Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Gyges’in yüzüğü, gücün bizi yozlaştırdığını değil, olsa olsa gerçek doğamızı ortaya çıkardığını gösterir. Hepimizin içinde gizlenen küçük bir zorba vardır. Toplumsal yargılar, çitin üzerinden bize bakan komşu, bizi iyi davranmaya iten şeydir. Bizi doğru yolda tutan tek şey başkalarının yargısıdır.
Sayfa 15Kitabı yarım bıraktı
Dışsal ve görünür dünyaya ait eski bir ata sözü şöyledir: “Yalnızca çalışan ekmeği kazanır.” Çok gariptir ki, bu atasözü ait olduğu dünyaya uygulanmaz. Halbuki dışsal dünya kusurlar yasasına tabidir; ekmeği kazananın çalışmayan olduğu sıklıkla görülmektedir. Uyuyan çalışandan daha büyük bolluk içindedir. Dışsal dünyada her şey elinde bulundurana aittir, dışsal dünya kayıtsızlık yasasına tabidir ve yüzük cini, ister Nureddin olsun ister Alaaddin, yüzüğü kim takarsa ona itaat eder ve dünya hâzinelerini, onları bulan elinde bulundurur.
Okuyun çok güleceksiniz!
Bu fotoğrafı mı WhatsApp durumunda paylaştım. Öyle içimden gelerek.
Yüzüğü sol elime takmışım böyle hafif sarı bir renk gelen mesajlar.
Yengem: hayırdır o yüzük ne anlama geliyor?
Arkadaşım:imana mı geldin?
Kankam: bensiz namaza ha!
Bir diğer arkadaşım: bu ne anlamadım?
Abi sadece cuma namazında çekmiştim bu fotoyu galerimde gördüm hoşuma gitti attım 😅 neden bu kadar şaşırdınız.
Her şey gider, her şey geri döner; varoluş çemberi sonsuzluğa kadar döner. Her şey ölür, her şey yeniden canlanır, varoluşun yılı sonsuzdur.
Her şey kırılır, her şey yeniden eklenir; varoluşun evi sonsuza kadar inşa halindedir. Her şey ayrılır, her şey birbirini yeniden selamlar; varoluşun yüzüğü kendine sonsuza kadar sadık kalır.
KARANLIĞIN YÜZÜĞÜ
Yüzüklerin Efendisi'nde, Orta-dünyanın Üçüncü Çağı'nın hayali edilmesi,
tarihinde dünyanın iyi ve kötü olan iki orduya göre tanzim edilmesi, hayli aşikar olarak sunulur. Bu karşıtlık, iki ana karakterle canlandırılır: Tek Yöneten Yüzüğü arayan Karanlıklar Efendisi Sauron ile Arif Gandalf. İmdi, bu sonuncu şahsiyetin lakabının önemi bazı
Sayfa 15 - İNSAN YAYINLARI - birinci baskı: İstanbul, aralık 2005
Ekim, Kasım ve Aralık ayında dinlediklerim:
1. Tess Geritsen - İsimsiz ceset (polisiye)
2. Elxan Elatlı - Qazinin ölümü (roman)
3. Maral Atmaca - Ötanazi okulu 3 (roman)
4. Fatma Şamata - 17 numara; katliam (roman)
5. Maral Atmaca - Ötanazi okulu 4 (roman)
6. Almila Aydın - Kadim şehrin şifreleri (gençlik, macera)
7. Hatice İzgül -
Meğer Nasrettin Hoca yerli Platon imiş.
Nasrettin Hoca'nın çok zarif bir fıkrası vardır: Arkadaşları Hoca'nın sokakta gözleri yerde bir şeyler bakındığını fark ederler. Ona ne aradığını sorduklarında, aldıkları cevap bodrumda kaybettiği yüzüğünü aradığı şeklinde olur. Arkadaşları haklı olarak şaşkınlıkla bodrumda kaybettiği yüzüğü niçin orada değil de, sokakta aradığını sorunca Hoca'nın verdiği cevap çok anlamlıdır: "Çünkü bodrum karanlık, sokak ise aydınlık."
Gerçekte Platon'un da buna benzer bir durumda olduğunu biliyoruz. Duyusal dünya varlığın gerekirliklerine cevap vermediği gibi bilginin elde edilmesine, bilimin yapılmasına da imkân vermemektedir. Platon bundan dolayı duyusal dünyanın karanlığı yerine akılsal dünyanın aydınlığını koymak ve bilime konu olarak onu verdirmek ihtiyacını duymuştur. Ancak Platon'un bilmek istediği son tahlilde duyusal dünya, içinde yaşadığı dünyadır. Idealar varsayımı bu dünyanın bilinmesini mümkün kılacak bir düzenek, bir çare olarak ortaya atılmış veya tasarlanmıştır.
Sayfa 274 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Saraylarda karşılanıyorlar, insanlar onlarla eğleniyor, fakat saygı duymuyorlar, soyluluklarının gerçek olup olmadıklarına aldırmıyorlar, nikâh yüzüğü olanlar gerçek eşleri mi, yanlarındaki genç kızlar bakire mi sormuyorlar. Zira eğlendiren bir insan, bu prens hastalıklarının en ağırlarından biri olan can sıkıntısını bir saat bile dindirirse, materyalist felsefe ile yumuşatılmış böyle ahlakdışı bir atmosferde pek soru sorulmadan iyi karşılanıyor.
Sayfa 36 - İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Ocak ve Şubat ayında dinlediklerim:
1. Agatha Cristie - 16:50 treni (polisiye)
2. Morgan Rice - Felsefe yüzüğü 7: Kılıç ayini (epik fantastik)
3. Agatha Cristie - Noel pudingi macerası (polisiye)
4. Zülfü Livaneli - Leyla’nın evi (roman)
5. Etel Lilian Voyniç - Ovod (klassik)
6. Şermin Yaşar - Dedemin bakkalı (çocuk)
7. Ahmet Şerif İzgören - Kara oklar çetesi 1: Büyük macera (çocuk)
8. Knut Hamsun - Açlık (klasik)
9. Elif Şafak - Kayıp ağaçlar adası (roman)
10. Mahfi Eğilmez - İnfiris (polisiye)
11. Ahmet Şerif İzgören - Kara oklar çetesi 2: Aziz Barnabas’ın sırrı (çocuk)
12. Şermin Yaşar - Abartma tozu (çocuk)
13. Mehmet Berk Yaltırık - Karanlığın şahidesi (gerilim)
14. Lev Tolstoy - Aile mutluluğu (klasik)
15. Charles Dickens - Büyük umutlar (klasik)
16. Jesper Ersgard - Kara yıldız (bilim kurgu)
17. Şermin Yaşar - Cebimdeki mandalina ağaçları (çocuk)
18. Afşin Kum - Kübra (bilim kurgu)
19. Selma Çolak - Türk mitolojisi 101 (kurgu dışı)
20. Aslı Perker - Sufle (roman)
21. Aşkım Kapışmak - 3/21 kuralı (kişisel gelişim)
22. Agatha Cristie - Beş küçük domuz (polisiye)
23. L.M.Montgomery - Mavi şato (roman)
Ejderhaların Yükselişi (Krallar Ve Büyücüler - 1.Kitap)Morgan Rice · StreetLib SRL (Lukeman Literary Management) · 201595 okunma