Ruh, hem kendisinin hem de öbür varlıkların farkındadır.
Kalbiyle sever, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, iradesiyle seçer, hayaliyle tasarlar, hafızasıyla hatırlar.
Hayat, ilim, irade, şuur sahibidir. Harici Alemde mevcuttur. Yani sadece zihinde bulunan bir fikir değildir. Sonradan yaratılmıştır ama ebedidir.
Birdir, bütündür, parçalara ayrılmaz.
Resmini güzel yapanlara hayran oluyor, seni sen yapanı hatırlamıyorsun. Eşsiz bir sanat eseri olan yüzünü görüyor ama görmüyorsun sanatkarını.
Sormuyorsun kim?
Elindeki beş topu birbirine dokundurmadan beş dakika döndürene şaşarak bakıyor, fakat gezegenleri güneşin etrafında milyarlarca senedir birbirine çarptırmadan döndüren kudrete dönüp bakmıyorsun bile...
İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün.
Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz
Merhamet insanın tüm eylemleri için ne büyük bir sigortadır. Merhamet kaybolduğunda zihnin eşgüdümü de kaybolur gider. Böylece ruh kaybolur ve giderek çürür insan.
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim...