diye, onları bu ovaya göndermişti. Yaratıcı ruhun emrinde idiler, onun istediğini yaptılar."
DİĞER KÜTÜPHANELER Kütüphanenin Adı Yeri 23 Nisan Ulusal Egemenlik K Üsküdar Akademililer Sanat Mer.K Beyoğlu Akatlar Kültür Mer.K Etiler AKM KütüphanesiTaksim Alman Arkeoloji Enstitüsü K Ayazpaşa Alman Arkeoloji K Ayazpaşa
Muallim, hoca, öğretmen
Biraz uzun ama gerekli. Merhum Cemil Meriç yıllar yıllar önce isyanını, "Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime" sözleriyle dile getirirken ne çok tepki almıştı.. Aydınların böyle bir özelliği var işte. 30 yıl sonra yaşanacakları öngörüp, teşhisi koyabilmek. Herşey ufak ufak değişti aslında.. Cemil Meriç
1254 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125,5bin okunma
1.066 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.