Üçüncü Roma, Müslüman bir imparatorluktur. Yani Osmanlı,
Yeniçağ dünyasının yeni şartlarına Roma olarak uyum göstermiştir.
Ama 19. asır sonundaki uluslararası çağda büyük darbeler yemiştir.
Dördüncü bir Roma ise olmayacaktır. Bu bağnazlık, beni ilgilendirmiyor. Tuhaf bir İslamizm ve Balkan tipi milliyetçilik karışımı var. Takıntılı tarihçiler bunlar... Roma tarihi okumamış, temel bilgilere
ulaşmamış. Roma'ya dair tek bildiği "Gladyatör" filmi benzeri şeyler. Theodor Mommsen'i okumuyor kimse. Roma'yı gladyatör dövüşünden ve köle istismarından ibaret sanıyor, aklına orjileri getiriyor. Köleliğe karşı ilk derli toplu felsefi ve hukuki metinler de
Romada yazıldı. Kısmen hala Hıristiyan yorumlarında tasviri var.
Kilise halen Romalılarla kavga ediyor.
Eğitim ilerledikçe Kur'an ve diğer metinler, yerlerini sadece Risale-i Nurlara bırakır. Risaleler içselleştirildikçe, hayatın her safhasında Kur'an'ın yerini alır.
Antiokhos IV Epiphanes devrinde (y. MÖ 175-164) Helenizmle çatışma en uç noktaya ulaşmıştı. Zaten bir süredir iki hizip arasındaki —Tobiyalar (evrenselciler) ve Honiler (milliyetçiler)— arasındaki zıtlık şiddete dökülme tehlikesi gösteriyordu. Helen yandaşları, Tevrat Yahudiliğini diğer çağdaş başdaştırmacı yaratımlara benzeyen, "modern"
Tarihteki ilk metinler felsefi bir düşünce ,şiir ,efsane ,yasa ,hatta savaş zaferinden bile değil ,vergi ödemelerinden ,borç birikiminden ve mülkiyet sahipliginden bahseden sıkıcı ekonomik belgelerdi...
Tarihteki ilk metinler felsefi bir düşünce, şiir,efsane, yasa, hatta savaş zaferinden bile değil, vergi ödemelerinden, borç birikiminden ve mülkiyet sahipliğinden bahseden sıkıcı ekonomik belgelerdi.